Elinize sağlık. Her açıdan ele alınmış. Sadece felaket sonrası (binalarımız yönetmeliğe uygun olur da bu önerime gerek kalmaz) koordinasyon ve hızlı hareket açısından EMASYA yönetmeliğinin tekrar uygulamaya konulması gerekir. TSK da bir ordu, düşünün, en ax 15 bin kişilik bir tatbikat, veya bir savaş sırasında arazide onbinlerce askerin yeme, içme, yatma, tuvalet ihtiyaçlarını bölgeye intikalden hemen sonra aynı gün sahra çadırlaŕı kurarak, yemekhane, hastane, yatakhaneleri kurar. Elinin altındaki 4 çeker kamyon, kamyonet, anfibik araçlarla her türlü lojistik desteği sağlamak zorundadıŕ. Gerekirse kısa sürede köprüler kurar, bombalanma sonucu bozulmuş olan havaalaninı onarabilir, asketi uçakların hizmetine sokabilirler. TSK nın gücü inanılmazdır. Böyle bir afette bu imkanın kullanılmaması çok üzücü. Tekrar teşekkür ediyorum
+1 Buraya, HAARP meselesiyle ilgili arkadaşlarıma söylediğim bir notu koymak istedim. Son yıllarda, oldukça farklı doğa olayları gözlemlemeye başladık. Bursa'daki ilginç bulut formasyonu, Akdeniz'den Ege'ye hareketlenen, Yunan kıyılarında hasara sebep olan, daha önce görülmemiş hortumlar, kuzey ışıklarındaki değişim, kış aylarında yaşadığımız sıcaklık, yaz aylarında soğuk hava ve yağmurlar. Mesele HAARP değil, mesele küresel ısınma. Yer kabuğunun ısınması demek, yerküreyi oluşturan her atomun, minimal derecede bile olsa, enerji yüklenmesi anlamına geliyor. Bu ekstra enerji, pek çok bilim adamının da yıllardır uyardığı üzere, farklı iklim olaylarına ve dolayısıyla, bunlardan etkilenimle deprem, volkanik hareketlilik, sel, fırtına, hortum ve benzeri daha birçok afeti de tetikleme ihtimaline sahip. Maraş ve çevre illerimizi etkileyen, pek çok cana mal olan, 7,8 ve 7,6'lık depremler bunun yüzünden mi? Tabii ki hayır. Bu depremler, Playomundo'nun videosunda da bahsettiği üzere, dünyanın yapısından kaynaklı, doğal ve beklenen bir olguydu ne yazık ki. Yine de, küresel ısınmanın hiç etkisi yok demek de doğru değil. Belki, minimal düzeyde bir etkisi olmuş olabilir. Belki, depremi birkaç dakika, birkaç saniye öne çekmiş olabilir. Şu anda, o birkaç saniyenin bile ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. 2000'li yılların başında İstanbul'da gerçekleştirilen HABİTAT toplantılarının da konusu buydu. Şehir planlama, afete hazırlık, yeşil alanların önemi ve benzeri pek çok konu ele alınmıştı. 2023'te İstanbul'da, afet toplanma alanlarının dar sokak köşelerinde, yüksek binaların yanlarında olması, akıl alır şey değil. Aynı durum, 6 Şubat depreminden etkilenen illerimizde de görüldü ne yazık ki. Gezi olaylarında, mesele birkaç ağaç değil derken, gençler de bunu kastediyordu. Ülkemizde daha önce yaşanmış onca depreme, onca can kaybına, bunlardan alınmış olması gereken onca tecrübeye, bilim adamlarının onca uyarılarına rağmen, böylesine çaresiz kalmamız kabul edilebilir gibi değil. Toplum olarak bilinçlenip, bu tipte afetlere karşı vergi vermekten başka neler yapabiliriz, devlet adamlarından neler bekleyebilir, siyaseti ne şekilde yönlendirebiliriz bunları konuşacakken, HAARP'a inanarak, suçu dış mihraklara atmak, günah keçisi yaratıp suçu üstümüzden atmaktan başka bir işe yaramaz. Önlem alınmalıydı, alınmadı. 99 depreminden sonra yürürlüğe konulan yasalar uygulanmadı, takip edilmedi. Dünyada karbon salınımıyla ilgili yapılmaya çalışılanlar da benzer duvarlara çarpıyorlar. Bu depremde, Twitter'da yapılan yardım çağrılarında, SES VAR yazıyordu insanlar. Tüm halklar olarak, biz kendimizi bilinçlendirip, SES olmazsak, ne yazık ki gelecek felaketlerde de akıbetimiz aynı olacak. Bu video için teşekkür ederim. Benim bilincimi artırmama, bildiklerimi tazelememe yardımcı oldun, biliyor olduğumu zannettiklerimi öğrettin. Umarım, bu ve benzeri videolar insanlara ulaşır ve önemsenir.
Süper özet olmuş . 👊🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Elinize, yüreğinize sağlık❤Harika bir video olmuş, teşekkürler🙏
Emeğinize sağlık. Başarılı, etkili ve gayet bilgilendirici bir çalışma olmuş. Tebrik ederim.
Elinize sağlık. Her açıdan ele alınmış. Sadece felaket sonrası (binalarımız yönetmeliğe uygun olur da bu önerime gerek kalmaz) koordinasyon ve hızlı hareket açısından EMASYA yönetmeliğinin tekrar uygulamaya konulması gerekir.
TSK da bir ordu, düşünün, en ax 15 bin kişilik bir tatbikat, veya bir savaş sırasında arazide onbinlerce askerin yeme, içme, yatma, tuvalet ihtiyaçlarını bölgeye intikalden hemen sonra aynı gün sahra çadırlaŕı kurarak, yemekhane, hastane, yatakhaneleri kurar. Elinin altındaki 4 çeker kamyon, kamyonet, anfibik araçlarla her türlü lojistik desteği sağlamak zorundadıŕ. Gerekirse kısa sürede köprüler kurar, bombalanma sonucu bozulmuş olan havaalaninı onarabilir, asketi uçakların hizmetine sokabilirler. TSK nın gücü inanılmazdır. Böyle bir afette bu imkanın kullanılmaması çok üzücü. Tekrar teşekkür ediyorum
Bu değerli yorumunuz ve katkınız için çok teşekkür ederim.
Agzina saglik olsun. ''Senin cahilligin, benim hayatimi etkiliyor''. Bu soz uzerinde bazilarinin cok ama cok dusunmesi gerekiyor.
Bir yurege kalbe dokundun kardesim, emegine saglik.. isimiz zor yolumuz uzun, belki tirnaklarimizla kazacagiz ama bir gun basaracagiz..
Umarım dostum...
+1
Buraya, HAARP meselesiyle ilgili arkadaşlarıma söylediğim bir notu koymak istedim.
Son yıllarda, oldukça farklı doğa olayları gözlemlemeye başladık. Bursa'daki ilginç bulut formasyonu, Akdeniz'den Ege'ye hareketlenen, Yunan kıyılarında hasara sebep olan, daha önce görülmemiş hortumlar, kuzey ışıklarındaki değişim, kış aylarında yaşadığımız sıcaklık, yaz aylarında soğuk hava ve yağmurlar.
Mesele HAARP değil, mesele küresel ısınma.
Yer kabuğunun ısınması demek, yerküreyi oluşturan her atomun, minimal derecede bile olsa, enerji yüklenmesi anlamına geliyor. Bu ekstra enerji, pek çok bilim adamının da yıllardır uyardığı üzere, farklı iklim olaylarına ve dolayısıyla, bunlardan etkilenimle deprem, volkanik hareketlilik, sel, fırtına, hortum ve benzeri daha birçok afeti de tetikleme ihtimaline sahip.
Maraş ve çevre illerimizi etkileyen, pek çok cana mal olan, 7,8 ve 7,6'lık depremler bunun yüzünden mi?
Tabii ki hayır. Bu depremler, Playomundo'nun videosunda da bahsettiği üzere, dünyanın yapısından kaynaklı, doğal ve beklenen bir olguydu ne yazık ki. Yine de, küresel ısınmanın hiç etkisi yok demek de doğru değil.
Belki, minimal düzeyde bir etkisi olmuş olabilir. Belki, depremi birkaç dakika, birkaç saniye öne çekmiş olabilir. Şu anda, o birkaç saniyenin bile ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
2000'li yılların başında İstanbul'da gerçekleştirilen HABİTAT toplantılarının da konusu buydu. Şehir planlama, afete hazırlık, yeşil alanların önemi ve benzeri pek çok konu ele alınmıştı. 2023'te İstanbul'da, afet toplanma alanlarının dar sokak köşelerinde, yüksek binaların yanlarında olması, akıl alır şey değil. Aynı durum, 6 Şubat depreminden etkilenen illerimizde de görüldü ne yazık ki.
Gezi olaylarında, mesele birkaç ağaç değil derken, gençler de bunu kastediyordu.
Ülkemizde daha önce yaşanmış onca depreme, onca can kaybına, bunlardan alınmış olması gereken onca tecrübeye, bilim adamlarının onca uyarılarına rağmen, böylesine çaresiz kalmamız kabul edilebilir gibi değil.
Toplum olarak bilinçlenip, bu tipte afetlere karşı vergi vermekten başka neler yapabiliriz, devlet adamlarından neler bekleyebilir, siyaseti ne şekilde yönlendirebiliriz bunları konuşacakken, HAARP'a inanarak, suçu dış mihraklara atmak, günah keçisi yaratıp suçu üstümüzden atmaktan başka bir işe yaramaz.
Önlem alınmalıydı, alınmadı. 99 depreminden sonra yürürlüğe konulan yasalar uygulanmadı, takip edilmedi. Dünyada karbon salınımıyla ilgili yapılmaya çalışılanlar da benzer duvarlara çarpıyorlar.
Bu depremde, Twitter'da yapılan yardım çağrılarında, SES VAR yazıyordu insanlar. Tüm halklar olarak, biz kendimizi bilinçlendirip, SES olmazsak, ne yazık ki gelecek felaketlerde de akıbetimiz aynı olacak.
Bu video için teşekkür ederim. Benim bilincimi artırmama, bildiklerimi tazelememe yardımcı oldun, biliyor olduğumu zannettiklerimi öğrettin. Umarım, bu ve benzeri videolar insanlara ulaşır ve önemsenir.
Mükemmel bilgilerle dolu bir mesaj olmuş. Doğanın gücüyle hiç bir şey boy ölçüşemez.