Bilgi dolu ve egosuz rahatça yorum yapan birini dinlemek güzel geldi. Şahsiyet dizisi Türkiye'de yapılan en cesur dizi bence ülkede ki gün yüzüne çıkarılmak istenmeyen bir çok soruna değinmiş ve inanılmaz repliklere imza atılmış.
Ilker hocanın "insanlar izlediklerine para harcamayı öğrenmeli" görüşüne genel manada kesinlikle katılsam da Türkiye gerçeğini göz ardı edemeyiz. Nazım'ın ordaki asgari ücret hatırlatması gülünüp geçildi ama bu gerçek olan. Tüm dünya tarihinde olduğu gibi ekonomik manada kalkınmış refah toplumlar sanatla ve bilimle gerçek manada uğraşabiliyolar. 1600 lirayla geçimini sağlayan biri veya bi öğrenci için 10 dolar fazla bi para.
Maalesef bu doğru bir argüman değil. Netflix'ten örnek verelim, en yüksek paketi 40 lira, dört kişi izleyebiliyor, kişi başı 10 lira ediyor. Ayda 10 lira ayırabilirsin eğer kaliteli bir şey izleme derdin varsa. Spotify gibi uygulamalar da çok güzel hizmet veriyorlar, ıvır zıvıra dünyalar veren adam "Müziğe keriz miyim para vereyim?" diyor. Buradaki argüman doğru yani, millet hem güzel olsun hem bedava olsun istiyor. Bu uygulamalar pahalı değiller ve verebilecek durumları var ama onu vermeyi gerek bile görmüyorlar.
Kusra bakmayın ds yurtfisinda univerditr okudum ben, bu "Ben öğrenciyim" zimbirtisini 2011'de bixim genclerden daha parasiz ukraynali gençlerde görmedim. Para biriktiriyor, çalışıyor bir seyler yapiyor adam bir şey için. Cebinde 10 lira ile gexiyorvesaire. Bizde hemen ben ogrenciyim, bana bedava olsun var. Mexun olduktan sonra da ben asgari ucretliyim bana bedava olsuna dönüyor
@@gahgetgumdaoyna Senin zevklerine hitap etmeyen bir şey kalitesiz demek değil. Bakmayı da öğrenmek gerek. Netflix'in çoğu içeriğini izlemesem de kaliteli yapımları var ve daha fazlasını da ekliyorlar. Kaliteli yapımlar zaman aldığı için azlar ama yok değiller. Sadece belgesel kısmı bile o parayı hak ediyor.
Enteresan ve güzel bir kanalınız var. Garip, kamerayla ve sinemayla hiç alakam yok film izlemem ve hatta evde televizyonum bile yok ama son 1 bucuk saattir uzliyorum videolarınızı. Muhabbetiniz çok hoş
Şahsiyet te denenen şey Masum da da vardı ve benim için o anlamda Türkiyede ilk olan bir diziydi. Blu tv ye ilk üye olmam Masumu sayesindedir. Şahsiyet ile bunun devam ettiğini görmek beni sevindiriyor. Bu tip işler yapıldıkça bu sektörde daha iyi şeyler izleyebiliriz.
Abartmayın mk. Tmm hoş insanlar ama o kadar da değil. Eğer bunlar sizin dediğiniz kadar yüksek insanlarsa onların ta.. abi ben öyle değilim ki. Ben, benden olmayanı nöörüyüm. Ben yüksek bi insan değilim. Benden diye izliyorum. Beğendim. O kadar.
İlker hocaya en başta eleştiriyle alakalı söylediklerini duyduğumda kızacaktım sonra dedim ulen sen kimsin ya bi dur dinle😂gerçekten de bitirdiğinizde hak verdim hocam👏
Sana farklı bir bakış açısı sunabilecekse, ve bu bakış açısı veya 'katkı' senin yaptığın şeyden daha çok tatmin olmanı sağlayacaksa eleştiri olur o. Gerisi kıskançlık, çekememezlik, boş insanlık, fesatlık liste uzar gider.... O yüzden bu tarzın dışındaki vızıltıları kale almamakta büyük hayırlar vardır.
Bak şimdi nazım sen sağına soluna birer tane öğrenci buluyorsun. Sonra o öğrenciler de kendi sağına soluna birer tane öğrenci buluyor. Herkes birbirine nasıl yönetmen olunur dersi veriyor. Ulen ulen Titan İlker yiyorsun parayı ama ipliğini pazara serecem. Uganda biletini kesicem yakında rahat ol sen.
Alexa'yı OÖSŞ'ye değil OOBO'ya alacaktım, ama Veysi paşa ponzi pramitinin tepesinde kendine yer bulunca bir takım olumsuz tavırlar sergilemeye başladı. Yakında UFA (Uganda Film Akademisi) açacak. Kendine bir lakap bulsa iyi eder yoksa Show TV nin ona verdiği lakapla anılmaya başlayacak.
"Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır." Mevlânâ Celaleddin-i Rumi. Çok sevdiğim özlü bir sözdür. Öğrenmeye takıntılı biri olarak, tamam öğren de, karşımda beni anlayan olmadıktan sonra ne anlamı var. Öğrenmek güzeldir, daha güzeli, bilgiyi paylaşıp etrafında, seni anlayan insanların sayısını çoğaltmaya yardımcı olmaktır. Takipteyim ; )
“Açıklama, eleştirme, övgü ikinci sınıf beyinlerin işidir”. G.H.Hardy, “Bir Matematikçinin Savunması” adlı kitabında yazmış bu cümleyi. Bu cümleyi de kendisi için yazmış aslında. Çünkü profesyonel bir matematikçi olarak matematik yapmak yerine, matematikçilerle ilgili bir kitap yazmak Hardy’e çok koymuş... Yapmak yerine yapılanı konuşmak, ikinci sınıf bir aktivite.
Bahar aylarında istanbul çılgına dönüyor. Trafikte OLMAZ ÖYLE SAÇMA ŞEY dediğimiz her şey oluyor. Arabayı sağa çekip, sakinleşmeye çalışırken kanaldan bildirim geldi. Mutlu oldum. Akşama eve gidip, kahvemi alıp, sizi izleyeceğimin hayaliyle tekrar yola koyuldum. Demek ki neymiş, sizi izlememizin nedeni sadece sinema değilmiş. Sadece sinemada değil, hayatın akışındaki saçmalık ve safsatalara bizim yerimize argüman üretip, ironik bir biçimde alay etmenizmiş. Edin, alay edin bizimle. Hak ediyoruz.
Merhabalar sevgili OÖSŞ ekibi, sizleri bu haftasonu keşfettim ve birçok videonuzu da izleme şansı buldum. Sinemaseverlerin bakış açılarını değiştirebilecek nitelikteki videolarınızı çok beğendim. Genel olarak anlatmaya çalıştığınız senaryo, çekim, ışık vb. bağlamda 'Fargo' adlı dizi ile ilgili bir bölüm çekmeniz faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Özellikle ilk sezon son bölümünde olay çözümlenmesinin bu kadar iyi geçişlerle anlatılması nefisti (bence)... İlgiyle ve severek takip etmeye devam edeceğim. İyi çalışmalar...
İnsanlar filmlere değil kitaplara para vermeli. Çünkü biz zaten "izleyen" bir toplumuz. "İzlemek" çoğu zaman insana ve topluma bir yarar sağlamıyor. Ve çoğu zaman da "eğlencelik" bu izlemeler. O yüzden "izleme" işine zaten kısacık olan ömrümüzün büyük bir bölümünü ve paramızı ayırmak bana boş geliyor. Ancak "okumak" böyle değil. "Okumak" bir insanın görgüsünü-bilgisini-karakterini işliyor. İnsanı geliştiriyor. Anlık değil insanı sürekli besliyor. Sinemacılar zaten işlerini bir şekilde (reklamla...vs) döndürebilir. Ancak bir kitabın yazarı işini reklamla döndüremiyor. (Ayrıca şunu da söyleyeyim Okuyan bir topluma yapılacak filmlerle okumayan bir topluma yapılacak filmler de ayrıdır)
Haluk Bilginer won the Best Performance by an Actor award 2019 at the 47th International Emmy Awards in New York for his performance in the TV series Sahsiyet (Persona).
hocam agzınıza saglık.eleştirmenler için aynı fikırdeyim hatta daha fazlazını söyleyeyim türkiyede en fazla beş tane işini bilen eleştirmen var atilla dorsoy ve alin taşcıyan hariç bu beşin icine koyabiliriz.verdiginiz bilgiler icin de ayrıca teşekkürler.
Hocanın Rotten Tomatoes bağlamında söylediği her şey şu an tam tersi durumda. ABD'de izleyiciler artık neredeyse tamamen filmin notuna odaklı karar veriyor sinemaya gidip gitmeyeceğine. (Bizde de ne hikmetse hâlâ üye olan herkesin oy verebildiği IMDb puanları çok önemseniyor.) Eleştiride ne yazdığının bir önemi yok evet, ama eleştirmenlerin verdiği notların ortalaması artık insanların "evden çıkıp sinemada mı izlesem" yoksa "aman be Netflix'e düşünce izlerim" arasındaki kararını belirliyor.
Tosuncuk bunun yazılımı için ilk bana geldi. Önce çiftlikten bahsetti vs. uzatmayayım sonrasında piramit yapısını anlattı. Ayağındada banyo terlikleri vardı. Bende başka sığırla çalışın dedim. Yıllar sonra yazılımcıyı hapse attılar. Arkadaş mesaj yazmış bak bunun yerinde olabilirdin diye :)
video kameralardaki s-log, v-log, cinelike gibi renk profillerini de detaylı bir şekilde anlatsanız ne güzel olur, türkçe kaynak kıtlığı da var bu alanda
Bana göre elştirmenlere her zaman ihtiyac var.Onlar ana muhalefet gibi bir şey.Karşısındakı birazda rahatlanmaması için elinden geleni yapiyorlar.Ama mantıklı analizi olmaları,gercekçi olmaları,adaletli olmaları gerekiryor...
Puhu TV'nin Google Mağazasında ki indirilme sayısı 1 Milyon'u geçmiş. Kendisini ispatlayana kadar reklam gelir modeliyle devam ettirmesi mantıklı. Bir süre sonra abonelik gelir modeline geçip çok daha yüksek paralar kazanabilir.
yine kendinizle çelişmişsiniz, sinemayı herkes eleştirebilir hatta eleştiriye en açık sanat dalıdır bunun uzmanı olmak esas işin tadını kaçırıyor, eleştirmenlere karşıyım demek çok talihsiz oldu
İnternet dizilerini tamamen kendi çapımda destek olayım, tutsunlar ki gelişsinler düşüncesiyle açıyorum; gidip başka odadaki işlerimi hallediyorum. İzlenecek gibi değil! En azından konu klişeyse anlatım klişe olmasın. Anlatım öyleyse konu olmasın. Rica ederim yapımcılar azıcık vizyon ya. Anadilimde film/dizi izlemek lüks olmamalı 😂😂 Dip adıyla başlayan dizinin adını da klişenin dibi olacak düşüncesiyle koymuşlar herhalde. 👏
Merhaba hocam, Bir programda soylemistiniz bizde muhabbet doner diye cam kat yapinca bu kayboluyo ve izlerken bizi yoruyo cam katsiz ayri bi oynatma listesi yayinlayabilir misiniz
Eskilerden bir filmi izlemeye karar verme aşamasında bize yardımcı olması gereken parametreler var çünkü her filme 2 saat ayiramayiz. O yüzden eksisozluk gibi yerlerden film hakkinda neler yazılmış diye bakıyorum.
Şahsiyet'in temposuna yorum yapmanızı bekliyordum ama yavaş olduğunu düşünmenizi beklemiyordum. Bana nedense dizinin ömrünün kısa olduğu gözetilerek olaya fazla erken girildiği, karakterin gelişimine yeterince zaman ayırılmadığını hissettirdi. Belki bu işi flashback'lerle halletmeyi planlamışlardır ama onu da artık 4. bölüm bu sene içinde çıkarsa bir zahmet anlayacağız.
İlker hocam. Yeni konsept "crowd funding sanat" olabilir mi? Sadece sinema da değil, tiyatro, müzik, hatta resim, heykel vs. Madem kapitalizmin ya da sistemin bize dayattıklarından memnun değiliz. Herkes kendi kitlesini ve fonunu bulsun. Sırf bu mantıkla çalışan bir site, platform da kurgulanabilir. Hem fon toplayan, hem de sonuç eserleri gösteren, sergileyen. Tabi sonunun çiftlik bank'a bağlanmaması lazım. Ne dersiniz? Girelim mi bu işe ???
Bir itiraf: Sizleri fark edeli bir ay oldu, teker teker her videoyu izliyorum. Paralı içerik konusuna kesinlikle katılıyorum, ben bedava indirilebilen bir uygulama görünce olabildiğince o uygulamadan kaçmaya çalışıyorum, bana bunu bedava yüklerken kimbilir arka planda hangi bilmediğim ve görmediğim yazılımları bilgisayara yüklüyor acaba diye düşünüyorum. Bağış (Donate) olan uygulama kullanıyorsam mutlaka gücüm ve beğenim oranında bir bağış yapıyorum. Bağış (Donate) Radiohead kadar güçlü bir grup tarafından yapılmasına rağmen çok başarılı olmamıştı, keşke "Bağış" sistemini çalıştırabilecek kültürümüz olsa. Son olarak videoda dikkatimi çekti... Dünya düz olabilir... Yuvarlak olsa Karadeniz üstümüze dökülür bana gayet mantıklı geldi...
en kötüsü de hem eleştirmen olup hem de piyasa filmleri yazmak. herkes kötü yapıyor beğenilecek yerleri var, ama benimki hep iyi, insanlar kaliteli yapım izlemiyor diye ağlayanlar.
Seyrettiğim tüm OÖSŞ (baya korkunç bir kısaltma oldu!😂) bölümleri içinde belki de en can alıcı cümle bu bölümde takdim edildi, alabilene tabi: “Sinema gerçek olmak zorunda değil ama inandırıcı olmak zorunda!”🙏 Bunu anlamış olmak “iyi” bir “sinemacı” olmanın “onsuz olmaz” ön şartı ise de garantisi değil. “Dünyayı ele geçirmek için gerçeğe ihtiyacınız yoktur!” Yuval Noah Harari Yönetmenin çekim sırasında esasen oyuculuğu yönetmeye odaklanması gerektiğine de kesinlikle katılırım. Çekim sırasında yönetmen hala ışık, açı vb. ile uğraşıyorsa o filmin akibeti kahve servisine de göz kulak olmak zorunda kalan kaptan pilotun uçağına benzer!😂 “Her şey yoktan varolur dolayısıyla her şey de yokolur!” sanrısına saplanmış yurdum insanının Lavoisier’i mecburen de olsa bir an önce keşfetmesi umuduyla; Tüm ekibe her zaman olduğu gibi çok teşekkür ederim🙏
kurtlar vadisi ilk 97 bölümü de ezmeyelim. 45. bölümdeki bir sahne için birinci bölümde hapşırma sahnesi vardı dizide. yan roller de efsaneydi. hatta yan roller için bile sinema filmi yapılabilir
Benim bir teorim var. Senaryolar şuan birbirine benzerlik gösterdiği zaman direk çalıntı senaryo kapsamına sokuluyor. İyi de Breaking Bad in ya da Memento nun özgün olmasının tek sebebi daha yapılmamış olmasıydı. Yani atıyorum bundan 300 400 sene sonra herşey birbirinin benzeri olacak bence ama takılmamak lazım, o konuyu nasıl işlediğin önemli. Atıyorum Bundan 300 yıl sonra biri mükemmel bir şizofren filmi çekerse herkes aaa abi bunu zaten Fight Club çekmişti ne gerek var mı diyecekler sanmıyorum. Git gide özgün ele alınabilecek tüm konular işlendi bundan sonrası için tamamen farklı bir konu ve senaryo beklemek biraz bencillik gibi.
hocam fikirlerinizden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, konuşuyorsunuz ve mantık dışı bir şey göremiyorum, her biri üzrine düşünülmüş ve bu sorun, bu da cevabı denmiş şeyler gibi.
1 buçuk senedir netflix ve blutv ye her ay para gömüyorum ve uzun zamandır izlemek için çok az vakit bulabiliyorum. Ülkede güzel yapımlar oluyor ve olacaksa biraz da benim sayemde diye düşünüyorum.
5.5 yıl geçmesine rağmen hala aynı muhabbet var çok ilginç. İnsanlar hala izleyeceği şeylere para ödemek istemiyorlar, hala korsan maç yayını hırsızlıktır/değildir tartışması dönüyor. Bu kültür bizde ne zaman oturacak çok merak ediyorum.
yazdığının aynı zamanda bi yorum olduğunu, yorum yazarken kuracağın cümlelerin soru olup olmamasının bundan bağımsız olduğunu söylemek isterdim ama neyse. merak ettiğin için ise bi şey demiyorum. iğneleyici bi yorum gibi gelmişti bana iyi günler.
Bi fikir: Tolga Karacelik yeni filmi sebebiyle UA-cam'da kanal kanal geziyor. Sizden de teklif gitse reddetmeyecektir diye tahmin ediyorum. Arka Plan programi icin harika bi konuk olabilir.
Bende youtubeye aboneyim. Kendilerine ücretli olması reklamların kaldırılması için defalarca yazan biri olarak ücretli olmasına ve ücretin de makul olmasına çok sevindim. Reklamlardan gerçekten ama gerçekten nefret ediyorum.
Merhaba OÖSŞ, Peçeteye mi yazmak lazım bilmiyorum ama istek konum var. İlerleyen haftalarda homage, pastiche, esinlenme, intihal kavramlarını etik üzerinden tartışsanız güzel olurdu. Böyle yazınca felsefe sempozyumu gibi oldu ama ne düşünüyorsunuz bu konularda merak ediyorum. Entourage adlı dizinin bir bölümünde, uzakdoğulu bir yönetmeni tanıtmak için "Tarantino'nun yeni filmini çaldığı yönetmen." demişlerdi :) Geçenlerde Trainspotting'in devam filmini izlerken, ulen kesin sağdan soldan sergilerden, tablolardan kare kare "çalıyor" bu Danny Boyle, Danny Boyle bile bu görselleri çıkaramaz dedik :) Bir arkadaşımızın da içi buruldu, "Danny Boyle yapmaz yea :(" dedi. Adına ister pastiche, ister esinlenme diyelim, öyle ya da böyle bu durum ağızda kekremsi bir tat bırakıyor gibi. Nasıl bakıyorsunuz bu konulara? Günümüzde bir başkasının eserinden etkilenmeyen sanatçı yoktur herhalde(tersi mümkün olabilir mi?) ama işin özellikle reklamda gördüğümüz zanaat kısmında intihalin "normalleşmesi" söz konusu mudur sizce? ("Sektörde" tutunamayan bir 3. reji olarak, 7/24 "referans" arayan tüm kardeşlerime de selam olsun buradan.) Bu soruyu da "illegalimsi" UA-cam kanalım üzerinden sordum ama, hadi bakalım :) Tüm ekibe selamlar..
her bölümde ilk merak ettiğim acaba tişörtte bu sefer ne yazıyor hocam tişörtlerinizi nerden alıyorsunuz. engin bilgeliğinize erişmem mümkün değil ama tişörtleri belki bulurum :D
Ben de diziyi çok beğenenlerdenim. Dizi bence kalite anlamında dünya standartlarının üst kısmının eşiğine yaklaşmış ki bu çıta bile bayık dizilere boğulduğumuz ülkemizde çok çok büyük başarıdır . Benim esas merak ettiğim senaryonun çıkış noktasıyla alakalı, yani alzheimer hastası bir adam seri cinayetlere başlıyor ve peşinde koca polis teşkilatı. Eee bu adam yaptıklarını unutmaya başlayınca sıfır hata yapması gereken bir işte çok kolay patlamıyacakmı? Bu bence büyük bir sorun, zaten senaristte bu problemin farkındadır. Bu sorunun giderilmesi adına aklıma iki şey geliyor. Birincisi hastalık ilerlemeden önce torunu olaylara dahil olup dedesine yardım edecek, ikincisi (lütfen bu olmasın) hikaye çok kısa bir zaman aralığında geçeceği için hastalık büyüyüp sıkıntı çıkarmadan dizi bitecek. Umarım dizi saçmalamadan devam eder.
Hocam ulusal bir kanalda yayınlanmakta olan Börü hakkında ne düşünüyorsunuz? İnternette yayınlanmayan, bölüm sayısı ve süresi diğer dizilere göre kısa olan bu dizi daha riskli bir yapım değil mi sizce? Gelecek bölümde bu konuya değinirseniz çok sevinirim. Sıkı bir takipçinizim. :)
Bilgi dolu ve egosuz rahatça yorum yapan birini dinlemek güzel geldi. Şahsiyet dizisi Türkiye'de yapılan en cesur dizi bence ülkede ki gün yüzüne çıkarılmak istenmeyen bir çok soruna değinmiş ve inanılmaz repliklere imza atılmış.
Ilker hocanın "insanlar izlediklerine para harcamayı öğrenmeli" görüşüne genel manada kesinlikle katılsam da Türkiye gerçeğini göz ardı edemeyiz. Nazım'ın ordaki asgari ücret hatırlatması gülünüp geçildi ama bu gerçek olan. Tüm dünya tarihinde olduğu gibi ekonomik manada kalkınmış refah toplumlar sanatla ve bilimle gerçek manada uğraşabiliyolar. 1600 lirayla geçimini sağlayan biri veya bi öğrenci için 10 dolar fazla bi para.
👏👏👏🙏🏻
Maalesef bu doğru bir argüman değil. Netflix'ten örnek verelim, en yüksek paketi 40 lira, dört kişi izleyebiliyor, kişi başı 10 lira ediyor. Ayda 10 lira ayırabilirsin eğer kaliteli bir şey izleme derdin varsa. Spotify gibi uygulamalar da çok güzel hizmet veriyorlar, ıvır zıvıra dünyalar veren adam "Müziğe keriz miyim para vereyim?" diyor. Buradaki argüman doğru yani, millet hem güzel olsun hem bedava olsun istiyor. Bu uygulamalar pahalı değiller ve verebilecek durumları var ama onu vermeyi gerek bile görmüyorlar.
Kusra bakmayın ds yurtfisinda univerditr okudum ben, bu "Ben öğrenciyim" zimbirtisini 2011'de bixim genclerden daha parasiz ukraynali gençlerde görmedim. Para biriktiriyor, çalışıyor bir seyler yapiyor adam bir şey için. Cebinde 10 lira ile gexiyorvesaire. Bizde hemen ben ogrenciyim, bana bedava olsun var.
Mexun olduktan sonra da ben asgari ucretliyim bana bedava olsuna dönüyor
@@fatiik35 Netflix ve kaliteli. Gerçekten şaşırıyorum.
@@gahgetgumdaoyna Senin zevklerine hitap etmeyen bir şey kalitesiz demek değil. Bakmayı da öğrenmek gerek. Netflix'in çoğu içeriğini izlemesem de kaliteli yapımları var ve daha fazlasını da ekliyorlar. Kaliteli yapımlar zaman aldığı için azlar ama yok değiller. Sadece belgesel kısmı bile o parayı hak ediyor.
Enteresan ve güzel bir kanalınız var. Garip, kamerayla ve sinemayla hiç alakam yok film izlemem ve hatta evde televizyonum bile yok ama son 1 bucuk saattir uzliyorum videolarınızı. Muhabbetiniz çok hoş
İlker hocam siz hep konuşun hep anlatın. İyi ki varsınız ya :)
Şahsiyet te denenen şey Masum da da vardı ve benim için o anlamda Türkiyede ilk olan bir diziydi. Blu tv ye ilk üye olmam Masumu sayesindedir. Şahsiyet ile bunun devam ettiğini görmek beni sevindiriyor. Bu tip işler yapıldıkça bu sektörde daha iyi şeyler izleyebiliriz.
İlker hocanın buradan ayrılıp kendi kanalını kurması harikulade bir olay. Bu sayede mükemmel işler izledik. Teşekkürler İlker hocam
programın seviyesi o kadar yüksek ki dışarıya çıkıp diğer insanlarla bişeyler konuşası gelmiyor insanın.
Hüseyin Açıkgöz katılıyorum.
:)
:)
Abartmayın mk. Tmm hoş insanlar ama o kadar da değil. Eğer bunlar sizin dediğiniz kadar yüksek insanlarsa onların ta.. abi ben öyle değilim ki. Ben, benden olmayanı nöörüyüm. Ben yüksek bi insan değilim. Benden diye izliyorum. Beğendim. O kadar.
Kendisini yuksek te gorme bu bir hastalik
İlker hocaya en başta eleştiriyle alakalı söylediklerini duyduğumda kızacaktım sonra dedim ulen sen kimsin ya bi dur dinle😂gerçekten de bitirdiğinizde hak verdim hocam👏
8:42 PR açılımında bir harf eksik olunca garip bir anlam ortaya çıkmış. Gözden kaçtı muhtemelen :)
kasıt vardı bence.
Tevriye yapmışlardır belki :)
Sana farklı bir bakış açısı sunabilecekse, ve bu bakış açısı veya 'katkı' senin yaptığın şeyden daha çok tatmin olmanı sağlayacaksa eleştiri olur o. Gerisi kıskançlık, çekememezlik, boş insanlık, fesatlık liste uzar gider.... O yüzden bu tarzın dışındaki vızıltıları kale almamakta büyük hayırlar vardır.
Bak şimdi nazım sen sağına soluna birer tane öğrenci buluyorsun. Sonra o öğrenciler de kendi sağına soluna birer tane öğrenci buluyor. Herkes birbirine nasıl yönetmen olunur dersi veriyor. Ulen ulen Titan İlker yiyorsun parayı ama ipliğini pazara serecem. Uganda biletini kesicem yakında rahat ol sen.
Yallah Uganda'ya!
komik olmuyor artık.
Hasan abi, OÖSŞ'ye Alexa alıyordun, nerde?
Alexa'yı OÖSŞ'ye değil OOBO'ya alacaktım, ama Veysi paşa ponzi pramitinin tepesinde kendine yer bulunca bir takım olumsuz tavırlar sergilemeye başladı. Yakında UFA (Uganda Film Akademisi) açacak. Kendine bir lakap bulsa iyi eder yoksa Show TV nin ona verdiği lakapla anılmaya başlayacak.
Sen yine mi çıktın ortaya amg
"Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır."
Mevlânâ Celaleddin-i Rumi. Çok sevdiğim özlü bir sözdür. Öğrenmeye takıntılı biri olarak, tamam öğren de, karşımda beni anlayan olmadıktan sonra ne anlamı var. Öğrenmek güzeldir, daha güzeli, bilgiyi paylaşıp etrafında, seni anlayan insanların sayısını çoğaltmaya yardımcı olmaktır. Takipteyim ; )
Bu çorbada tuzunuzun olduğu için teşekkürler.
bu serinin neredeyse tüm bölümlerini izledim. çok müthiş bir iş yapıyorsunuz. gösterime giren kelebekler'i konuşursanız seviniriz. :)
"Ezel" dizisi içine bir video yaparsanız çok seviniriz. Teşekkürler diğer videolara :)
bu hafta çok bekletmeden geldi, bu saatler iyi :)
“Açıklama, eleştirme, övgü ikinci sınıf beyinlerin işidir”. G.H.Hardy, “Bir Matematikçinin Savunması” adlı kitabında yazmış bu cümleyi. Bu cümleyi de kendisi için yazmış aslında. Çünkü profesyonel bir matematikçi olarak matematik yapmak yerine, matematikçilerle ilgili bir kitap yazmak Hardy’e çok koymuş... Yapmak yerine yapılanı konuşmak, ikinci sınıf bir aktivite.
Bahar aylarında istanbul çılgına dönüyor. Trafikte OLMAZ ÖYLE SAÇMA ŞEY dediğimiz her şey oluyor. Arabayı sağa çekip, sakinleşmeye çalışırken kanaldan bildirim geldi. Mutlu oldum. Akşama eve gidip, kahvemi alıp, sizi izleyeceğimin hayaliyle tekrar yola koyuldum. Demek ki neymiş, sizi izlememizin nedeni sadece sinema değilmiş. Sadece sinemada değil, hayatın akışındaki saçmalık ve safsatalara bizim yerimize argüman üretip, ironik bir biçimde alay etmenizmiş. Edin, alay edin bizimle. Hak ediyoruz.
Milyonlarla abunəyə layiqsiniz. Mütləq davamı olmalıdır.
Hocam gene çok iyi eleştirmiş. Helal olsun! Bu arada ben Netflix izliyorum sabah akşam çok da memnunum.
Cok keyifli bir bolum, tesekkurler.
Sizi özliycem hiç aklma gelmezdi. Özledim la sizi.
bu program sonsuza kadar sürebilir süpersiniz
20:25 ilker hocanın "..ama hocam vermek istemiyorum" taklidi.. kahkaha attım :)
Merhabalar sevgili OÖSŞ ekibi, sizleri bu haftasonu keşfettim ve birçok videonuzu da izleme şansı buldum. Sinemaseverlerin bakış açılarını değiştirebilecek nitelikteki videolarınızı çok beğendim. Genel olarak anlatmaya çalıştığınız senaryo, çekim, ışık vb. bağlamda 'Fargo' adlı dizi ile ilgili bir bölüm çekmeniz faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Özellikle ilk sezon son bölümünde olay çözümlenmesinin bu kadar iyi geçişlerle anlatılması nefisti (bence)...
İlgiyle ve severek takip etmeye devam edeceğim.
İyi çalışmalar...
Hocam sinemayla çok alakası olmayan biri olarak sizi hiç sıkılmadan dinliyorum bence bu işi bırakın talkshowa başlayın 😄
Her yeni videonuzu görünce seviniyorum. Bu işi bu programı yapmaya devam edin.👍
İnsanlar filmlere değil kitaplara para vermeli. Çünkü biz zaten "izleyen" bir toplumuz. "İzlemek" çoğu zaman insana ve topluma bir yarar sağlamıyor. Ve çoğu zaman da "eğlencelik" bu izlemeler. O yüzden "izleme" işine zaten kısacık olan ömrümüzün büyük bir bölümünü ve paramızı ayırmak bana boş geliyor. Ancak "okumak" böyle değil. "Okumak" bir insanın görgüsünü-bilgisini-karakterini işliyor. İnsanı geliştiriyor. Anlık değil insanı sürekli besliyor. Sinemacılar zaten işlerini bir şekilde (reklamla...vs) döndürebilir. Ancak bir kitabın yazarı işini reklamla döndüremiyor. (Ayrıca şunu da söyleyeyim Okuyan bir topluma yapılacak filmlerle okumayan bir topluma yapılacak filmler de ayrıdır)
Haluk Bilginer won the Best Performance by an Actor award 2019 at the 47th International Emmy Awards in New York for his performance in the TV series Sahsiyet (Persona).
18:12 bir milyar dolar tepkisi efsane :D
bujurnal yalniz yilda 12 milyar $ vay anasini :)
16:50 deki veysinin tepkisi de çok iyi
Bu sefer harbi kaliteli muhabbet dönmüş ilker hoca çok haklı !
hocam agzınıza saglık.eleştirmenler için aynı fikırdeyim hatta daha fazlazını söyleyeyim türkiyede en fazla beş tane işini bilen eleştirmen var atilla dorsoy ve alin taşcıyan hariç bu beşin icine koyabiliriz.verdiginiz bilgiler icin de ayrıca teşekkürler.
Hocanın Rotten Tomatoes bağlamında söylediği her şey şu an tam tersi durumda. ABD'de izleyiciler artık neredeyse tamamen filmin notuna odaklı karar veriyor sinemaya gidip gitmeyeceğine. (Bizde de ne hikmetse hâlâ üye olan herkesin oy verebildiği IMDb puanları çok önemseniyor.) Eleştiride ne yazdığının bir önemi yok evet, ama eleştirmenlerin verdiği notların ortalaması artık insanların "evden çıkıp sinemada mı izlesem" yoksa "aman be Netflix'e düşünce izlerim" arasındaki kararını belirliyor.
Hoca Turkiye'den bahsediyor.
ben de rottena bakmam metaya bakarim meta puani imdbde de cikar zaten, rotten bagimsiz cok iyi bi kurum digerleri kaka diye bi durum yok
iyi ki varsiniz
Tosuncuk bunun yazılımı için ilk bana geldi. Önce çiftlikten bahsetti vs. uzatmayayım sonrasında piramit yapısını anlattı. Ayağındada banyo terlikleri vardı. Bende başka sığırla çalışın dedim. Yıllar sonra yazılımcıyı hapse attılar. Arkadaş mesaj yazmış bak bunun yerinde olabilirdin diye :)
video kameralardaki s-log, v-log, cinelike gibi renk profillerini de detaylı bir şekilde anlatsanız ne güzel olur, türkçe kaynak kıtlığı da var bu alanda
Merhabalar İlker Hocam, Nazım ve Veysi bu hafta erkenciyiz elinize sağlık sevgiler, en güzel günler sizlerin olsun.
Bana göre elştirmenlere her zaman ihtiyac var.Onlar ana muhalefet gibi bir şey.Karşısındakı birazda rahatlanmaması için elinden geleni yapiyorlar.Ama mantıklı analizi olmaları,gercekçi olmaları,adaletli olmaları gerekiryor...
Puhu TV'nin Google Mağazasında ki indirilme sayısı 1 Milyon'u geçmiş. Kendisini ispatlayana kadar reklam gelir modeliyle devam ettirmesi mantıklı. Bir süre sonra abonelik gelir modeline geçip çok daha yüksek paralar kazanabilir.
Kesinlikle en iyi bölümdü😀
Cem Karaca bunu anlatmıştı:"Üç koy beş al üçünüde beşlet rap rap" diyerek :))
Ne kadar da sempatik bir yönetmen 🙏🏻
yine kendinizle çelişmişsiniz, sinemayı herkes eleştirebilir hatta eleştiriye en açık sanat dalıdır bunun uzmanı olmak esas işin tadını kaçırıyor, eleştirmenlere karşıyım demek çok talihsiz oldu
eleştirmen derken bu işi kariyer haline getirmiş insanlardan bahsediyor
Ohh arkaplan müziği kısık nihayet. Teşekkürler.
İnternet dizilerini tamamen kendi çapımda destek olayım, tutsunlar ki gelişsinler düşüncesiyle açıyorum; gidip başka odadaki işlerimi hallediyorum. İzlenecek gibi değil! En azından konu klişeyse anlatım klişe olmasın. Anlatım öyleyse konu olmasın. Rica ederim yapımcılar azıcık vizyon ya. Anadilimde film/dizi izlemek lüks olmamalı 😂😂 Dip adıyla başlayan dizinin adını da klişenin dibi olacak düşüncesiyle koymuşlar herhalde. 👏
Bir ara da The Room incelerseniz tadından yenmez
17:50 özeti : Birşey bedavaysa Ürün sizsiniz..:D
bedava peynir fare kapanın da olur
Merhaba hocam,
Bir programda soylemistiniz bizde muhabbet doner diye cam kat yapinca bu kayboluyo ve izlerken bizi yoruyo cam katsiz ayri bi oynatma listesi yayinlayabilir misiniz
Teşekkürler
Eskilerden bir filmi izlemeye karar verme aşamasında bize yardımcı olması gereken parametreler var çünkü her filme 2 saat ayiramayiz. O yüzden eksisozluk gibi yerlerden film hakkinda neler yazılmış diye bakıyorum.
Ömer Kurttekin koç holdingde ceosun galiba zamanın yok
Şahsiyeti eleştirenlere günde 5 öğün Arka Sokaklar izletmeli.
Başka herhangi bir kanalın yorumlar kısmında dil bilgisine bu kadar dikkat edildiğini görmemiştim. Herkes TDK memuru gibi maşallah.
videonun başlığı izlenme sayilarinin acayip etkiliyordu, biliyorduk da çiftlik bank bambaşka bir etki uyandırmış.bir günde 20 bin, şaka gibi 😂
kelebekler filmi ve black mirror uzerine bir seyler konusursaniz memnun oluruz:)
Şahsiyet'in temposuna yorum yapmanızı bekliyordum ama yavaş olduğunu düşünmenizi beklemiyordum. Bana nedense dizinin ömrünün kısa olduğu gözetilerek olaya fazla erken girildiği, karakterin gelişimine yeterince zaman ayırılmadığını hissettirdi. Belki bu işi flashback'lerle halletmeyi planlamışlardır ama onu da artık 4. bölüm bu sene içinde çıkarsa bir zahmet anlayacağız.
Kutadgu bilig resmen
İlker hocam. Yeni konsept "crowd funding sanat" olabilir mi? Sadece sinema da değil, tiyatro, müzik, hatta resim, heykel vs. Madem kapitalizmin ya da sistemin bize dayattıklarından memnun değiliz. Herkes kendi kitlesini ve fonunu bulsun. Sırf bu mantıkla çalışan bir site, platform da kurgulanabilir. Hem fon toplayan, hem de sonuç eserleri gösteren, sergileyen. Tabi sonunun çiftlik bank'a bağlanmaması lazım. Ne dersiniz? Girelim mi bu işe ???
There is no free lunch. Herkes bunu bir gün öğrenecek. :)
13:29 İlker Hoca "haklısın sen." dedi. Artık ölsen de gam yemezsin haa :D
Sizin için deha ürünü nedir ? Bir de deha ürünü olarak gördüğünüz bir iki film örneği verir misiniz ?
Bir itiraf: Sizleri fark edeli bir ay oldu, teker teker her videoyu izliyorum. Paralı içerik konusuna kesinlikle katılıyorum, ben bedava indirilebilen bir uygulama görünce olabildiğince o uygulamadan kaçmaya çalışıyorum, bana bunu bedava yüklerken kimbilir arka planda hangi bilmediğim ve görmediğim yazılımları bilgisayara yüklüyor acaba diye düşünüyorum. Bağış (Donate) olan uygulama kullanıyorsam mutlaka gücüm ve beğenim oranında bir bağış yapıyorum. Bağış (Donate) Radiohead kadar güçlü bir grup tarafından yapılmasına rağmen çok başarılı olmamıştı, keşke "Bağış" sistemini çalıştırabilecek kültürümüz olsa.
Son olarak videoda dikkatimi çekti... Dünya düz olabilir... Yuvarlak olsa Karadeniz üstümüze dökülür bana gayet mantıklı geldi...
en kötüsü de hem eleştirmen olup hem de piyasa filmleri yazmak. herkes kötü yapıyor beğenilecek yerleri var, ama benimki hep iyi, insanlar kaliteli yapım izlemiyor diye ağlayanlar.
Haftaya Kelebekler'i konu olarak işler misiniz? Çok iyi bölümdü.
Seyrettiğim tüm OÖSŞ (baya korkunç bir kısaltma oldu!😂) bölümleri içinde belki de en can alıcı cümle bu bölümde takdim edildi, alabilene tabi:
“Sinema gerçek olmak zorunda değil ama inandırıcı olmak zorunda!”🙏
Bunu anlamış olmak “iyi” bir “sinemacı” olmanın “onsuz olmaz” ön şartı ise de garantisi değil.
“Dünyayı ele geçirmek için gerçeğe ihtiyacınız yoktur!”
Yuval Noah Harari
Yönetmenin çekim sırasında esasen oyuculuğu yönetmeye odaklanması gerektiğine de kesinlikle katılırım. Çekim sırasında yönetmen hala ışık, açı vb. ile uğraşıyorsa o filmin akibeti kahve servisine de göz kulak olmak zorunda kalan kaptan pilotun uçağına benzer!😂
“Her şey yoktan varolur dolayısıyla her şey de yokolur!” sanrısına saplanmış yurdum insanının Lavoisier’i mecburen de olsa bir an önce keşfetmesi umuduyla;
Tüm ekibe her zaman olduğu gibi çok teşekkür ederim🙏
hey gidi günler
Çiftli bankı bu kanalın oldukça kısa ve harikulade şekilde acıklaması.Haha
veysinin 1 milyar dolara karşı tepkisi takdire şayan 😂 vay anasınıııııı 😂😂😂 ve o içten gelen ses
kurtlar vadisi ilk 97 bölümü de ezmeyelim. 45. bölümdeki bir sahne için birinci bölümde hapşırma sahnesi vardı dizide. yan roller de efsaneydi. hatta yan roller için bile sinema filmi yapılabilir
Abi ekşi sözlüğü fazla ciddiye alıyorsun.
Yine bedavadan bir çuval bilgi aldım 😄
Merhaba bir sürü yorum okudum araştırdım fakat çok tanıdık gelen fon müziğinizi bulamadım shazam ile de bulamadım :)
Paylaşmanız mümkün müdür ?
Masum'u da mutlaka izleyip değerlendirin lütfen, fikirlerinizi merak ediyoruz :)
Bu t-shirtleri nerede yaptırıyorsunuz?
Hocam tişörtlerinizi nereden alıyorsunuz? Çok merak ediyorum. Söylerseniz sevinirim.
Benim bir teorim var. Senaryolar şuan birbirine benzerlik gösterdiği zaman direk çalıntı senaryo kapsamına sokuluyor. İyi de Breaking Bad in ya da Memento nun özgün olmasının tek sebebi daha yapılmamış olmasıydı. Yani atıyorum bundan 300 400 sene sonra herşey birbirinin benzeri olacak bence ama takılmamak lazım, o konuyu nasıl işlediğin önemli. Atıyorum Bundan 300 yıl sonra biri mükemmel bir şizofren filmi çekerse herkes aaa abi bunu zaten Fight Club çekmişti ne gerek var mı diyecekler sanmıyorum. Git gide özgün ele alınabilecek tüm konular işlendi bundan sonrası için tamamen farklı bir konu ve senaryo beklemek biraz bencillik gibi.
teori mi ? komik
hocam fikirlerinizden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, konuşuyorsunuz ve mantık dışı bir şey göremiyorum, her biri üzrine düşünülmüş ve bu sorun, bu da cevabı denmiş şeyler gibi.
1 buçuk senedir netflix ve blutv ye her ay para gömüyorum ve uzun zamandır izlemek için çok az vakit bulabiliyorum. Ülkede güzel yapımlar oluyor ve olacaksa biraz da benim sayemde diye düşünüyorum.
naan yarıldım gece gece sesli guldum! 3:05
5.5 yıl geçmesine rağmen hala aynı muhabbet var çok ilginç. İnsanlar hala izleyeceği şeylere para ödemek istemiyorlar, hala korsan maç yayını hırsızlıktır/değildir tartışması dönüyor. Bu kültür bizde ne zaman oturacak çok merak ediyorum.
Hocanın tek doğru düzgün iş dediği yapımdan emmy aldı. :)
İlkel dayı bunlar telif atmadı mı lo
'Kelebekler' filmini de konuşsanız, ne olur...
Arka Plan'a Tolga Karaçelik, Onur Ünlü, Yeşim Ustaoğlu, Pelin Esmer, Kaan Müjdeci, Emin Alper gibi isimleri bekliyoruz!!!
5:39 neden dublaj?
Sinema defterleri yerine film defterleri mi dediniz ilk çekimde?
Hayir.
ya dese ne olur bu nasıl yorum. sonuçta izlediğin şey kurgulanıp sunuluyor sana ham halini mi versinler istiyorsun?
O yazdığım yorum değil , soru .
Hem dikkatimi göstermek hem de merak ettiğim için sordum.
yazdığının aynı zamanda bi yorum olduğunu, yorum yazarken kuracağın cümlelerin soru olup olmamasının bundan bağımsız olduğunu söylemek isterdim ama neyse. merak ettiğin için ise bi şey demiyorum. iğneleyici bi yorum gibi gelmişti bana iyi günler.
BÖRÜ dizisini yorumlar mısınız hocam?
Nasıl araya reklam girmiyor reklamdan izleyemedim ama para verecek miyim hayır
Şahsiyeti değerlendirmenizi bekliyordum. Ama sonra izleyeceğim.
Ben Cansu Derenin oyunculuğunu beğendim ya.Bence uyuşturucu ve ya antidepresan kullanan bir karakter olmuş.Donukluk falan sevdim
Haluk Bilginer 👏👏👏👏👏
1.14 ki yaptınız.
18:13 de bir vay anasını geldi 😄
Kelebekler filmini yorumlamanızı bekliyorum
Bi fikir: Tolga Karacelik yeni filmi sebebiyle UA-cam'da kanal kanal geziyor. Sizden de teklif gitse reddetmeyecektir diye tahmin ediyorum. Arka Plan programi icin harika bi konuk olabilir.
Bende youtubeye aboneyim. Kendilerine ücretli olması reklamların kaldırılması için defalarca yazan biri olarak ücretli olmasına ve ücretin de makul olmasına çok sevindim. Reklamlardan gerçekten ama gerçekten nefret ediyorum.
Merhaba OÖSŞ,
Peçeteye mi yazmak lazım bilmiyorum ama istek konum var. İlerleyen haftalarda homage, pastiche, esinlenme, intihal kavramlarını etik üzerinden tartışsanız güzel olurdu. Böyle yazınca felsefe sempozyumu gibi oldu ama ne düşünüyorsunuz bu konularda merak ediyorum. Entourage adlı dizinin bir bölümünde, uzakdoğulu bir yönetmeni tanıtmak için "Tarantino'nun yeni filmini çaldığı yönetmen." demişlerdi :) Geçenlerde Trainspotting'in devam filmini izlerken, ulen kesin sağdan soldan sergilerden, tablolardan kare kare "çalıyor" bu Danny Boyle, Danny Boyle bile bu görselleri çıkaramaz dedik :) Bir arkadaşımızın da içi buruldu, "Danny Boyle yapmaz yea :(" dedi. Adına ister pastiche, ister esinlenme diyelim, öyle ya da böyle bu durum ağızda kekremsi bir tat bırakıyor gibi. Nasıl bakıyorsunuz bu konulara?
Günümüzde bir başkasının eserinden etkilenmeyen sanatçı yoktur herhalde(tersi mümkün olabilir mi?) ama işin özellikle reklamda gördüğümüz zanaat kısmında intihalin "normalleşmesi" söz konusu mudur sizce? ("Sektörde" tutunamayan bir 3. reji olarak, 7/24 "referans" arayan tüm kardeşlerime de selam olsun buradan.)
Bu soruyu da "illegalimsi" UA-cam kanalım üzerinden sordum ama, hadi bakalım :) Tüm ekibe selamlar..
hocam PuhuTV'de diziyi bölünüp reklam giriyor arada. ben mi yanlış biliyorum?
her bölümde ilk merak ettiğim acaba tişörtte bu sefer ne yazıyor hocam tişörtlerinizi nerden alıyorsunuz. engin bilgeliğinize erişmem mümkün değil ama tişörtleri belki bulurum :D
Ben de diziyi çok beğenenlerdenim. Dizi bence kalite anlamında dünya standartlarının üst kısmının eşiğine yaklaşmış ki bu çıta bile bayık dizilere boğulduğumuz ülkemizde çok çok büyük başarıdır . Benim esas merak ettiğim senaryonun çıkış noktasıyla alakalı, yani alzheimer hastası bir adam seri cinayetlere başlıyor ve peşinde koca polis teşkilatı. Eee bu adam yaptıklarını unutmaya başlayınca sıfır hata yapması gereken bir işte çok kolay patlamıyacakmı? Bu bence büyük bir sorun, zaten senaristte bu problemin farkındadır. Bu sorunun giderilmesi adına aklıma iki şey geliyor. Birincisi hastalık ilerlemeden önce torunu olaylara dahil olup dedesine yardım edecek, ikincisi (lütfen bu olmasın) hikaye çok kısa bir zaman aralığında geçeceği için hastalık büyüyüp sıkıntı çıkarmadan dizi bitecek. Umarım dizi saçmalamadan devam eder.
Hocam sesinizi çok beğendim bi albüm mü çıkarsak size?
Benden sonra dünyaya gelmiş en kültürlü adam İlker Beydir
Hocam ulusal bir kanalda yayınlanmakta olan Börü hakkında ne düşünüyorsunuz? İnternette yayınlanmayan, bölüm sayısı ve süresi diğer dizilere göre kısa olan bu dizi daha riskli bir yapım değil mi sizce? Gelecek bölümde bu konuya değinirseniz çok sevinirim. Sıkı bir takipçinizim. :)