Maarif Düşüncemize Göre Öğretmen Yetiştirmenin Yolu -Doç. Dr. Gürkan Ergen (Eğitim Bilimci)
Вставка
- Опубліковано 5 лют 2025
- -Eğitim bilimcilerimiz değişmedikçe gerçek bir maarif düşüncemiz oluşamaz.
-Her şeyden önce “Eğitim fikri nedir?” sorusuna cevap vermek lazım.
-Öğretmen konu anlatma memuru değildir. Ahlaklı ve faydalı insan yetiştirmeye kendisini adamış insandır aslında.
-Eğitimde kök sorun nedir? sorusunun cevabı ile eğitimde vizyon, hedefin ne olduğu sorusunun cevabı aynıdır.
-Düşünme gücü, beceri, yetenek ve kabiliyetlerin inkişafı eğitimde son nokta değildir. Eğitimin ideal noktası aslında “hikmet arayışı”dır ve bu durum sürekli “yolda olmaya” işaret eder.
-İdeal öğretmen nasıl olunur? Öğreten konumundan kendisi de sürekli öğrenen konumuna geçiş yapıldığında…
-Bir öğretmenin öğrencilerine sadece meslek becerisini kazandırmış olması yeterli değildir. Asıl eğitim felsefesini kavratmış olması gerekir.
-Eğitim, öğrenmeye indirgenmiş günümüzde. Ölçme değerlendirme vs. Halbuki maarif fikri bunun daha fazlasıdır. Okullar ve öğretmenler sürekli düşünen ve öğrenen bir süreç içinde olmalıdır.
-Önceden ilk eğitim ailede, sonra okulda idi. Şimdi ise: Neredeyse yüzde yetmiş sosyal medya ve sanal mecralar çocuğu yetiştiriyor.
-Çocukların kreşlere bırakıldığı bir çağda ailenin bugün eğitimin neresinde olduğunu sorgulamalıyız.
-Yeni fırsatlara ve paradigmalara göre öğretmen yetiştirilmeli.
-Maarif insanın kemalata erebilmesine, kendini bulabilmesine rehberlik etme sanatı olmalıdır. Adaleti, iyiliği, salahatı anlama süreci olmalıdır. Nezaket ve zerafet ile davranabilmeyi öğretebilmelidir.
-Maarif, hayatın anlamına bütünsel bakabilmektir.
-Erdemli insan olmak ve bütün boyutlarımızın farkına varmayı gerektirir.
-Günümüz eğitim anlayışı çocuğu insan çevre koşullarının nesnesi bir varlık olarak görüyor. Eğitim kendini yetiştirme sürecinin öznesi olmalı halbuki. Gününüz eğitim anlayışı Batı eksenli perspektif, çocukları aciz kuklalara döndürüyor. Bu profille ve maarif fikri derinleştirilmeden hiçbir sorun çözülemez.
-Medeniyet havzamızdaki inançlar ve değerlerin farkında olmayan bir eğitim, ithal dünya görüşlerine bağlı kalmaya mahkumdur. Yani gönüllü olarak asimile olmaya razı olmaktır. Eğitimin bilimsel olması için önce kendisine ait bir felsefesinin olması gerekir. Maalesef bugün böyle değil.
-Bizde eğitim Batılılaşma mekanizmasının bir parçası, bu minvalde bir mühendisliğin uzantısıdır. Totaliter bir görünüme sahip.
-Herkes eğitimi iş için yapıyor. Felsefesini düşünen yok.
-Üniversite ve eğitimin içi dolu değil. Hayat felsefemiz bu sistemle uyumlu değil.
-Bizim bir eğitim sermayemiz var aslında. Geçmişimizden geliyor bu. Ancak bugünkü eğitim, köklerimizi ve genetik kodlarımızı taşımıyor. Materyalist ve pozitivist.