Hababam Sınıfı İyi mi? - Olmaz Öyle Saçma Şey Z - İlker Canikligil - S04B28
Вставка
- Опубліковано 25 лис 2021
- Türkiye sinemasının kült filmlerinden Hababam Sınıfı'nı konuşuyoruz!
Cambly’nin en büyük indiriminden yararlanmak ve ilk dersinizi ücretsiz denemek için %60 indirim kodu: 60hababam
İncelemek için: cambly.biz/60hababamcambly
*%60 indirim, sınırlı sayıda kişi için geçerlidir.
Cambly Kids için indirim kodu: 50flukids Link: cambly.biz/50flukids
Hababam Sınıfı neden çok seviliyor? Hababam Sınıfı tesadüfen mi bir araya geldi? Ertem Eğilmez serinin yazarı Rıfat Ilgaz ile neden kavgalı? Kitap ile film arasındaki farklar neler? Hababam Sınıfı ne kadar vizyonda kaldı? Hababam Sınıfı'nı izlemeyen bir nesil mi yetişiyor?
FluTV "Dünyanın En Otantik İçeriklerini Sunan" yepyeni bir dijital platformdur.
Videolardan haberdar olmak için lütfen abone olun:
➡ bit.ly/FluTv
FluTV Discord kanalı: / discord
Hababam Sınıfı İyi mi? - Olmaz Öyle Saçma Şey Z - İlker Canikligil - S04B28 videomuzu beğendiyseniz en güncel diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz.
➡Aptal Herifler - Canlı Yayın - S02B04
• Aptal Herifler - Canlı...
➡Festival Gibisin - Zinema - İlker Canikligil & Hava Ulaş & Sarp Polat - B01
• Festival Gibisin - Zin...
➡Dolar 2TL Oldu! - Haberingo - Canlı Yayın - Mina Ekeman & Doğucan Yaşar - B02
• Dolar 2TL Oldu! - Habe...
➡Astroloji Saçmalığı - Yazar Burada Ne Demek İstemiş? - Aytuğ Akdoğan B22
• Astroloji Saçmalığı - ...
➡Konservatuvara Girmek - Olmaz Öyle Saçma Oyunculuk - Celal Kadri Kınoğlu - B02
• Konservatuvara Girmek ...
➡Dünyanın En Yetkin İnsanı Kim? - Aptal Herifler - S02B03 - Konuk: Geoffrey (Cefri)
• Dünyanın En Yetkin İns...
➡Okur Ne Okur Ne Okumaz - Kültür Kantarı - Can Kantarcı - B02
• Okur Ne Okur Ne Okumaz...
Kanalımıza katılın: uye.flutv.me
Patreon destek sayfamız: flutv.me
Kanal: flutv.online
Twitter: / flutivi
Instagram: / flutv.online .
. . . .
FluTV Discord: discord.flutv.me -- Kripto Destekleri için: 0x87a9538Af8f5f80371233951438b7faf9570B82C
Henüz yaşım 25 ama Hababam Sınıfı’yla hiçbir bağ kurmamış olan bu genç arkadaşları dinleyince kendimi ilk defa yaşlanmış hissettim.😅
Ben de 26. Aynı düşünüyorum. Rol kesiyor bence arkadaşlar 'cool' görünmek için. Malum, yerli bi şeyi sevmek artık eski kafalılık oldu
@@ozan546 Bilemiyorum nedenini ama bu arkadaşların hangi filmleri sevdiklerini merak ettim doğrusu ya dediğiniz gibi yerli sinemaya bir önyargıları var ya da hemen hemen her çiçeği burnunda sinefilde görülen “popüler olan her şey çöptür, sadece sanat sineması iyidir” kafasını yaşıyorlar.
@@seyma1509 hababam sevilmez mi ya küçükken star tv de logosuda mavi sağ altta oldugu dönemi hatırlıyorum cok keyifliydi arada sahneleri açar izlerim dogal komiktir hikaye olarak basittir okulda haylaz ögrencileri anlatır ama keyiflidir be
aman ne önemli
Her zaman öyleydi:)
stajyerlerin yorumları o kadar kötü ki bazen veysiyi mumla arıyorum.
Herkes niye bu kadar tepki göstermiş anlamadım, zaten her videoda böyleler? Bu oösş serisinin olayı ilker beyin karşısında saçma şeyler söylenmesi değil mi?
IC yılışıklığı altında çalışan (sağda solda öğrencilerim bile diyor olabilir) insanlar sonuçta.
@@ayse9551 öncekiler ilerleyiş açısından bir katkıda bulunuyordu
Ah bu 90 ve 2000 doğumlular pek ruhsuz ya...
Ay abartmayın. Gayet okay
Flu'yu en başından beri ciddi anlamda destekleyerek seyrediyorum, hemen her yayınınızı ve videonuzu izledim son birkaç videoda gözüme çarpan bir şey var. Arkadaşlar bu kanalı FluZ sanmaya başladı iyice. Bundan önceki hemen her OÖSŞ bana sinema açısından iyi kötü bir şey katmıştır çünkü kamera arkasında İlker hocaya destek veren bir çok kişi geldi geçti. Bu arkadaşlar sürekli şakalamaktan ve olayları kendi "espritüel" süzgeçlerinden geçirmekten konuya odaklanamıyorlar. Lütfen en azından OÖSŞ stajyerlerle değil makul ve eleştirel yorum yapabilecek kişilerle çekilsin. Kamera arkasında, 70'lerde çekilmiş bir film için "ispanyol paça giyiniyorlar ne kadar ilginç" diyen insanlar görmek istemiyorum.
Edit: 22 yaşındayım 40 yaşındaymışım gibi yorum yapıyorsunuz z kuşağı genlerim inciniyo :((
KATILIYORUM
KATILYORUM, filmi izle dersin hocam ben uyanamadım filmi izleyemedim der, üstüne yönetmen hakkında ahkam kesmeye çalışıyorlar. Tüm Z kuşağı değil ama bu arkadaşlar '' Aklı yok , fikri var '' tanımına cuk oturuyor.
KATILIYORUM ☝️
maalesef ben de katılıyorum. özellikle galiba Duygu denen arkadaşa dayanamıyorum.
Yemin ederim katiliyorum bende, nerde Nazim nerde bunlar. Konudan konuya atliyorlar, kizin Dune hakkinda ne dedigini bile anlamiyorsun, Z jenerasyonunu daha iyi taniyalim programi mi bu, sinema mi bu anlamiyorum. Birde tipler devamli degisiyor. Zevki kacti, cok sikiciydi.
Neredeyse sonuna geldim, film iyi mi kötü mü begendi mi hoca begenmedi mi hala anlamadim. Joker filminin incelemesini izleyin anlarsiniz. Cok rahat takip edilebilen cok iyi bir incelemeydi, bu tam bir sacmalik. Yani ilk program böyle olsa bir daha izlemezdim. Eskilerinin hatrina izledim.
Sey gibi, derse giriyorsun, birseyler ögrenmek istiyorsun, en ön siranin hocayla laklak yapmasiyla geciyor ders, birsey anlamadan cikiyorsun. Oyle hissediyorsun youtube izleyicisi olarak. Bir de en sonunda kel alaka haa sen nasi buldun diye soruyor birine, etmeyin formatin icine. UA-cam da zibilyon tane icerik var böyle giderseniz izleyici kaybedersiniz.
Allahtan Olmaz Öyle Sacma Müzik, Oyunculuk fln iyi gidiyor, gereksiz laubalilik yok, muhabbet güzel, eglenceli. 2000 sonrasi jenerasyon asil izleyici kitleniz degil hocam, Duygu'da oranin agasi mafyasi midir nedir anlamadim, asabim bozuk zaten iki saat sogukta bekleyip asi olamadim, sacma sapan isler yapmayin asabimi bozmayin..
Not:Sinirlenip sinirlenip editleyecem bu yorumu.
Eleştiri kesinlikle yapılmalı ama arkadaki ekibin filmlere gerektiği önemi verdiğini düşünmüyorum. Hatta yorumlara bakarak ciddi anlamda izlediklerini de düşünmüyorum. Ciddi bir ön yargı ile yaklaşmışlar.
Bu bölüm, Nazım Veysi'nin bu formata çok şey kattığını fark etmemize sebep oldu. Onlardan sonra Cafer'i de sevmiştik fakat bu arkadaşların içeriği sulandırmaktan başka bir katkıları olmamış. Keşke bu formatı Cafer ve Hava ile yapsanız. Yarısına bile gelmeden kapattığım tek bölüm oldu .
Nazım da bazen durup durup aşırı saçma şeyler diyordu. Aynı eleştirileri ben o zaman da görüyordum bazen hatta. Bu tarz programları izlenilir kılmak için az bilen ile çok bilenin konuşması lazım yoksa iki kişi karşılıklı birbirlerini onaylayıp dururlar. Evet saçma yorumlarda bulundular da bulunmaları da lazım. Fazla üstlerine gidiyor herkes bence. O yaşlarda ben de çok bilmiş ama hiçbir şey bilmeyendim.
Etimle, kemiğimle katılıyorum diyorlar ya ben de bu yorumunuza tam anlamıyla böyle katılıyorum.
@@aca347 hocam ben de bu arkadaşlarla akranım çerez gibi olan hababam sınıfını izlememişler bir de bunu izlemeleri gerekirken izlememişler sulu sulu gülüyorlar. İlker hoca etrafındaki insanların seviyesini düşürerek herkese hitap etmeye çalışıyor olabilir ama bunların olduğu her video bayıyor insanı. Ayrıca 10 12 yaşında çocuklar ülkemizde maalesef ekonomi iktisat vs gibi ciddi konuları bile biliyor bunların bu salak tavırlarının açıklaması yaşları olamaz
@@aca347 %100 katılıyorum
@@aca347 Nazım ve Veysi nüfusun % 70 ini oluştururken bu arkadaşlar en iyi ihtimal %1 ini oluşturuyordur. Mesela benim aklıma gelen aptal bi soruyu pat diye Veysi sorabiliyordu ve izlerken cevabımı almış oluyordum ama bu arkadaşlar onaylayıp 1 saniyelik şakalarla komik olmaya çalışıyorlar. Bu programın anlatıcıya değil kesinlikle doğru soru soran kişilere ihtiyacı var.
Hocam karşınıza konu ile biraz daha ilgili birilerini bulsanız....
Nazım ve Veysi de bi b.k bilmiyordu ama konu güzel işleniyordu. Elli tane çocuğun toplaşıp goygoy yapmasını dinlemek çok yorucu. Size katılıyorum
Bu program nazım ile veysi varken çok iyiydi bence. Şu an da fena değil ama onlarla bir farklıydı. Yapacak bir şey yok tabi.
Ya çok özür dilerim kalp kirmak istemiyorum ama yüzde yuz katiliyorum
Konu ile daha ilgili birileri değil böylesine sinema aşkı ile yapılmış, yüzlerce kere izlense de bıktırmayan ve iftihar etmemiz gereken modern klasiklere kötü gözle bakmayan, onları Umut'la, Yol'la, Muhsin Bey'le, Sevmek Zamanı'yla her neyse kıyaslamadan komedi türü kategorisinde değerlendirerek haklarını teslim eden birilerini bulmak desek? 😉
Katılıyorum
İlker hocam bu gençleri konsept gereği özellikle mi seçiyorsun yoksa bizim göremediğimiz bir özellikleri mi var? Bence kendilerine verilen fırsatın farkında değiller. Ne filmleri oturup doğru düzgün izliyorlar ne de üzerine düşünüyorlar.
Daha ne yapabilirler ki
üzerine düşünülmüş içerik, ilker canikligil ve z kuşağını görmek istiyorsan 2 gün önce yükledikleri "zinefil" programını izleyebilirsin.
UA-cam da sanırım ilk defa yorum yapmama sebep olan ilk içerik. Size katılıyorum.
Her geçen program çocuklar iyice sıkıcı olmaya başladı. İlker hocama önerim yorumları dikkate alması, zaten kanalın hitap ettiği seviye, kesim belli...
+1 ilk ve son yorumdaki arkadaşlar dışarıdan biri dese cahil denecek laflar burada espri olarakmi algılanıyor benide bayiyor yavaştan
genc bunlar konussun sacmalasin rahat olsunlar hoca zaten farkinda bildigin egitim veriyor soruyor soruyor guluyor zaten hallerine boyle sus konusma o oyle degil mi yapsin birakin bu kafalari artik . KONUSUN GENCLER OZGURCE
Genç arkadaşların ısrarlı hazırlıksızlığı kulan kanatıyor, "kostümler iyiydi" nedir abicim :)
Tartıştığın kişinin cehaletini anladığın bi an vardır ya😅 öyle bi andı.
okuyacağınızı bilsem yazım hatasını düzeltirdim neyse sağlık olsun
Boş damacana gibiler hepsi 😁😅😂😂
En az 10 kişiye tavsiye ettiğim ve İFA’dan beri takip ettiğim programın geldiği son noktayı cidden üzülerek izledim. Kaliteli sohbet noktasından kreşe doğru evrildi program. Sürekli gülüşme, sürekli bir espri yapma çabası, farklı görünelim, put kıralım, sansasyon yaratalım duygusuyla yapılan zorlama yorumlar… Olmuyor.
Duygularıma tercüman olmuş yorumunuz
Sanırım her şeyi fluz mahvetti. Fluz'yi görür görmez abone olup yandan takip ediyordum ama bu videodan sonra koşa koşa gidip, fluz den ayrıldım. Her eleştiriye rağmen savunup beğendiğim Duygu bile, öyle çok fluz reklamı yapıyor ki bayıldım artık!
Ayrıca çok güzel özetlemişsiniz. Açık açık söylemek gerekirse eğer; Gülsema'nın sürekli gülme efekti, Doğu'nun yeri zaten "aptal herifler"deki gibi olmalı. Yayını, sesi falan mahvetsin ama hiç olmazsa içeriği mahvetmesin yahu. Biz onları oldukları gibi sevmiştik. "Farklı görünelim" çabaları, olmuyor hakkatten.
Cringe
Flu tv ve öncesindeki hemen hemen her yayınınızı ilgiyle takip ettim. İlk kez bir videonuzu yarıda kesip yorum yazıyorum.
İlker Bey inanın mesele Hababam Sınıfı veya o ayarda fenomen olmuş işlerin eleştirilmesi değil. Çok isterdim Yalın Alpay çıksın Hababam Sınıfı eleştirisi/analizi yapsın sizinle saatlerce.
Fakat bir kuşağı temsilen karşınıza aldığınız boş su damacanalarıyla hem o kuşağa haksızlık ediyorsunuz hem de sizin sohbetiniz damacanalarla bir noktaya kadar gidebiliyor.
David Lynch bölümünden de aklımda kalmıştı sizin bu arkadaşların mesleği, işi ne bilmiyorum ama hobi olarak bile film izlemiyorlar. Hababam sınıfını yeni izlemiş tepkileri, kitabını yeni duymuş tepkileri çok tuhaf.
Dışarıdan gördüğüm kadarıyla insanların pek tahammül edemeyeceği bi karaktersiniz, bugün anladım ki sizin başkalarına tahammül seviyeniz oldukça fazlaymış.
O dönemin arz talep durumunu, teknik detaylarını eleştiren 20-25 yaşındaki insanlara boş su damacanası diyerek tahammül seviyesinden bahseden sen, Yalın Alpay ile bu gençleri karşılaştırıyorsun. Sana tahammül eden çevrene yazık.
Son cümlene imza mı atarım
Gerçekten sorun kuşak falan değil. Dediklerinizin bir çoğuna katılıyorum. Mesele bence gerçekten sağlam argümanlara sahip bir sohbet. İlker beyin karşısında Havva olsa siz de görecektiniz ki ne kadar kaliteli ve keyifli bir sohbet oluyor. Duygu, Doğu, Gülsema falan tam anlamıyla anti-entelektüelizm temsili resmen hahahaha. İlker beyi anlıyorum da neyse. :))
@@sinemadaizledim Abone olup biraz daha para kazansalar eminim daha kaliteli bir ekip olur, kamerasından,sesine. O yüzden abone olalım arkadaşlar maalesef herşey duygusal.
Tahammülsüzlüğün ete kemiğe bürünmiş hali olarak yorum yapmışsın. Sakin ya. Kutsalı hababam sınıfı, hatta herhangi bir film olanın vay haline...
Hocam konu bu arkadaşların z kuşağı olması değil, yanlış anlaşılmasın. Bu arkadaşlar maalesef vasıfsız. Çok uğraştınız eğitmek için olmadı. Cafer'in sivri, zekice çıkışlarını özledik.
bu
ya bravo valla cok iyi yorum 👍z kusagi muabbetine vasifsizlar her konu hakkinda yorum yapiyolar elestirilincede siz z kusagini anlamiyosunuz car curt
@Hakan Uslu Hayir tam tersi anlatmak istedigim son gunlerde belli yil aralarinda doganlarin sanki hersey hakkinda hepimizden cok daha bilgili olduguna dair kliseye karsi cikiyorum, aklin yasla bi alakasi yok bence
16:35 te Ekipteki Z'lerden birisinin "Hababam Sınıfı'nın Şafak Sezer'li yeni versiyonu" da birkaç yıl sonra orijinal filmi gibi efsane görünecek bazılarına dediği an videonun bittiği andır benim için. Gerçekten İlker Çanikliğil'in etrafındaki Z'ler flu tv kalitesinin altındalar bence. Daha akıllı Z'ler seçilmeliydi.
Videodaki en saçma laftı galiba.
İzlerken acaba Bilerek mi böyle aptalca yorum yapıyorlar diye düşünmedim değil
Sana sonuna kadar katılıyorum kardeşim.
Yalnız şafak sezerli hababam efsanedir benim için
Başkası adına utanmanın kelime anlamı bu cümleyi kuran arkadaş
anakronizm şov olmuş. hayır ben de 23 yaşındayım da, bu arkadaşlar kaç yaşında merak ediyorum, hiç mi duymadınız muhtıra nedir diye, hiç mi anlamaya çalışmadınız annemlerin babamların zamanında neyi nasıl hissediyordu insanlar? film zaten yer yer absürde kaçan taraflarıyla kendini ciddiye almadığını belli ediyor (ki bu pejoratif bir şey değil bir üslup) böyle temel bir durum nasıl böyle ısrarla atlanabiliyor. hiç anlamamışlar gerçekten. bu videodaki seviyeyi görünce önceki değerlendirmelere ve gelecektekilere de bakışım değişti. fikirlerinizi paylaşmadan daha bir nitelikli duruyordunuz. ilker hocam siz hariç tabi
Yok aga bunlar acaba 20 yıl ahırda mı tutulmuşlar ya da farklı bir ülkeden falan mı gelmişler anlayamadım . Ben 99 'luyum bunlar gibi olanlara -sadece bu videodaki yorumları için diyorum -rastlamadım . Belki de ben de onlara garip gelicem belkide topluca Z kuşağı tanımlaması yapmak doğru değildir . Sonuçta insanlar doğup büyüdükleri şehirlere ne bileyim sosyokültürel durumlara göre farklılıklar gösterir .
z kusaginda genel problem bu. bi insanın beyni olmayıp fikri olunca böyle oluyor 😂😂
Amerikan kültürüyle büyümüş ev çoçukları olabilirler. Hababam filmleri çekilirken daha portakalda vitamin bile olmamama rağmen sokakta büyüdüğüm için hababamın duygusallığı bana geçiyor. Bazı şeyleri anlamak için aynı ülkede yaşamak yeterli olmuyor.
Şu yeni katılan güzel kızda iş var (adı neydi yaa..) bir de duygu da tabii ki. Diğerlerinin boş olmasından ziyade kapasite yok gibi. İlker hoca ucuz olsun alt yapıdan yetiştireyim diye düşünüyor belli ki.
Arkadaşların film hafızası Netflix ve Mubi ile sınırlı sanırım. Hocanın filmi gömeceği belliyse hiç karşıt görüş vermiyorlar zaten hemen zaten zorla izledik havasına giriyorlar. Hoca Badi Ekrem'e iyi karakter deyince hepsi hep bir ağızdan aa evet çok iyiydi diyorlar. Hocanın beğenmediği bi konuya gelince hemen negatif yorumlarını yapıyorlar. Konuşulan konu isterse dünyanın en ilgi çekici konusu olsun eski bullshit sorular sorulmadıkça İlker Canıklıgil ve onu onaylayanlar olarak devam edecek heralde.
İlker Canikligil beni ikna etti, şu andan sonra “fluZ’yi kapatıyorum” dese kitle kafasını sallayarak “kapa abi” der… Belki de bu videoyu çekerken başından beri planı buydu.
Bu arkadaşların ya da şu anki genç neslin bu film serisini beğenmemesi kendi bilecekleri şey bunu beğenilerimize bir saldırı olarak görmemeliyiz yine de arkadaşlara şunu söylemek istiyorum büyük eleştirmen Dost'un da dediği gibi sizin yapacağınız eleştiriye sokayım... Saygılar.
🤦🏻♂️🙄
Katılıyorum
😁😅😂
“Yoğurt gibi” bir bölüm olmuş. Kamera arkasındaki arkadaşlar gittikçe vasatlaşıyorlar. Söz konusu filmleri izlemeye bile üşenmelerini geçtim, bari filmi izlemeden yaptıkları yorumların en ufak bir değeri olsa. Veysi ve Nazım’ın en absürt yorumları bile en azından konuya farklı bir bakış açısı getirip İlker Hoca’nın karşı bir argüman üretmesini sağlıyordu. Bu çatışmadan program da besleniyordu biz de. Şimdi arkada sırf konuşmak için konuşan bir gürültü kirliliği var. Biz Flu Z’den Flu TV gibi fark yaratan içerikler beklerken, Flu TV, Flu Z gibi vasatlaşmaya başladı.
İfa'dan beridir takip ediyorum ilker hoca'yı abi ne zaman bu çoluk çocuk geldi ağır bozdu öyle böyle bozmadı, gerçi bu yorumu da sallamayacak ama biri 70ler modasını bilmiyo ana teması sinema olan kanalda, lan hiç mi dönem filmi izlemedin, birisi filme 2021 de çekilmiş muamelesi yapıyor, ya neyse ben bişey demiyorum.
25 yaşındayım. Hababam Sınıfı'nın ne olduğunu, ne zaman ve hangi şartlarda çekildiğini biliyorum. Yaşıtım diyebileceğim arkadaşları seviyorum lakin genel eleştirilere ben de katılacağım:
1. Toplumun ortak hafızasında olan şeyleri ezbere ötekileştirme, ezbere eleştirme, onu ısrarla anlamamaya çalışmak ve en kötüsü ondan haberdar olma gayretini bile göstermemek gülünç ve eğreti bir konuma düşürüyor. Gerçekten çok cahil bir tavır bence.
2. İlker Canikligil'in birikiminden istifade ederken biraz daha ciddi ve nerede olduğunun farkında olmak gerekiyor.
Günde 12 saat çalışıyorum, şu an traş olup duş alıp uyumam gerekirken oturdum size yorum yazıyorum. Bana bunu yaptırmayı başardınız tebrik ederim. Bir kere Hababam Sınıfı serisinin en önemli tarafı, kendi yaşayan evrenini yaratabilmiş olması, (Ertem Eğilmez’in diğer filmleri için de geçerli olan en önemli unsur) Karakterler, ortam adeta orada bir yerde yaşamaktadır. Canlıdır. O yıllarda lise okumuş insanların “aynı hababam gibiydik” demesi boşuna değildir. Hababam Sınıfı serisi içerisinde bir takım kusurlar barındırıyor olsa, bu niteliği sayesinde kusurlarını affettirmeyi başarmıştır.
Nuri Bilge Ceylan karakterleri doğal, sıradan ve kusurludur. O, karakterine herhangibir erdem yüklemez. Çarpık eğri büğrü insanları bize kendi gerçekleriyle, sinemanın kendisine özgü etkili ifade biçimleriyle sunar. Nuri Bilge filmleri, içerisindeki karakterlere benzer. Bir takım kusurlar barındırır ama etkili bir dille ifade edildiklerinden dolayı kendilerini affettirmeyi başarır.
Hababam Sınıfı da böyledir kendini kusurlarını, saçmalıklarını affettirmeyi, kendisimi olduğu gibi sevdirmeyi başarır.
Ve evet Ertem Eğilmez bunu bilerek yapar zira değinmediniz, Hababam Sınıfı oyuncuları çekimlerden haftalar önce filmin çekileceği okulda kampa girer, birlikte o yatakhanede yatar birlikte kahvaltı yapar futbol, voleybol oynarlar. Bu sayede çekim günü geldiğinde o doğal sahneler çekilebilir. İşte buna yönetmenin dehası derim. Bu sayede ancak bu filmler kendi yaşayan evrenlerini yaratabilirler.
Ayrıca ilk film Sergio Leone Westernlerine benzer. Aynı, The Good The Bad And The Ugly’deki gibi bir anlatım görürüz. Karakterler bir olay çerçevesinde sırasıyla tanıtıldıktan sonra karşı karşıya gelir ve düello başlar.
Önce Hababam tanıtılır, ardından Okuldaki hocalar, sonra Mahmut Hoca’dan söz edilir ve Mahmut Hoca görülür. Dikkat edin Hababam İle Mahmut Hoca’nın ilk karşılaşması, Hababam ve Mahmut Hoca arasında o uzun sessizlik ve bakışma. Sonrasında başlayan ve finale kadar devam eden düello…. Özetle Hababam sınıfı Güçlü bir anlatım ve ifadeye sahip, seyirciyi yarattığı evrenin içerisine almayı başaran etkili bir filmdir.
Evet
@@flu İlker hoca bir şeyler anlatıyor ama kamera arkasındakiler konuyla nerdeyse hiç ilgilenmiyor, düşünmüyor gibiler. Anlatılanlar havada kalıyor, yeterince bahsedilmeden geçiliyor çünkü ortada bir diyalog yok. İki taraf ayrı telden çalıyor.
@@flu komik
@@flu çok çakal cevap vermişsiniz adama ahahah
O çırak çocuklar okumadan EVET yazmış gibi.
@@flu cevaba bak, cevap vermeye de bilirsiniz aq
Bu gençler maalesef hiç bir filme "zamanına göre" bakamıyor. "Zamanın Ruhu" önemli bir kavram ve her sinemacının bu konuda daha özenli olması gerekli. Bugünün gözü ile baktığınızda her film size saçma görünebilir. Teknik veya içerik olarak.
Flu tv ekibindeki genç arkadaşlara tavsiyem; bir film üstünden 50 yıl geçmesine rağmen farklı kuşaklar tarafından her defasından ilk kez izliyormuş gibi izlendiğini ve bunun nasıl başarıldığı analiz edemiyorlarsa kariyerlerine başka alanda devam etsinler. Korkarım konu Hababam Sınıfı değil de Modern Zamanlar olsaydı onu da "ya filmi siyah beyaz çekmişler, filmde kimse konuşmuyor" diye ergence eleştireceklerdi.
Süper
katılıyorum size
İlk defa bir bölümü izlemeye katlanamadım. Bu filmi kutsallaştıranlardan değilim ama bu kadar sığ yorumlara da dayanılmıyor.
Peter Sellers'ı, Pembe Panter serisini, The Party'yi falan da izleyip gelseydi keşke gençler...
Hababam Sınıfı'ndan Kubrick kurgusu, hikaye örgüsü falan beklemezlerdi...
Ya da "Uçak (Airplane!-1980)" gibi Zucker-Abrahams-Zucker filmlerini...
Aslında filmin kendine ait senaryosu bile yok. Kör Uçuş (Zero Hour!-1957) adlı filmin hakları satın alınıp, senaryosunun üzerine ZAZ tarafından komedi sahneleri eklenerek çekilmiş.
Rıfat Ilgaz'ın itirazı, kitabında eğitimdeki sululuğu eleştirirken filmin bu sululuğu sevimli hale getirmesi. Kitapları yazan ben olsam ben de sevmezdim. Videoda bahsedildi ama üstünde çok durulmadı. Mesela filmde idealist eğitimci profili çizen Mahmut Hoca aslında kitapta otoriter eğitim anlayışını eleştirmek için kurgulanan bir karakter. Bir eğitimci olan Rıfat Ilgaz'ın eleştirdiği bu otoriterlik bir tüccar olan Ertem Eğilmez'in elinde seyirciye "bak nasıl hizaya geldi haytalar" dedirten bir yapıya dönüşmüş. Ortadaki durum Che tshirtleri satma üzerine oluşan sermaye, Ciau Bella söyleyerek banka soymak veya ramazan programlarında "Peygamberimiz bir hurma ile iftar yapardı, bir hırkası vardı" diye anlatıp yüzbinler kazanmak gibi bir şey aslında.
@LordHaydari sen ne saçmalıyorsun? "Bir tüccar olan Ertem Eğilmez" ne denyoca bir cümledir yahu? Ertem Eğilmez sinemamızın en önemli yönetmenlerinden birisi usta bir komedi ve senaryo dehası sanatçıdır. Bu kafaya göre Rıfat Ilgaz da tüccar o zaman çünkü kitabının defalarca sinema ve tiyatroya uyarlanması için telif haklarını sattı. Güzel para kırdı. Bu filmler sayesinde daha çok tanındı, kitapları çok sattı. Ulan hırt! Rıfat Ilgaz ile Ertem Eğilmez zaten çok eski arkadaş. İkisi de Solcu. İkisi de Chp kökenli. Yaptığın işi iyi yapıp para kazanmak ne zamandan beri suç oldu? Bu kafaya göre Yılmaz Güney de tüccar çünkü o da kendi filmlerinin yapımcısı yani patronu ve Çirkin Kral yani avantür filmleriyle güzel para kazandı ve burjuva ortamlarda çok burjuva kadınlarla ilişkisi oldu. Burjuva patronlarla çok samimiydi ve onlara da bol para kazandırdı beraber kazandıkları paraları pavyonlarda ve kumar masalarında yediler defalarca. O Yılmaz Güney'in eski dönemleriydi sonradan Solcu oldu deme sakın her zaman da Solcuydu zaten. Yeşilçamda Solcu yönetmenlerin ve yapımcıların dikkatini çekmesi de zaten gençken yazıp hapse girdiği bir Solcu yazı sebebiyle. O hapis cezasından sonra zaten "Sen de sinemacı yeteneği var gel para kazanırsın" denilerek sinema sektörüne giriyor zaten. Tıpkı Eğilmez'in girmesi gibi.
Ve sana bir şey diyim mi Lord haydari? Yılmaz Güney de Ertem Eğilmez'in arkadaşı aslında. Yeşilçamdaki tüm yönetmenler ve yapımcılar birbirlerini tanırlardı, birbirleriyle arkadaşlardı. Aralarında ideolojik farklılar olması bunu etkilemiyordu. Birbirleriyle tartışmaları da bunu değiştirmiyordu.
Ancak özel hayatı ilgilendiren kişisel husumetler olursa birisi sektörden dışlanıyordu.
Çünkü zaten sektörün yüzde 90'nı Sol-CHP-Ecevit-Atatürkçü hayat görüşündeydiler 60'lar ve 70'lerde.
Geriye kalan yüzde 10'u ise Beyaz Sinema denen Sağcı İslamcılar ve de bazı ülkücü sinemacılar oluşturuyordu. Ki bunlar da zaten çok film çekmiyorlardı. Filmlerini de çok ufak bir kitle izliyordu.
Kısaca şu cahil, bilgisiz kafadan bir kurtulun artık.
Ertem Eğilmez Sol bir sinema yapıyordu ama onun filmleri eleştirisini Yılmaz Güney ya da Halit Refiğ, Metin Erksan sineması gibi didaktik yani göze parmak şekilde yapmıyordu. Komedi-Dram türü içinde veriyordu mesajlarını.
Keşke 2021 yılında bile 28 milyon izlenmiş, tüm Türkiye’nin ortak olarak güldüğü bir seriye daha hazır gelseydiniz. Argümanlarınız ‘’yağğğ benceğğ çok şeyyğ ağğğbi’’ den iler gitmiyor. Elinizde flu gibi çok önemli bir fırsat ve şans var. Azıcık işinizi ciddiye alın. Çok azıcık.
@@billentaras Her çok izlenen şey kaliteli demek değildir tabi ki ama burda filmin kalitesi bile değil bence olay. Esas olay hangi film konuşuluyor olursa olsun biraz daha içi dolu yorumlar yapabilmek, bu arkadaşların yorumları inanılmaz sığ kalıyor. Hele ki programda konuşulacak filmi izlemedikleri zamanları hiç söylemiyorum bile. Bir filmi izleyip üstüne düzgün yorum yapacaklar alt tarafı, bunu bile yapmaya üşeniyorlarsa bu programda ne işleri var o zaman? Sınıflarda hocaya saçma sapan sorular sorarak dersi kaynatmaya çalışan öğrenciler olurdu, tam öyle bir ortam oluşmuş bu videoda da maalesef.
@@billentaras elbette ki bu anlama gelmez fakat ortada sosyolojik bir durum var. Tekrar ediyorum. İlk gösterime girdiği günden itibaren 45 sene geçen bir filmin bugün 30 milyon izlenmesinden bahsediyorum. Bir sinema programında sinema öğrencileri tarafından incelenirken bu argümanlarla ele alınması benim eleştirim.
Anlayana büyük ders veriyor Canikligil bu işe girmiş ama yolu göremeyen gençlere.
Videodaki Z kuşağının filmlere bakışı çok şaşırttı. Biz Y kusagi olarak tv de eski filmleri görmüş olduğumuzdan az çok geçmiş dönemleri yorumlayabiliyorduk. Şimdiki kuşağın geçmişten bu seviyede kopuk olmasının nedeni hep yeni materyallere maruz kalmalarından kaynaklanıyor olabilir bence.
Son olarak sadece bir izleyici olarak şunu belirteyim. Izleyiciler (geneli baz alarak söylüyorum) mantık hatalarina, kamera açılarına, film bütünlüğüne bakmaz. Hele kırk yıl önce hiç bakmazdı. Kendini anlatan samimi işleri sever ki hababamin tutmasinin nedeni de bu bence. Her okulda olan arka sıradaki haylazları izledik. *Biz kendimizi izlemeyi seviyoruz.* Ve ilker hocanın da dediği gibi klişelerle dolu yani çok enterasan faklı bir şey yok. Şaşırtan bi durum da yok. Film ve dizilerden en çok tutanlar da hep bunlar değil mi zaten.
İletişim Fakültelerinin yetiştirdiği vasatları görme şansı verdiği için kıymetli bir içerik olmuş. İlker bey allah kolaylık versin size.
Nazım ve Veysi'nin daha zeki olduğunu düşündüren bi tayfa :(
Ah Nazım ah, nerelerdesin be Nazımım. Kimlere kaldık gel de gör bizi. Yeşilçamı'mızı yılbaşı ağacı gibi süsleyip benZin döküp yaktı bu Z'ciler.
Gariban nazım en son survivor çekiyordu... Garibanın yüzü gülür mü 😢
Gerçekten bu videoda nazım ve veysiyi aradık
@@iremsarac9386 ben her videoda arıyorum :(
Bu gencolar Chaplin izleyip "öffff bence cok overrated yea" diyebilirler. Dönemin iç çekişme etkilerinin, fraksiyonlarin arasinda bunalmış ve artik apolitik bir mizah isteyen kesim yaratabilecegini kestiremeyen,sinema ve televizyon öğrencilerinin olması bile başlı başına çok ilginç.
hocam berbat olan bir şey için "aa o dönem için böyle böyleymiş o zaman çok güzel yea" mı denmeli
@@karker3776 asla öyle denmemeli. Ama 50 seneye yakin surede ulasilmaz bir basariya sahip olan yapimlari ,bugunun sinema bakışıyla tukaka etmektense, sonucun sosyolojik ve tarihsel nedenlerini degerlendirmek daha dogru olacaktır diye dusunuyorum.
@@karker3776 ağzım açık okuyorum. İlerleme adım adım olur. O adımlarla bugünlere geliniyor. Tarih (hem beşeri hem sinema), siyaset, dönemi okumak ve öğrenmek lazım. Bu yoksa zemin kaygan olur, her tarafa da savrulur, kök salmadığı için.
@@mehmeteraslan7214 hocalarım demek istediğinizi ilk yazdiginizdan anladım fakat bu bir sinema yorumu programı ve karsidakiler 20 yaşında. Programın tarihsel ve sosyolojik tespitler yorumlar yapmak gibi bir iddiası yok . Yorumların çoğunda karşıdakileri aşağılama ve utandirma fark ettiğim için yazdım
@@karker3776 aman diyeyim dostum ne hakaret ne de asagilama var yazdigim elestiride. Ama bana göre; akademik olarak sinema egitimi alan genclerin,dönemin insanlara bıraktığı etkiyi (uzak bir cografya degil bu;kendi ulkeleri) es gecerek, filmi değerlendirmesini cok ilginç buldum. Yani cok kotu bir film olarak degerlendirme bile yapsa, sonunda bu filmin bugune kadar gelmiş başarısını bildiği için düşünüp bir analiz yapabilir diye düşünüyorum.
İlker Hocam, siz yine herzaman ki gibi çok iyiydiniz. Karşınızda da sizin gibi konusunda hakim insanlar olursa daha güzel olacak. Eski yeşilçam filmlerini yorumlama konusunda, Arkadaşlar biraz basite kaçmışlar.
Film eleştirisinden çok olaydan habersiz birkaç gencin her şeyden espri türetmeye çalışmalarını izledik.
Yani z kuşağı bu kadar boş olmamalı, bu ekip bu kadar emeği haketmiyor. Birazcık okuyup izlemek öğrenmek analiz edebilmek çok zor olmamalı. Bu imkanlardan faydalanacak o kadar çok insan varken seviyeyi bu ekibe indirgemek kötü bir kayıp gibi geliyor.
Bir hanımefendi sonlara doğru, Netflix'in Arzu filmleşme olayını ısrarla anlamaması çok fazla sinir bozucu. anlamaması aslında mesele değil, olayı çok sığ bır bakış açısıyla ele alması rahatsız edici. sanırım laylaylom havasında, sadece, arkadaş muhabbeti yapmak olarak algıladıkları için bu içeriği, herhangi bir düşünme ürünü değil söyledikleri. zaten sorulara adam akıllı cevap veren de yok. komik cevaplar vermek eğiliminde olsalar da verilen cevapların yüzeyselliği mizahı sönükleştiriyor. İlker Canikligil abimiz olmasaymış izlenmezmiş.
İlk S01 den beri sizi izliyorum ve kanalın büyümesınde ufakta olsa katkım vardır. bu video ile bu karşınızda olan öğrencilerinizin gerçekten "aptal" olduğuna ikna oldum.
Aynen ben de ilk zamanlardan beri izliyorum ve en beğenmediğim video olabilir hatta bunu yazarken yorum yapmak için ikinci defa açtım videoyu o arada ben nefret ettim denildi yuh artık
Arzu Film telif konusunda o kadar hassas ise, kendi ödemediği telifleri bi gözden geçirsin. Melih Kibar'ın, Cahit Berkay'ın bir film için yaptığı müzikleri telifsiz onlarca film için kullandılar.
Telif konusunda hassas değil aslında film içinde başka filmler çıkartan bir yapımcı arzu film dolayısıyla bir film için yapılan bir müziği başka bir çok filmde kullandı Kemal Sunal ın oynadığı Birçok Kartal Tibet Atıf yılmaz gibi yönetmenler in filmlerinde Cahit Berkay ın müzikleri telifsiz kullanılır keza Özdemir asafın GURBET şarkısıda Şaban filmlerinde telifsiz binlerce kez kullanıldı bunu sadece Arzu Film yapmadı yeşilçam bir dönem böyleydi sonlara doğru telif işini dikkate almaya başladılar ki zaten lanet 80 darbesiyle yeşilçam felç geçirdi bir daha da eskisi kadar üretken olamadı 70 lerde dünya çapında azda olsa bilinirdi Yeşilçam dünyada azda olsa bir ağırlığı hep vardı yeşilçamın yılda 50 film çıkarmasının sebebi telif ödememesi zaten yabancılara bile telif ödenmeyip aynı filmin yeşilçam versiyonunu çekmiş
Arzu Film şuan telif manyağı ve zaten şuan cahit berkayın telif hakkının bir kısmını ödedi ilker hoca youtube da telif attığını söylüyor ki artık ota boka telif atıyorlar.
Genclerde kelime dağarcığı ve kavramsal bilgiler oldukca iyi.
Bunların yanına bir parça derinlik, blraz empati, bir tutam da bağ kurma alışkanlığı geliştirebilirlerse keyifli olacak.
Şu hali ile oldukça çiğ kalmış fikirler.
İlker hocayı tenzih ederim.
Hey gidi Nazım, Veysi... Nerelere geldi olmaz öyle saçma şey serisi. Ilker hoca gerçekten değerli bir sinemacı, eğitimci ve sabır taşı. Karşınızdaki insanlar bence sizi ve çabanızı anlamıyorlar, saygı duymayı da çoktan bırakmış gibiler.
FluZ'yi takip etmeyi bıraktım bir yerden sonra, umarım saçma şey serisi ya biter ya konuklarını değiştirir zira bu arkadaşlara tahammülümüz kalmamıştır.
İlker hoca janti olmuş 👍
Ceketi çok beğendim.
ilker hoca resmen bir Ansiklopedi. karşısındaki z kuşağı sayfaları karıştırıp öğreneceğine, kalın kapağa vurup "ne güzel ritim tuttum değil mi" diye seviniyor. Adam iki kere üstüne basa basa "siz de Hababam Sınıfı'nda ne başarılı olmuş o gözle bakın " dedi dayanamadı üstüne "bu şekilde organik karakterler yaratın olay karakter yaratmakta" dedi acaba hangisi dikkate aldı çok merak ediyorum.
35 yasindayim, 5000'den fazla film izledim, Bergman'lar, Tarkovsky'ler, Parajanov'lari hatmetiik.
Sinemaya bir zamandan sonra, bir eglence araci olarak degil de, bir entelektuel tecrube olarak bakmaya basladik. Su noktadan kendilerini Z kusagi olarak tanimlayan videodaki gençlere sunu diyebilirim ki, Hababam Sinifi'ndan zevk alamadiysaniz, bazi temel problemleriniz var demektir.
Hababam Sinifi'ni videonun altindaki diger yorumlarda defalarca soylendigi gibi donemin ruhuna gore degerlendirmek lazim, lakin bunu yaparken bu filmin hala kitleler tarafindan bu kadar begeniyle izlenmesinin nedenlerini anlamak lazim.
Hababam Sinifi bir toplumun ortak hafizasidir. Tip ki her Noel doneminde ABD'de Frank Capra filmlerinin gosterilmesi gibi.
Videodaki gençlerin en buyuk eksikligi, kendi donemlerinin onceki donemlere nazaran daha iyi olduguna inanmalari. Bunun nedeni kendilerinin de dile getidigi gibi gunumuzde bizi gerçek hayattan kopararak aptallastiran teknolojjik aletlerin olmamasi. Tabii bu kadar at gozlugu ile dunyaya ve geçmise bakan gençlerin, o donem Ispanyol paça pantolon giyilmesine sasirmalari da gayet beklenir bir tepki;
Sinema 100 yildan fazla da olsa hala genç bir sanat, lakin bu gençligine ragment gelisimini hizlica tamamlamis da bir tur. Hitchcock'a nasil bir anda gelinemediyse, Bergman kendiliginden ortaya çikmadiysa, Kurosawa sinemasini geçmisten bagimsiz nasil olusturamadiysa, gunumuzde gipta ile izlenen Turk filmleri de Arzu sinemasinin bu donemi olmadan bugune ulasamazdi.
Uzun lafin kisasi yeni kusaga baglanan umut, onlarin içi bos bir ozguven ile geçmisi kuçuk gormeleri seklinde seyretmekte ve bu da oldukça uzuntu verici.
Yine güzel bir program olmuş, teşekkürler. Stajyer kız arkadaş şaka yapmadıysa yazık, tekelleşmenin getireceği tehlikelerden haberi olmaması çok enteresan.
OÖSŞ iyice goy goy geyik arası bir şeye mi dönüşüyor? Yeni konsepti bu mu?
Eskiden Flu'nun entelektüel seviyesi vardı.Gençler bunu düşürüyor demiyorum fakat bu seri daha farklı bir kanalda yapılabilir.Önerim bu tarz videoların Flu Z'ye atılması ve Flu'nun korunması.''Belki de bu şekilde gençler dönem filmlerine nasıl bakıyor'' temasını orda işlemek daha mantıklı olacaktır.Bu kanalda da gençlere göre daha nabzı tutabilen eleştirel yorumlar yaparken dönem şartlarını göz önüne almakta güçlük çekmeyen bireyler olmalı.Flu 'yu çok seviyorum ve destekliyorum.
Ben 82'liyim çocukken cok fazla dışarıda oynayan bir cocuk değildim TRT'de ne varsa izlerdim. Akşama Doğru diye bir kültür sanat programı vardı 8 yaşındayken her gün izliyordum. Amerikan sitcomları inanılmaz komikti, Alacakaranlık Kuşağı harikaydı, dönemin en iyi en kült sinema filmleri yayınlanırdı onları izlerdim. Ziyaretçiler, Zamanda Yolculuk, Alfred Hitchcock Sunar, Muhteşem İkili, Evli ve Çocuklu gibi müthiş yapımlar vardı. Bunları izledikten sonra Yeşilçam yapımları kalite bakımından oldukça kötüydü ve hiç sevmezdim izlemedim de. O dönem çekilmiş yüzlerce film içinden iyi denebilecek toplasan 10 film belki çıkar. TRT'nin kaliteli içerikleri sayesinde eğitimli olmayan bir ailenin çocuğu olarak ne öğrendiysem çocukken TRT'den öğrendim ve bana çok farklı bir bakış açısı kazandırdı. İyi ki AKP döneminde çocuk olmadım, kendimi çok şanslı hissediyorum.
Gün güneşli, insanlar neşeli
sen de gel oyna susam sokağında
dostluk ve sevgi sarıyor heryeri
gel katıl bize, verelim elele
sev dünyayı, açılır her kapı
işte susam sokağı
O zamanları anıp bu şarkıyı söylememek olmaz
Ben 89 luyum 95-2000 arası mecburen TRT izlerdik ama o dediğin yapımların hiç biri yoktu
Benim bu konu hakkında bir sorum olacak. Ziyaretçiler ile aynı dönemde yayinlanan uzaydan gelen ve herkesi öldürüp şeklini alabilen bir uzaylinin konu edildiği bir trt dizisi vardı. Adını hatirliyor musunuz?
O zamanin begenilmeyen TRTsi en guzel yapimlari teker teker secer, yavrusunu besleyen bir kus misali seyircilerine ozenle sunardi. Kiymetini bilemedik.
@@kadireralp3836 onu hatırlar gibi oldum ama tam çıkaramadım ya. Siz hatırlarsanız yazın buraya :)
Bence Hababam Sınıfı'nın klasik olmasının sebebi edebiyat sayfalarından, tiyatro sahnelerine; oradan film setlerine giden yolculukta aramak gerekir. Rıfat Ilgaz, o güne kadar değinilmemiş bir konu bulmuş. Bu konu ne kadar basit şekilde işlense de her mecrada alıcısını bulmuş. (Belki de kitlelere işlemesinin sebebi bu yalın anlatım) Mesele o anlatılmayanı bulmak ve halkın anlayabileceği en basit şekilde anlatmak bence.
Sinemada o filmi izleyen çoğu kişinin ne kitabından ne de tiyatrosundan haberdar olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
En isabetli cevap budur sanirim. Bravo.
@@emrata85 Teşekkür ederim. iyi geceler
Hocam sizin Z kuşağı diye ses koltuklarına oturttuğunuz arkadaşlar sadece eleştirmek için eleştiriyor. Bir tanesinden zekice bir cevap gelmedi. Saçma sapan şeyler söylüyorlar sadece. Karşınıza filmdeki tünel kadar saçma konuşanlar gelmiş
Hitchcock videosundan sonra ilk kez bu kadar şıksınız hocam.
İlker hocanin, biraz kendiniz kafa yorun diye soylemedigi birkac seyi de ekleyeyim nacizane.
Oncelikle hababam, doneminden bagimsiz olarak irdelenebilecek bir film degil. Donemin kosullari baz alarak izlenip elestirildiginde ise, sinematografi, kurgu, niteliksel ustunluklerin onemi azaliyor. Keza o donemlerde turk sinemasinda, bu baglamda iyi denilebilecek bir urun maalesef yok. Yani o beklenen kalite ya da nitelik tandansli kriterler onemsiz veya gorece.
Gelelim genc arkadaslarin sinema parantezindeki beklentilerine. Hani diyorlar ya, iste sinema sanattir, soyle iyi olmali, boyle asmis olmali, izlenme sayisi, rating ya da gise bi yere kadar onemli. Simdi bu arkadaslar kendilerine imkan verilse, hayalgucleri ve farkliliklarini dunyaya duyurabilmek adina, cok ust perdede istek ve kriterlere sahipler. Bu guzel mi? Guzel ama yetersiz, cunku sirf anlayamadiginiz icin İlker hoca sizlere israrla bu bir is, "business" diye defaten soyluyor.
Soyle bir ornek verelim, gecmisten gunumuze yapilmis olan filmlerde, hem cok iyi dediginiz, hem de gisenin altini ustune getirmis filmler var mi? Birbirinizden farkli cevaplar veriyor olsaniz da, hepinizin boyle ornekleri illa ki vardir. Yani konu zaten ya lesh icerik ama para, ya da sahane icerik ama para yok ikilemi kadar siyah beyaz degil.
Sinema bir urun. Bu urunlerin para getirisi, icinde bulunulan doneme, donemin hassasiyetlerine, eskiden ana akim medyanin ya da gunumuzde sosyal medya veya trendlerin kontrolundeki kitlelerin beklentilerine gore sekilleniyor malum. Yani isin icerik niteligi ayri, teknik kalitesi ayri, pazar beklentileri ve sosyo-kulturel anlamdaki beklentiler apayri kriterler. Yani bunlarin salt birine kasarak iyi urun cikartamiyorsunuz. Kaldi ki, bunun bi de ticari anlamdaki network iliskileri de cabasi. (dagitim, cast, produktor, sermaye vs)
Demem o ki, hem iyi ve tatmin oldugunuz bir film yapip, hem de bundan para kazanmaniz olasi. Zaten zor olan da o maalesef. Yoksa herkes sabah aksam filmler yapar, paranin ve kariyerin anasini aglatirdi. Cunku cogu izleyici, sizlerin sanatsal ya da icerik anlamindaki subjektif fikirlerinizi sallamiyor gercek dunyada. Sizlerin sorumlulugunuz, kalite ve niteligi, size para kazandiracak olcude kitlelerle bulusturabilecek ayarda tutup, yer yer bunu abartip, hedef kitlenizin de kalitesi ve kalite beklentisini arttirabilmek. Yani toplum icin sanat yapabilmek.
O yuzden zaten sinema sanat degil, sanat, sinemanin kalitesini arttirabilmek icin kullanilan bir arac sadece. Ha gun gelir, tum toplumlar %80 oraninda egitimli, gorgulu, liyakati yuksek insanlar olur, o zaman sinemayi sanat eseri olarak kullanabileceginiz gunler de gelir. Onun disinda yok bence sinema sanat diyorsaniz, kisa filmler zaten bunun icin var. ;)
İlker hocam, bence gençler çok katkı sağlamıyor:( havva hariç kadroyu güncellesen güzel olur 👍
"Su anda cektigimiz sey sinema" diyen arkadas. ahahahdflajsdfljsadlfj, cringefest.
Hocam tamam izleyiciye istediğini vermek yanlış ancak bu kadar da itici olmaz. UA-cam da yeni bölümünü beklediğim tek program OÖSŞ İFA dan bu yana. Arkadaşların bazıları min. donanım max. özgüven. Böyle olunca adı Z kuşağı olmuyor beyaz tv seviyesi oluyor.Geçen hafta Yılmaz Güney e beş yaşında çocuk zekasında dediler. Rica etsek en azından bu program için farklı kişilerle çalışsanız.
Syg.
Melih Kibarın bestesi tam bir deha işidir.Hızlı çalınca mutlu, yavaş çalınca hüzünlü.Huzur içinde yatsın.Filmin sevilmesine büyük etkisi vardır.
Kendisi de bilerek yapmamış. Sedef Kabaş'ın kanalında söyleşisi var. İzleyebilirsiniz.
@@davutsakalli Sağol izlicem.
tekeli iyi bişey zanneden z kuşağı. geleceğimiz çok parlak gerçekten ahaha
Mina'nın içinde bir pırıltı var, tek başına sorumluluk verilirse bir şeyler üretebileceğini düşünüyorum. O'nu ayrı bırakarak diyorum ki, Sayın Canikligil Z kuşağını kendilerini ortaya koyabilmeleri için bu kadroyu uğurlayın (Ellerinden gelen bu kadar sonuçta, eleştirilere kulakları kapalı, kafaya beceriksizliğin eğlenceli olduğunu takmış arkadaşlar. Yani dahası çıkmaz.) ve yerlerine yeni arkadaşlar gelsin. Bakalım neler oluyor.
Hem size, hem bize, hem de zaman kaybeden bu arkadaşlara yazık.
Altına imzamı atıyorum
Tebrik ediyorum
Z kuşağı çok sulandırmis işi. Nazım ve Veysi ile çok keyifliydi.
17:40 bu sahneye kadar sabrımın son raddesine geldim, bu gençler neden böyle?
ben hababam sınıfını hiçbir zaman sevmedim ama neden sevildiğini anlamak bu kadar zor olmamalı. şafak sezerin hababam sınıfı gelecekte sevilirmiş, içinde sevişme sahnesi yok diye sevilmiş.
Ben 25 yaşındayım. Bu çocuklar hiç anne babalarının çocukluğu gençliği nasılmış, neyi severmiş neyle vakit geçirirmiş sormamış mı, merak dahi etmemiş mi?
sanki dönem filminden bahseder gibi sahne tasarımı çok iyiydi kostümle çok hoş falan diyorlar. 2020de siyah beyaz çekilmiş filmlere hayran olurken dedenizin siyah beyaz fotoğrafına bir kez olsun bakmayı denediniz mi acaba?
Hababam sınıfının cazibesi, film saati için mısır patlatınca açılıp izlenen değil ama televizyonda karşına çıkınca takılıp izlediğin bir film olmasından ötürü. çok iyi planlanmış, her sahnesi bir sanat eseri diyemiyouz ama zaten film mantığa değil, kalbe hitap ediyor. Filmle duygusal bağ kuruyorsun ve tüm saçmalıklarına rağmen değil, o saçmalıklarıyla beraber filmi seviyorsun.
ben hababam sınıfını izlemeyi sevmem ama benim için soğuk kış akşamlarındaki aile sıcaklığını, sobada pişen kestanenin tadını anımsatan bir filmdir. izlemesem de sevdiğim bir filmdir.
20 kere izledikten sonra 21. Kez televizyonda görünce yine mutlu olup izliyorsan o film başarılıdır. Boyle bir şey yapmak cidden kolay değil. Tek tek baktığında eve iyi bir film değil, hatalar çok fazla, espiriler ve senaryo klişe ama sonuç bir devrin insanlarının neredeyse hepsinin gönlünde taht kurmuş bir yapım.
Tam böyle başıboş bir halde internetin karanlık ve böbrek kaybetmeli yerlerinde gezerken video attığınızı gördüm. Her şeyi ayarladım ve ekran karşısına geçtim. 37 dakika boyunca konuşacaksınız ve ben dinleyeceğim. Aşırı rahat bir tavırla “anlat ulan anlat” diyerek gözüm ve kulağım sizde. İlginç bir sevgi barındırıyoruz size karşı.
Basindan beri bayilarak takip ettigim OÖSŞ bolumleri son ekiple birlikte maalesef “İlker Hoca ve Kedicikleri”ne dondu. Cringe cringe espriler kikirdasmalar, bombos cevaplar... Sadece bu bolum icin de soylemiyorum. Tamam Nazim ve Veysi olmak zorunda degil herkes ama bu nedir yaa
Hocam bu filmleri önceden duyurun da biz de izleyelim sonra sizi izleyelim.
İlker Bey sizi böyle eskisi gibi gri arka planda konuşurken görmeyi, olmaz öyle saçma şeyi, (girişteki müziği bile) çok özledim. :) Bu videoların devamı dileğiyle, sevgiler.
İlk defa bir linç isteği oluştu bende bu koskoca hayatta. Karşıt görüşümde olan insanları asla linç etmem yanlış anlaşılmasın sanirim beklemediğim yerden geldiği için bu istek doğdu. Üstelik karşımda bir fikir görsem yine linç etmek istemezdim; karşımda fikirsizlik, empati eksikliği, Türkiye yakın tarihi hakkındaki bilgisizlik gibi şeyler gördüğüm için bu öfkeye kapıldım. "Hababam sınıfını beğenmedim yeaaa" Daha iyilerini siz çekin insallah arkadaşlar :)
fluZ ekibi anakronizm girdabında savrulmuş bu videoda. Bir de o başlardaki her şeyi bilmeyen hallerini özledim valla.
İlker Bey bu programı Hava ile sohbet ederek yapsa daha dinlenir ve dolu olurdu. Ayrıca, Celal Beye ne kadar kazandığını sorduğundan beri Duygu'dan gelen yorumları duymak hoş gelmiyor. Donanımlı ve hoşgörülü insanlarla karşı karşıya geldikleri için şanslılar.
9:04 Anammm çocukluğunuz da şimdiki haliniz kafar tatlıymış yhaaa hocam.
Çok yaşayın. sağlıcakla.
İlker bey resmen ders vermiş, bilgi birikimi ve tecrübe düzeyi bakımından beğenerek takip ediyorum sizi 👍
Videonun yarısında çıktım. Olamaz böyle saçma şey.
çok kötü gelmiş, film iyi değilmiş, izleyeceği bir şey değilmiş, bildiği şakalarmış, zorla izletmişler, yoğurt gibiymiş. 14:22 de söverek çıktım.
Ulan fransızlar "Le Choristes" izlerler, zamanına göre değerlendirirler takdir ederler. Bu ülkedeki insanlar zamanının en iyi yapımlarını değil takdir etmek, aşağılamaktan geri durmuyorlar. Gerçekten anlamıyorum. O IMDB top 100'deki filmlerin yarısını zaten bugün izlerse insan sıkıcı gelir, bitiremez, çünkü zamanı için güzel filmler, bir iki çok etkileyici yanları olmuş, o yanları da sonradan gelen filmler zaten almışlar.
Ben 44 yaşındayım benim için bile Hababam sınıfı hep eskiydi. Çoğunu anca videodan yada 90'ların başında TV'den izlemişimdir. Bu kadar kolay erişim döneminde bu genç arkadaşların bu kadar geçmişten bağının kopuk olması çok ama çok garip geldi bana.
ilk defa bi olmaz oyle sacma sey’i sonu gelmeden kapattim.
bölüm özeti: kemal olsun çeken ekibin hababam sınıfını boş boş eleştirmesi
Bu bölüm, Hava,Sarp ve Mina ile daha iyi olurmuş gibi geldi bana.
“Kostümler çok iyiydi.” 😂😂 arkadaş kıyafetler özellikle seçilmiş sanıyor galiba.
videoyu yarıda kapattım , hababam sınıfı izliyorum şuan
Naçizhane anlamanın ve anlamlandırmanın Flu'nun alameti farikası olduğunu düşünüyorum. Genel olarak reddediş ve saçma bulma ve derine inememe Nevzat hocanın bahsettiği sıkıntılarla birlikte çok görünür olmuş durumda. Kanaatimce bir miktar daha derine inmeye çabalamak programa değer katacaktır. Derine inmeme bir tercihtir.
Arkadaki ekip anlık: hadi hababam sınıfı eleştirelim hAwli olalım sinemacıyız biz moruq
Hawli ne demek? Bu aralar baya görüyorum da..
@ havalı demek
@ anlamsız şeyleri havalı bulup özentilik yapanlarla dalga geçmek amaçlı kullanılan bir söz. Havalı yazmak yerine bozuk Facebook Türkçesi ile yazıyoruz.
Bir de şu var: İdealist öğretmen Mahmut Hoca o kadar idealist olsaydı bilgi yarışmasında gidip öğrencilerine yardım etmezdi. Bir başka okulun hakkının yenmesine sebep oldu. İlkeliyim ama bizden olanlara gibi bir durum çıkıyor ortaya.
Yorumları okuyunca şoke oldum. Bence çocuklar özensiz değil, bu programın izleyicileri özensiz. İlker Bey söyleşi ortamında filmle ilgili bilinmeyen birçok şeyden bahsediyor. Çocuklar, izleyicilerin hiç bakmadığı açılardan da bakıp filmi eleştiriyor ki ispatlayamam ama İlker Beyin söyleşiden önce linç yememek adına bazı direktifler verdiğine de eminim. Buna rağmen sinema gurusu arkadaşlar, söyleşiden keyif almak yerine , bir şeyler öğrenmek yerine, çocukları kesip biçiyorlar.....
İlker Canikligil sebebiyle izlediğim, z(ırt) kuşağını dinlerken "ulan ben hiç de ortalama değilim, ortalamanın üstündeyim" dediğim bir program. Z(ırt) kuşağı çocukları yarı Türkçe yarı İngilizce konuşan "yea" lı "Okey, abiiii" li saçma sapan cümlelerle saçmalıyor. Bir de r'leri bastırıyorlar.
@@billentaras Bu programı 2. izleyişim. İlki Yılmaz Güney eleştirisi. İnanın eleştirinin altını doldursalar laf etmezdim ama gerek Türkçeyi kullanma şekilleri gerekse yüzeysel konuşmaları beni bu kanıya vardırdı. Çok tepeden bakıyorlar, çok rahat ve acımasız saldırıyorlar. Yani bir insan bu tarz platformlara çıkıyorsa, azıcık entelektüel birikim beklemek hakkımız diye düşünüyorum veya amiyane tabirle o kadar da kolay gömmesinler. Yoksa tabii ki her dönemin kaba sığmaz gençleri olur, olmalı da. Saygılar..
Güzel olmuş. Ekip de gayet iyi, bazı yorumları özellikle beğendim gençlerin fikrini almak da iyi oluyor. Bakmayın burda Flu TV BİTMİŞŞŞ diyenlere. Flu TV içeriği gerçekten yıllar sonra da izlenecek türden. 9 yıl önce yapılmış Crash Course World History videolarını izliyoruz mesela, onun gibi. İyi içerik, iyi sunulduğunda, konjenktürel de değilse izlenir. Bir ihtiyacı karşılıyor çünkü ve uzun süre daha iyisi yapılamayacak.
Bu arada ekip iyi dedim ama biraz kalabalık, aralarından bazılarını gönderseniz mi acaba...
24:00 eski bir büyük zincir sinema yöneticisi olarak verdiğiniz çok ince mesajları çok iyi anladım. Hepsi doğrudur.
umarım arkada konuşan arkadaşlar ilker hocanın yeğeni akrabası tanıdığı falandır. yoksa buraya mülakatla falan girdiklerini düşünmek bile istemiyorum.
Abi sen bu arkadaşları fazla gazlamissin.
Yarım saat izledim ve film hakkında yorumlarınızı tam olarak kavrayamadım. Geyik muhabbetinden hallice olmuş.
14:20 “aptal aptal konuşmayın” 👍
Hocayı dinlemek istiyorum ama arkadakiler sürekli konuşuyor sürekli bir gürültü eski bölümlerde daha azdı bu gençlerin sesi
Hocam çok şık gördüm sizi 🤗
Asiri sulu kalitesiz alti bos yorumlar. Neye dayanarak yorum yapiliyor anlamis degilim. Onceki videolar cok kaliteliydi. Kanali birakmama sebep olan video. Yarisina kadar dayanabildim
Nasıl linç yer ve dikkat çekeriz adlı çalışma (İlker Canikligil hariç)
Oradaki hanfendi tekel in var olmasının ne gibi problemler olabileceğini tezahür edecek kapasitede değil anlaşılan.
Hababam Sınıfı'nın bugün bile izlenmesinin tek sebebi nostalji. Herkes izlemiş ve zihnimizde o filmi bir yere oturtmuşuz. Zamanında sinemada izlemeyen evde sobanın yanında oturup kestane yerken televizyonda izlemiştir. "Dönemin ruhunu iyi yansıtıyor" gibi bir izlenim bırakmış olabilir. Eski Türk filmlerinde olduğu iddia edilen sıcaklık, canayakınlık ve samimiyeti iyi taşıdığı düşünüldüğü için izleniyor olabilir. Neticede Türkiye'de herkes geçmişe bir özlem duyuyor ve Hababam Sınıfı bize bu geçmişi canımızı yakmadan veriyor. 16 yaşındaki çocuğa sorsan o bile "80'ler ne güzeldi ya" diyecek neredeyse. Eskileri iyi yansıtan bir film. Filmin kendisi değil, filmin bizim kafamızda çağrıştırdığı şeyler bize bu filmi sevdiriyor. Yoksa bi numarası yok aslında. UA-cam yok bişey yok ne koysalar önümüze izliyorduk zaten.
Z Kuşağından olan arkadaşlar "şaşırtıcı bir şey yok" falan demiş ama kimse o zamanlar şaşırmak için film izlemezdi. "Tarık Akan göreceğim" falan diye izlenirdi. "Sahne tasarımı çok iyiydi" diye konuşan birisi olmazdı yani. Sahnenin ve kostümlerin de bir numarası yok. O zamanki sınıflar gibi, o zamanki kostümler gibi. Bildiğimiz şeyler işte. Eski Türk filmlerinden 3-5 tanesini izle hepsini izlemiş gibi oluyorsun zaten. Hep aynı hikayeler. Ama seyirciye görmek istediği ve görmeyi beklediği şeyi izlettiği için seviliyordu. Son zamanlarda çıkan bu sıradışı senaryolar (Game of Thrones'da ana karakterin öldürülmesi veya Breaking Bad'de ana karakterin villain olması gibi) çok yeni şeyler.
Ben çok fazla türk filmi seyretmiş ve hababamı çok seven bir kişi olarak hiçbir zaman aaa o günler ne güzelmiş demedim ne hababamda ne diğerlerinde. İzlenmesinin sebebi nostalji filan da değil. İzleniyor çünkü eğlenceli ve komik ayrıca tarifi zor bi duygusallığı var.
@@uzmanyorumcu636 Ben gülemiyorum valla bu çağda. Eskiden izleyip hayvan gibi kahkaha atmışlığım var ama artık zor. Ben sizi anlamıyorum o çağda takılıp kaldınız mı hala nasıl gülüyorsunuz diye. 3-5 tane sahne dışında tebessüm ettirecek bir şey yok ki. İşler Güçler'den bir bölüm izle The Office'den bir bölüm izle görüyorsun zaten komedi anlayışı evrimleşmiş artık. O tarifi zor duygusallığı bende de var o nostalji işte. Filmin kendisini değil filmin bizde çağrıştırdıklarını sevdiğimiz için izliyoruz.
@@aca347 Ben de izlesem çok gülmem artık çünkü filmleri neredeyse ezbere biliyorum. Ama ezberletene kadar izletmiş demek ki eğlenceli. Sadece hababam da değil, Kemal Sunal filmleri de benzer durumda. Hiçbirine baş yapıt demezsin ama komikler. Şogun! Haniko Düdüko?
Dönemin kıyafetlerini, kostümler iyi olarak yorumlamak; konuşmuş olmak için konuşmaktan fazlası değil. İlker Hoca'nın karşısına geçen gençler, İlker Hoca'yı etkilemek için saçmalamakta, dönemin tabiriyle ''boş yapmakta'' hiçbir sıkıntı görmüyorlar. İlker Hoca karşısındaki topluluğun sayısını arttırdıkça nitelikten ziyade, İlker Hoca'yı etkileme yarışına dönen bir sohbet ortamı oluyor. Ama bilgece bir sözle, ama goygoyla. Verimi azaltan durum da bu bana kalırsa. 2 kişiyi geçmese ve ordaki 2 kişi de İlker Hoca'yı etkilemekten ziyade, izledikleri filmlere dair gördükleri incelikleri paylaşmaya çalışsalar zaten yeterince özenli olacak iş.
Dip not: Eleştiri yapmaya da korkar olduk İlker Hoca'ya/kanala. Bir şekilde salvolarla eleştiriden kaçmanın yolunu buluyor. Sağlık olsun, biz yine de bu kanalın sevdalısıyız...
Videonun sonlarına gelirken... OÖSS'yi özlemişim. Sağol İlker...ve yayında emeği geçen tüm Flu TV emekçilerine teşekkürler.
ilker abi muhteşem gülücüklerinle sonsuza dek gül ve çok yaşa...ama şu flu z ye bir çeki düzen ver allah aşkına..
aslında karikatür dünyasıyla da paralel gidiyor olaya tek sinema açısından bakmamakta da fayda var Oğuz Aral ın avni karakteri ve Behiç Pek in muhlis bey karakteri gibi örnekleri fluz daha çok incelese olayı daha güzel toparlayacaklar gibi geldi bana çünkü yazılı kültürde özellikle daha piyasa odaklı ve kaliteyi bozmayan içerikler var
İlker hoca Çernobil mahkemesinde sunum yapıyor gibi giyünmiş. Lütfen ceket giymeye devam edin.
5 yıl değil ama 1 sene sonrasında dahi izliyorum. bu kadar kaliteli her devre hitap edebilecek içerik/filmleri herkes izler. genel geçer şeyler kalıcıdır. sağlık yemek her devirde nasıl önemliyse; gülmek ve düşünmekte öyle olacaktır .emeğinize sağlık
Vay be yılların efsanesi Hababam Sınıfı z kuşağı tarafından nasıl harcanıyor onu izledik.