- 91
- 59 441
traveler workshop
Приєднався 27 жов 2021
Travel, outdoor sports, photography, cinema and documentary presentations through the lens of an amateur documentarian.
David George Hogarth's Visit to Knidos
Datça ve Batı Anadolu Tarihi araştırmaları yapan Gökçer Karaağaç’la Knidos Antik Kentinin toplumsal tarihinde yaptığımız yolculuğumuza Knido’u 20. Yüzyıl balşarında ziyaret etmiş olan D. George Hogart ile devam ediyoruz. Aynı zamanda casusluk faaliyetleriyle de tanınan İngiliz arkeolog D. George Hogartın hikayesi bakalım Knidos hakkında bize neler söyleyecek.
Knidos'un geçmiş yüzyıllardaki ziyaretçilerinden biri de David George Hogarth'dı. D. George Hogarth 1897-1900 yılları arasında Atina İngiliz okulunda müdürlük görevi yapıyordu. Hemen bu görevin akabinde 1900 yılında Girit’te Knossos Sarayında kazılar, keşifler gerçekleştirdi. Arthur Evans ile birlikte yaptıkları keşifler Miken Minos Uygarlığının varlığını, Miken Minos Uygarlığının önemini ve değerini dünya tarihine sanat tarihine anlatan ve ispat eden çalışmalardı. İşte bu önemli arkeolog D. G. Hogarth, Ege kıyılarına yaptığı ziyaretler sırasında 1904 senesinde Knidos’a uğradı. Knidos’ta karşı mendirekte, şu an bulunduğumuz büyük limanın hemen ağzında bulunan büyük mendireğin kıyısına bağladıkları tekneleriyle buraya geldiler ve bağlandılar akabinde maiyetiyle birlikte bindiği kayıkla tam benim şu anda bulunduğum noktadaki basit, iptidai iskeleden Knidos'a ayak bastılar. Bu noktada, Knidos2a çıkıp burada araştırmalar yaptılar, keşifler yaptılar ve bol bol fotoğraflar çektiler. Bu fotoğrafları daha sonra müze arşivlerinde bizler bulabildik. D. George Hogarth, yalnız sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda tanınmış ve önemli bir casustu da. İlerleyen yıllarda 1911 yılında Arabistanlı Lawrence ile birlikte Suriye'nin Karkamış bölgesinde kazılar gerçekleştirdi. Çok tanınan bilinen casusluk faaliyetlerinde de bulundu. Buradan yola çıkarak anlıyoruz ki D. George Hogarth’ın Datça Knidos’a gelmesinin altında başka nedenler de olabilirdi. Belki de buradan eserler götürdüler. Çünkü hem Suriye bölgesinden Mezopotamya'dan hem de Anadolu'da Hitit ve Eti Uygarlıklarına ait eserlere götürüp Ashmolean Müzesi’nin koleksiyonunu genişlettiler. Ashmolean Müzesi’nin bugün koleksiyonun önemli bir kısmını oluşturdular. O nedenle belki de Knidos eserlerinin bir kısmını D. George Hogarth götürdü. Ancak buna dair elimizde bir belge kayıt olmadığı için kesin bir şey söyleyemiyoruz. Ancak hem arkeolog hem de casus olan D. George Hogarth, 1904 yılında belki de buraya bu niyetle gelmişti.
Hogart’ın Knidos’ta ne tür faaliyetler yaptığını tam olarak bilemesek de O’nun Knidos’u ziyaret ettiğini, Batı Anadolu seyahatine ait gezi notlarından biliyoruz.
Balkanlardan Ortadoğuya geniş bir coğrafyada casusluk faaliyetleri içinde olduğunu tarihi kaynaklardan öğrenebiliyoruz.
Şimdi bakalım hem arkeolog hem casus olan Hogart’ın hayat hikayesinde hangi ipuçları saklı…
D. George Hogart, Batı Anadolu kıyılarına yaptığı ziyaretini anlattığı gezi notlarında şöyle der:
“1904 ilkbaharının başlarında UTOWANA isimli yatın sahibi beni Doğu Akdeniz sularında bir seyahate davet etti. Girit’te bilindik yerleri dolaştıktan sonra, Anadolu kıyılarına yöneldik. Karya’nın uzun ve fiyortları andıran sahil şeridi, bir tekne olmadan pek ziyaret edilemeyecek güzellikler ve korunaklı koylarla doluydu. Yedi yıl önce ziyaret ettiğim Didim, İasos, Bargilya ve Bodrum, Knidos, Loryrima, Rodos ve Likya şehirlerinin çekiciliği bize her gün kara gezintileri yaptırıyordu… “
İşte bu tarihi nottan anladığımız üzere Hogarth, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki kentleri dolaşmış, Efes Artemis Tapınağı dahil kazılarda çalışmış ve bu konularda kitaplar yazmıştı. Ancak bu kadarla kalmayacaktı, gençlik yıllarında Bosna Hersek dolaylarında bilimsel çalışmalar yaparken, bir yandan da ajanlık faaliyetlerinde bulunuyordu. Hatta bu suçtan tutuklanmış ve sınır dışı edilmişti.
1911’de Suriye’de Arabistanlı Lawrence ile birlikte kazılar yaptı. 1915’te Lawrence’nin Arap İsyanını düzenlemesine yardım etmek için Kahire’ye gitti. Ardından Lawrence ile ilişkilendirilip İngiliz komiseri olarak görev yaptı. Kaynaklar Hogart’ın Arabistanlı Lawrence ve meşhur casus Gertrut Bell’i etkilediğini dahi yazar.
Hogarth ve arkadaşları Knidos’a ne için gelmişlerdi bilemiyoruz. Ancak bize düşen yaşadığımız bu eşsiz yarımadanın özelliklerini ve değerini bilmek, arkeolojik tarihsel, kültürel ve doğal miraslarımıza sahip çıkmak.
Datça’yı ve tüm değerlerini bilmek, korumak dileğiyle…
Knidos'un geçmiş yüzyıllardaki ziyaretçilerinden biri de David George Hogarth'dı. D. George Hogarth 1897-1900 yılları arasında Atina İngiliz okulunda müdürlük görevi yapıyordu. Hemen bu görevin akabinde 1900 yılında Girit’te Knossos Sarayında kazılar, keşifler gerçekleştirdi. Arthur Evans ile birlikte yaptıkları keşifler Miken Minos Uygarlığının varlığını, Miken Minos Uygarlığının önemini ve değerini dünya tarihine sanat tarihine anlatan ve ispat eden çalışmalardı. İşte bu önemli arkeolog D. G. Hogarth, Ege kıyılarına yaptığı ziyaretler sırasında 1904 senesinde Knidos’a uğradı. Knidos’ta karşı mendirekte, şu an bulunduğumuz büyük limanın hemen ağzında bulunan büyük mendireğin kıyısına bağladıkları tekneleriyle buraya geldiler ve bağlandılar akabinde maiyetiyle birlikte bindiği kayıkla tam benim şu anda bulunduğum noktadaki basit, iptidai iskeleden Knidos'a ayak bastılar. Bu noktada, Knidos2a çıkıp burada araştırmalar yaptılar, keşifler yaptılar ve bol bol fotoğraflar çektiler. Bu fotoğrafları daha sonra müze arşivlerinde bizler bulabildik. D. George Hogarth, yalnız sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda tanınmış ve önemli bir casustu da. İlerleyen yıllarda 1911 yılında Arabistanlı Lawrence ile birlikte Suriye'nin Karkamış bölgesinde kazılar gerçekleştirdi. Çok tanınan bilinen casusluk faaliyetlerinde de bulundu. Buradan yola çıkarak anlıyoruz ki D. George Hogarth’ın Datça Knidos’a gelmesinin altında başka nedenler de olabilirdi. Belki de buradan eserler götürdüler. Çünkü hem Suriye bölgesinden Mezopotamya'dan hem de Anadolu'da Hitit ve Eti Uygarlıklarına ait eserlere götürüp Ashmolean Müzesi’nin koleksiyonunu genişlettiler. Ashmolean Müzesi’nin bugün koleksiyonun önemli bir kısmını oluşturdular. O nedenle belki de Knidos eserlerinin bir kısmını D. George Hogarth götürdü. Ancak buna dair elimizde bir belge kayıt olmadığı için kesin bir şey söyleyemiyoruz. Ancak hem arkeolog hem de casus olan D. George Hogarth, 1904 yılında belki de buraya bu niyetle gelmişti.
Hogart’ın Knidos’ta ne tür faaliyetler yaptığını tam olarak bilemesek de O’nun Knidos’u ziyaret ettiğini, Batı Anadolu seyahatine ait gezi notlarından biliyoruz.
Balkanlardan Ortadoğuya geniş bir coğrafyada casusluk faaliyetleri içinde olduğunu tarihi kaynaklardan öğrenebiliyoruz.
Şimdi bakalım hem arkeolog hem casus olan Hogart’ın hayat hikayesinde hangi ipuçları saklı…
D. George Hogart, Batı Anadolu kıyılarına yaptığı ziyaretini anlattığı gezi notlarında şöyle der:
“1904 ilkbaharının başlarında UTOWANA isimli yatın sahibi beni Doğu Akdeniz sularında bir seyahate davet etti. Girit’te bilindik yerleri dolaştıktan sonra, Anadolu kıyılarına yöneldik. Karya’nın uzun ve fiyortları andıran sahil şeridi, bir tekne olmadan pek ziyaret edilemeyecek güzellikler ve korunaklı koylarla doluydu. Yedi yıl önce ziyaret ettiğim Didim, İasos, Bargilya ve Bodrum, Knidos, Loryrima, Rodos ve Likya şehirlerinin çekiciliği bize her gün kara gezintileri yaptırıyordu… “
İşte bu tarihi nottan anladığımız üzere Hogarth, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki kentleri dolaşmış, Efes Artemis Tapınağı dahil kazılarda çalışmış ve bu konularda kitaplar yazmıştı. Ancak bu kadarla kalmayacaktı, gençlik yıllarında Bosna Hersek dolaylarında bilimsel çalışmalar yaparken, bir yandan da ajanlık faaliyetlerinde bulunuyordu. Hatta bu suçtan tutuklanmış ve sınır dışı edilmişti.
1911’de Suriye’de Arabistanlı Lawrence ile birlikte kazılar yaptı. 1915’te Lawrence’nin Arap İsyanını düzenlemesine yardım etmek için Kahire’ye gitti. Ardından Lawrence ile ilişkilendirilip İngiliz komiseri olarak görev yaptı. Kaynaklar Hogart’ın Arabistanlı Lawrence ve meşhur casus Gertrut Bell’i etkilediğini dahi yazar.
Hogarth ve arkadaşları Knidos’a ne için gelmişlerdi bilemiyoruz. Ancak bize düşen yaşadığımız bu eşsiz yarımadanın özelliklerini ve değerini bilmek, arkeolojik tarihsel, kültürel ve doğal miraslarımıza sahip çıkmak.
Datça’yı ve tüm değerlerini bilmek, korumak dileğiyle…
Переглядів: 683
Відео
Marmaris Selimiye'de Marina Protestosu
Переглядів 79614 днів тому
Bir grup yaşam savunucusu, Datça’dan Marmaris Selimiye’ye doğru yola çıktık. Amacımız, havasını, suyunu, toprağını, kısaca yaşam alanlarını korumak için mücadele eden Selimiyelilerin yanında olmaktı. Özel Çevre Koruma bölgesi içinde yer alan Selimiye, Marmaris’e bağlı küçük, göl gibi durgun denizi olan turistik bir mahalle. Neredeyse bir avuç kadar olan ve kapalı, durgun bir denize sahip Selimi...
Doğayla Uyumlu Bir Yaşam//Ev Tipi Sarnıçlar//Yağmur Suyu Hasadı
Переглядів 8 тис.21 день тому
Sınırlı sayıda tatlı su kaynakları olan ve su sorunu gittikçe büyüyen Datça’da inşa ettikleri ev tipi sarnıçlarda yağmur suyu biriktirerek, su sorununa çözüm üretmiş olan Nina ve Refik’in evlerine konuk olduk. Nina ve Refik 18 yıl önce aldıkları çorak bir araziyi sarnıçlarla sulayarak yemyeşil bir yaşam alanına çevirmişler. Bu videoda ise bizlere yağmurdan yılda 60 ton su ürettikleri ev tipi sa...
Bafa Gölü Kıyısında Büyüleyici Bir Köy: Heraklia / Kapıkırı
Переглядів 11 тис.Місяць тому
Datça’dan yaklaşık 4 saat uzaklıktaki Bafa Gölü’ne doğru yola çıktık ve Muğla’nın Milas ilçesine bağlı olan Kapıkırı Köyüne vardık. Bir köy düşünün ki antik kent üzerine kurulmuş, tarih, doğa ve köy yaşamı iç içe geçmiş, içinde benzersiz jeolojik yapısıyla başkalaşmış kayaçları, mağaraları, her yerde zeytin ağaçları, kaya mezarları, eşine nadir rastlanır duvar işçiliği ile örülmüş Helenistik du...
Datçalı Kadınların Söyleyecek Sözleri Var!
Переглядів 2082 місяці тому
Datça, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde anlamlı bir dizi etkinliğe ev sahipliği yaptı. Datça Kadın Platformu ve Datça Kadın Meclisi’nin önderliğinde düzenlenen etkinliklere çok sayıda kadın aktif olarak katıldı, dayanışma güçlendirildi... Konuyla ilgili haberimi, dayanisma-datca.org adresinden okuyabilirsiniz.
Ankara Castle
Переглядів 2783 місяці тому
Ne vakit farklı bir şehre gitsem, oraya ait kültürel mirasın izlerini takip ederek ara sokaklarında yürümeye, varsa sembolleşen yapılarını ziyaret ederim. Ankara’ya da ilk gittiğimde tarihi yerlerini gezdikçe, doğa yürüyüşleri yaptıkça Ankara’nın sandığımdan daha yeşil ve Anadolu insanın sıcaklığı ile karşılaştım. Daha önce öğrencilik yıllarımda çekmiş olduğum doğa yürüyüşü belgeselimi yayınlam...
Datça Knidos Hikayeleri// 2. Bölüm// Luigi Mayer'in 1792 Yılındaki Knidos Gravürü
Переглядів 51810 місяців тому
Datça ve Batı Anadolu Tarihi Araştırmaları yapan, aynı zamanda Dadya Mecmuası kurucusu olan Gökçer Karağaç İle Datça Knidos hikayeleri serimize Luigi Mayer'in 1792 yılında resmettiği Knidos Gravürü'nün hikayesi ile devam ediyoruz. Bu eserin Knidos, hatta Datça ait olan en eski kayıt olduğu düşünülüyor. Bu gravürün hikayesi, aslında Anadolu'dan izinli ya da izinsiz götürülen diğer eserlerin de h...
Doğaya Ağıt// 5. Yılında Akbelen Direnişi
Переглядів 52510 місяців тому
İkizköylüler, tam beş yıldır, yaşam alanlarını savunmak için direniyorlar. 17 Martta yaptıkları dayanışma çağrısı üzerine çevre illerden çok sayıda yaşam savunucusu İkizköylüler'in yanında olmak için oradaydı. Tabii ki seçim zamanı olması dolayısıyla çok sayıda belediye başkan adayları ve mevcut Muğla Belediye başkanı da oradaydı. Ayrıca yönetmen Nebil Özgentürk de dayanışma için oradaydı. Anca...
Datça Knidos Stories // Part 1: After the World Travel, Kısmet Boat is in Knidos
Переглядів 1 тис.10 місяців тому
Datça ve Batı Anadolu tarihi araştırmacısı Gökçe Karaağaçla Knidos'un toplumsal tarihinde bir yolculuğa çıkıyoruz. Knidos Hikayeleri serisinde Antik Knidos kentinin tarihinden unutulan insan hikayelerini izleyeceğiz. Knidos hikayelerinin ilk bölümünde yaklaşık altmış yıl öncesine dönüyoruz. Türkiye Denizcilik tarihinin büyük ismi 26 Ağustos, 1965 tarihinde Istanbul Caddebostan'dan başlayıp üç y...
Datça'da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Переглядів 64310 місяців тому
Bu sene de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle sokaklardaydı. Datça Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kadınlar, yaptıkları basın açıklaması, okunan şiirler ve şarkılar sonrası Datça Demokrasi Evi'ne doğru yürüdüler. Gündemde kadın, yaşam, özgürlük ve isyan vardı... Böylece Datça'nın sokakları, kadınların renkli görüntülerine, sloganlarına ve halaylarına sahne oldu...
Palamutbükü'nden Mesudiye'ye Gün Doğumu
Переглядів 11910 місяців тому
Palamutbükü'nden Mesudiye'ye Gün Doğumu
Datça Badem Çiçeği Festivali// Stantlar//Datça Sivil Toplum Platformları
Переглядів 27511 місяців тому
Datça Badem Çiçeği Festivali// Stantlar//Datça Sivil Toplum Platformları
Datça Badem Çiçeği Festivali//Palamutbükü
Переглядів 28311 місяців тому
Datça Badem Çiçeği Festivali//Palamutbükü
Datça badem Çiçeği Festivali// Eski Datça
Переглядів 13911 місяців тому
Datça badem Çiçeği Festivali// Eski Datça
Datça Badem Çiçeği Festivali// Reşadiye
Переглядів 10611 місяців тому
Datça Badem Çiçeği Festivali// Reşadiye
Badem Çiçeği Festivali'nin Yıldızı: Betçe Halk Müziği Korosu
Переглядів 27611 місяців тому
Badem Çiçeği Festivali'nin Yıldızı: Betçe Halk Müziği Korosu
Datça Bit Pazarı// Kediler İçin Özel Stand
Переглядів 17411 місяців тому
Datça Bit Pazarı// Kediler İçin Özel Stand
Karya Yolu/Datça Yarımadası/Eski Datça-Domuzçukuru Etabı
Переглядів 346Рік тому
Karya Yolu/Datça Yarımadası/Eski Datça-Domuzçukuru Etabı
DATÇA-YAZIKÖY-8// BETÇE HALK MÜZİĞİ KOROSU CAN YÜCEL KÜLTÜR-SANAT FESTİVALİ'NDE SAHNE ALDILAR
Переглядів 3822 роки тому
DATÇA-YAZIKÖY-8// BETÇE HALK MÜZİĞİ KOROSU CAN YÜCEL KÜLTÜR-SANAT FESTİVALİ'NDE SAHNE ALDILAR
DATÇA-YAZIKÖY-7//8. Geleneksel Datça Futbol Turnuvası//Yazıspor tarihinde İlk Kez ŞAMPİYON Oldu
Переглядів 4242 роки тому
DATÇA-YAZIKÖY-7//8. Geleneksel Datça Futbol Turnuvası//Yazıspor tarihinde İlk Kez ŞAMPİYON Oldu
DATÇA-YAZIKÖY-6//Köyde Yazıspor'un Final Kutlaması//Yazıköy Şenlik Havasındaydı
Переглядів 9152 роки тому
DATÇA-YAZIKÖY-6//Köyde Yazıspor'un Final Kutlaması//Yazıköy Şenlik Havasındaydı
21. FRIENDSHIP FROM THE MEDITERRANEAN TO THE AEGEAN AND NATURAL WALKING
Переглядів 1822 роки тому
21. FRIENDSHIP FROM THE MEDITERRANEAN TO THE AEGEAN AND NATURAL WALKING
LİKYA YOLU GÜNLÜĞÜM- FİNAL//Gelidonya Feneri'nden Olympos'a//Musa Dağı'nda neredeyse ölüyordum
Переглядів 702 роки тому
LİKYA YOLU GÜNLÜĞÜM- FİNAL//Gelidonya Feneri'nden Olympos'a//Musa Dağı'nda neredeyse ölüyordum
DATÇA- YAZIKÖY-5// 23 NİSAN BAĞLARÖZÜ UÇURTMA ŞENLİĞİ
Переглядів 1,3 тис.2 роки тому
DATÇA- YAZIKÖY-5// 23 NİSAN BAĞLARÖZÜ UÇURTMA ŞENLİĞİ
Arkeolog ve casus ya da casus ve arkeolog. En doğrusu hırslı bir okumuş hırsız.
Haklısınız, maalesef bir dönem, izinli izinsiz pek çok kültürel mirasımız olan eserler ülkeden çıkarılmış ve başka ülkelerin müzelerinde sergileniyor...
Teşekkürler 🙏
Ben çok teşekkür ederim 🙏❤️
8:25 Bakamayacağımız veya sulayamayacağımız bir şeyi ekmiyoruz. Yani 20 tane ağaç ekmiyoruz her sene. Çok anlamlı cümleler.
Teşekkürler...
🎉🎉
🎉
😅
😊
Merhaba,sarnıçları nasıl yaptıklarını dikkat edilecek noktaları ve kullanılacak malzemeler için lütfen bir bölüm daha😍
Merhaba, belirttiğiniz gibi daha detaylı teknik bilgiler de içeren yeni bir video hazırlığı içindeyim. Hatta bu konuyla ilgili Tübitak yayınlarından çıkmış bir kitabın çevirisini yapmış olan bir arkadaşla iletişime geçtim. Müsait bir zamanda ilk fırsatta adım adım yapılış aşamalarını gösteren videoları içeren yeni bir video hazırlayacağım.
🎉
🙏
Müthiş olmuş 5:41
Teşekkür ederim 🙏
Belgesellerinizi izlemek çok keyifli. Umarım daha çok video gelir.
Çok teşekkür ederim 🙏 devamı gelecek.
Videonuzu murat bey sayenizde izlemiştim. Aboneniz oldum. Sizi zevkle ve merakla izleyeceğim. Antalya'dan selamlar. Kolay gelsin.
Çok teşekkür ederim 🙏 umarım bundan sonraki videolarımı beğenirsiniz. Sağlıcakla, sevgiyle kalın🍀
☝
🍀💜
🌈
🍀🌼❤️
🤒
😊🥰
❤
🙏❤️❤️❤️
Teşekkürler Piray. Doğanın, kıyıların sadece insanların değil diğer canlıların da yuvası olduğunu unutmayalım.
Teşekkür ederim 🙏 evet kesinlikle öyle, doğa hepimizin, tüm canlıların....
Tamamını zevkle ve hayretle izledim
Ne güzel, çok mutlu oldum 😊
Korkularında çok haklılar. Olacak kesinlikle katliam olacak. Gönüllü nöbetçi lazım olursa orda nöbet tutarım.
Harikasınız😊 Selimiyelilere ileteceğim bu teklifinizi:))
Bu insanların sosyal medya hesapları yok mu?
Maalesef sosyal medya kullanmıyorlar. Ama daha detaylı video çekimi için tekrar rica edeceğim onlardan.
Selimiyede denize girecek bir karış yer bırakmayanlar iskelerle bütün sahili kapatanlar isyana kalkmışlar gibi bir görüntü var. Bende selimiyeye misafir olarak gittiğimde aynen isyan ediyorum. Denizler hepimizin kıyı koruma kanununa lütfen riayet etsinler
Merhaba Ramazan Bey, evet denizler hepimizin ve kesinlikle şezlong, iskele vs ile kapatılmaması, kıyılar halka açık olmalıdır. İsyan Marina inşaatına karşıydı. Nitekim daha büyük bir alanın talanı söz konusu olacak ve zaten küçücük ve kirlenmiş olan kıyı hepten elden gidecek diye korkuyorum. Küçük, büyük farketmeksizin her kesim için kıyı kanunu uygulanmalı ve halka açık olmalıdır.
Eline saglık
Teşekkür ederim 🙏
👏👏🎈❤️
Teşekkür ederim 🙏❤️
Yüreğinize sağlık. Sizin gibi basın emekçilerinin çevre mücadelesine destek olması çok önemli. 🎉❤
Çok teşekkür ederim 🙏 gücüm yettiğince, bu tür haklı mücadeleleri görünür yapmaya çalışıyorum.
Bu haklı serzenişin kamuoyuna sunumunu yapan piray Akarer’i canı gönülden tebrik ediyorum.
Çok teşekkür ederim Bedii Bey 🙏
Tebrikler piraycım çok kapsamlı güzel bir habercilik örneği sunmussun👋👋👋
Çok teşekkür ederim 🙏
Ne güzel bir yermiş, harika bir doğa....
Teşekkürler 🙏
👏👏👏
Teşekkürler...
Doğa yürüyüşü yapmak isteyip de cesaret edemeyenler için faydalı bir video olmuş. Tebrikler👏
Çok teşekkür ederim 🙏
Çok faydalı ve güzel bir video olmuş. Devamını bekliyoruz:))
Çok teşekkür ederim, devamı gelecek. İlk fırsatta Latmos'a tekrar gidip, mağara resimlerini ve maden ocaklarını da çekeceğim:))
Golge amacli agac dikiyorlarsa pavlonya ya da bir bakmalarini tavsiye ederim. Hemde yeri gelir kereste ihtiyaclarinida karsilarlar.
Tamam, ileteceğim kendilerine:))
12:24 bu sarnıçtan datça'da var. Ama bu şekilde değil. Yerin altında bayağı derinde oluyor. Ve yağmurdan süzülen sular içinde birikiyor. Ben o sarnıçları çok seviyorum. Harikasınız Tüm Datça'ya örnek olmanız dileğiyle. Keşke belediye sizin bu çalışmalarınızı görse ve bundan sonra yapılan evlerede sarnıç yapılmasına destek verse. Ve geleneksel sarnıç yöntemini de iyice bir araştırılması lazım. Binlerce yıllık bir tecrübe sonuçta.
Evet, zaten atalarımızın kullandığı, hatta hayvanların su ihtiyacını gidermek için çooook eski yıllardan beri kullanılan bir teknik. Ben de doğa yürüyüşleri sırasında denk geldiğim sarnıçlara hep hayranlıkla baktım. Ama günümüz insanının bu tekniği kendi imkanlarıyla kullanması ve doğayla uyumlu yaşamaya çalışması beni etkiledi ve sizlerle de paylaşma ihtiyacı duydum. Umarım yaygınlaşır ve insanlar Nina ve Refik gibi kendi ölçeklerinde çözümler üretirler
Sistem düşünce cok güzel. Bende dağ başında doga hayatı yaşamayı cok istiyorum. Umarim kisa zamanda hayallerime kavusurum. Sarnıç benimde planlarimda var. Malum kuresel cetenin planlarina karşıda bireysel önlemlerimizi almaliyiz. Ormanlara hayvanlara sahip çıkmalıyız. Devletlerin hayir diyemedigi yerlerde halk olarak biz once önlem alıp sonra direnme gücü bulabilmeliyiz ki vatanimizi insanlığı koruyabilmeliyiz. Bu sahane aileye bayıldım
Umarım, en kısa zamanda hayallerinize kavuşursunuz. Emin olun zor değil, yeter ki hayallerimizden vazgeçmeyelim, iyi ve güzel insanlara, doğaya yüzümüzü dönelim... Sevgiyle kalın.
Küresel çete müthiş tanımlama.
Evet:))
emeğine sağlık
Çok teşekkür ederim 🙏
Helal olsun.
Teşekkürler 🙏
Tebrikler, doğayı düşenen değerli insanlar. güzel bilgilendirici bir video olmuş. Bende yaklaşık 5 senedir, yağmur hasadı yapıp, bahçe bakıp, tavuk yetiştiriyorum. Her sene biraz daha yeni fikirlerle geliştirmeye çalışıyorum. Yağmur suyu ile yetişen sebzeler diğerlerinden daha lezzetli oluyor. Hedefimde toprak altına sarnıç planım da var. Yağmur suyunun filtrelenmesi, sinek lavralarından ve güneşten korunması önemli.
Teşekkür ederim, ne mutlu ki hâlâ doğayla uyumlu yaşamaya çalışan insanlar var.
Bizde köye 1 km uzakta yaşıyoruz .Bizimde suyumuz yok . Eşim yağmur suyunun mikroplu olduğunu söylüyor. Onun için kendimizi geliştiremiyoruz çünkü veto ediyor .Sizleri böyle izleyince mutlu oluyorum.
Merhaba, Eşinizi eski borularla gelen suların yağmur suyundan daha kirli olduğu yönünde ikna edebilirsiniz belki:)) saf ve arı su... Temiz bir depoda toplanınca neden kirli olsun ki? Videonun faydalı olduğu yönündeki yorumları görünce ben de mutlu oluyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim 🙏
Kendiniz klordioksit karışım yapıp biriken suya ekleyebilirsiniz hem insan vücuduna faydalı oluyor tüm hücrelerin oksijen almasına yarıyor sgakik için kullanılıyor hemde suda mikropları öldürüyor. Aslında şehir sularına da bu katılıyor. Bunu evde kendinizde yapabiliyoruz. Tavuk ve hayvanların sularına katmakta çok faydalı. İlaç kullanmaktan bin kat iyi. cvitte bunu öneren birçok araştırma yapan Dr Andreas Kalcker bilim insanıni araştırın. Klordioksit kanser vb hastalarda kullanıp fayda sağladı. Covtte kullanan Ülkeler salgına yakalanmadi.ve tabiki şehir suları yağmur sularından daha pistir cesmenizden solucan kan vs akmasını beklemeye gerek yok. Tabi kuresel cete zehir püskürttügu için yağmur suları direkt içmekte tehlikeli ama zaten cesmemizden akan suda yağmur suları değil mi
Helal olsun onlara. Eski sarnıçların ( çevremizde çok var) içinde yazın bile içinde su olduğunu görüp, neden bu sistem terkedildi, neden yenileri yapılmıyor ki, diye hayıflanırım. Yeterli büyüklükte bahçem olsa kesinlikle yapardım, onun yerine plastik depoya yağmur hasadı yapacağım inşallah.
Evet, kesinlikle haklısınız. Maalesef yetkili etkili kişiler bir şey yapmıyor ve gittikçe fakirleşiyoruz su konusunda. Bu nedenle bu tarz bireysel girişimleri de önemsiyorum. Umarım pek çok insana ulaşır.
@seyyahatolye Umarım öyle olur. Refik beyden sarnıçla ilgili detayları öğrenmeyi çok isterdim, en azından 4-5 tonluk yüksek bir sarnıç yapılabilir benim bahçeye. Onlar, yer çok olduğu için 75cm yüksekliğnde yapmışlar, ben çapı düşürüp 1.5 mt çapta yapabilirim aslında. Sonuçta çatı yağmur suyu depolanacak.
@@nazifeakcan8112 Nina ve Refik ile bir arkadaşım aracılığıyla tanışmıştım. Kendilerine sormam gerek. Sizin gibi başka danışmak isteyenler oldu. Eğer kabul ederlerse sizi de bilgilendiririm.
@@seyyahatolye teşekkürler, çok sevinirim. Bir de çatıdan gelen yağmur suyunun filtrelenmesi var, çakıl, kum hatta sanırım odun kömürü de kullanılıyor, tabii sıralaması önemli diye duymuştum.
Ninalar çakıl taşları ile yapmışlardı. Üste de toz kir böcek girmesin diye sineklik koymuşlardı
portekizde orman yanginlarindan sonra okaliptus ekmisler fakat bu agaclar cok daha yanici oldugu yuzunden son yillarda yanginlar onlenememis simdi gormusler ki MANTAR MESESI pek etkilenmiyor yanginin yayilmasini engelliyor diye cokca ekiliyormus ,,bir baska arastirmada ab ziraat fakultelerine inceletmis orda bir cam cinsini asamiyormus simdi diger agaclarin arasina set olustursun diye o cinslerden bir nehir gibi araya dikiliyormus
Değerli bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim 🙏 Okaliptüs Marmaris, Datça gibi yangın riski çok yüksek yerlerde de var. Araştıracağım.
italyan cinsi CUPRESSUS SEMPERVIRENS yani bir selvi cinsi bunu da toscana da tesbit edilmis govdesinde cok su bulundurdugu icin yanginlardan cok az etkileniyormus tarlanin etrafina bir cit olusturmali ,tabii evin 10-15 metre cevredesindeki otlari kisa tutmali , vede ogutup sulanan yerlere topraga ustune dokmeli su buharlasmasini engeller toprak nemli kalir
@@seyyahatolye simdilerde portekizde okaliptusler varsada kesilip kagit endustrisine yollaniyormus avustralya da yanan okaliptus ormanlarinin yerine zeytin agaclari dikmeye baslamislar fakat italyan selvisi cit olarak dikilebilir dusuncesindeyim ,2-3 gundur los angeles da artislerin oturdugu bolgede buyuk bir yangin var 2000 saray yavrusu yanmis az once hollanda haberinde okudum insanlar panikle araclarini filan yol ortasinda koyup kacmislar dozerler once yoldaki araclari temizlemis sonra itfaiye gidebilmis fakat ruzgar daha fazla yayilmasina neden olmus devam ediyormus , neyse selamlar hollanda dan
Teşekkür ederim 🙏
Sizleri tebrik ederim. Hayata ve onun bize sunduğu nimetlere değer veren, tüketim tolumunun kölesi olmayan çok az insan kaldı maalesef.
Ben de hâlâ sizin gibi düşünen insanların var olduğunu gördükçe mutlu oluyorum. İyi ki paylaşmışım bu videoyu diyorum. Biliyorsunuz ki bu tür videolar günümüz tüketim toplumunda pek ilgi görmüyor. Ben de inatla bu tür videoları paylaşacağım diyorum, az insan izlese bile. Teşekkürler Muallim Bey....
Nina cocuk ruhlu, heyecanlı cok hos kadın ❤ guzel program, arka fona koydugunuz müzikle cok iyi bir cekim olmuş
Çok teşekkür ederim 🙏❤️ evet ben de Nina'nın o heyecanından çok etkilendim çekim yaparken ve bunu mutlaka paylaşmalıyım dedim:))
Nina'nın ve Refik'in cesaret verici ve tatlış tatlış anlatmasıyla ufuk açıcı, ilham verici olmuş. Çok teşekkürler ❤
Çok sevindim, teşekkür ederim 🙏❤️
Köyde ev yapıyoruz suyun az olduğu bir yer sarnıcı düşünüyorduk. Çok bilgilendirici bir video olmuş. Ev sahiplerine ve size teşekkürler.
Ne güzel, çok sevindim😊
harika kullanışlı sarnıçlar. benim de dağ köyünde yerim var aynen böyle bir şey yapmayı planlıyorum. çanakkale'den sevgiler.
Yeri müsait olanlar için gerçekten çok kullanışlı bir yöntem. Sevgiler..
Çok iyi ve faydalı bir video . Suyu koruyalım. Şu hayattır
Çok teşekkür ederim 🙏 güzel bir slogan olmuş, "SUYU KORUYALIM, SU HAYATTIR "
Esenlikler 🙏🙏
Teşekkür ederim 🙏
Harika olmuş emeğinize sağlık, görselle anlatımınızla insanın içini ısıtan bir belgesel olmuş. Sayenizde huzuru ve yavaş bir yaşamı ne kadar özlediğimi fark ettim, teşekkürler.
Çok teşekkür ederim Semih Bey, ne mutlu bana ki böylesi güzel duygular uyandırmışım😊🍀
🎉🎉🎉
🙏
❤
❤️
Tebrikler Seyyah atölye 🥰
Çok teşekkür ederim 🥰❤️😘
Çok iyi olmuş video bayıldım.🎉
Çok teşekkür ederim ❤️