- 252
- 36 483
SAKALLI POLİS Kuraner Erbaş
Приєднався 5 гру 2020
Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor?
Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymetdar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta "Bismillah" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymetdar hârika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymetdar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm.
*-*-*
Sözler - 7
Elcevab: Evet o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymetdar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir'dir. Başta "Bismillah" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymetdar hârika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymetdar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakikî'yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle. Vesselâm.
*-*-*
Sözler - 7
İsm-i Kayyum, İsm-i Hayy'ın bir hülâsası ve kâinatın Hâlık-ı Zülcelal'i Kayyum'dur. kaimdir, daimdir
Otuzuncu Lem'anın Altıncı Nüktesi
İsm-i Kayyum'a bakar.
İsm-i Hayy'ın bir hülâsası, Nur Çeşmesi'nin bir zeyli olmuş; bu İsm-i Kayyum dahi, Otuzuncu Söz'ün zeyli olması münasib görüldü.
İTİZAR:
Bu çok ehemmiyetli mes'eleler ve çok derin ve geniş İsm-i Kayyum'un cilve-i a'zamı, hem muntazaman değil, belki ayrı ayrı lem'alar tarzında kalbe hutur ettiğinden, hem gayet müşevveş ve acele ve tedkiksiz müsvedde halinde kaldığından elbette tabirat ve ifadelerde çok noksanlar, intizamsızlıklar bulunacaktır. Mes'elelerin güzelliklerine, benim kusurlarımı bağışlamalısınız.
İHTAR:
İsm-i a'zama ait nükteler, a'zamî bir surette geniş, hem gayet derin olduğundan, hususan İsm-i Kayyum'a ait mes'eleler ve bilhâssa Birinci Şuâı
{(Haşiye): Bu risaleyi okuyan eğer mütefennin değilse, Birinci Şuâı okumasın veya âhirde okusun; ikinciden başlasın.}
maddiyyunlara baktığı için, daha ziyade derin gittiğinden, elbette her adam her mes'eleyi her cihette anlamaz. Fakat herkes her mes'eleden bir derece hisse alabilir. "Bir şey bütün elde edilmezse, bütün bütün elden kaçırılmaz." kaidesiyle, "bu manevî bahçenin bütün meyvelerini koparamıyorum" diye vazgeçmek kâr-ı akıl değildir. İnsan ne kadar koparsa, o kadar kârdır. İsm-i a'zama ait mes'elelerin ihata edilmeyecek derecede genişleri olduğu gibi, akıl görmeyecek derecede inceleri de vardır. Hususan İsm-i Hayy ve Kayyum'a ve bilhâssa hayatın iman erkânına karşı remizlerine ve bilhâssa Kaza ve Kader rüknüne hayatın işaretine ve İsm-i Kayyum'un Birinci Şuâına herkesin fikri yetişmez, fakat hissesiz de kalmaz; belki herhalde imanını kuvvetlendirir. Saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanın kuvvetleşmesi ehemmiyeti çok azîmdir. İmanın bir zerre kadar kuvveti ziyade olması, bir hazinedir. İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî diyor ki: "Bir küçük mes'ele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır."
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ ٭ لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضِ ٭ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُ ٭ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا gibi kayyumiyet-i İlahiyeye işaret eden âyetlerin bir nüktesi ve ism-i a'zam veyahud ism-i a'zamın iki ziyasından ikinci ziyası veyahud ism-i a'zamın altı nurundan altıncı nuru olan Kayyum isminin bir cilve-i a'zamı, Zilkade ayında aklıma göründü. Eskişehir hapishanesindeki müsaadesizliğim cihetiyle o nur-u a'zamı elbette tamamıyla beyan edemeyeceğim, fakat Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.), Kaside-i Ercuze'sinde "Sekine" nam-ı âlîsiyle beyan ettiği ism-i a'zam ve Celcelutiye'sinde pek muhteşem isimlerle ism-i a'zam içinde bulunan o altı ismi en a'zam, en ehemmiyetli tuttuğu için ve onların bahsi içinde kerametkârane bize teselli verdiği için bu İsm-i Kayyum'a dahi, evvelki beş esma gibi, hiç olmazsa muhtasar bir surette "Beş Şuâ" ile, o nur-u a'zama işaret edeceğiz.
Birinci Şuâ:
Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelal'i Kayyum'dur. Yani bizâtihî kaimdir, daimdir, bâkidir. Bütün eşya onunla kaimdir, devam eder ve vücudda kalır, beka bulur. Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyumiyet kesilse, kâinat mahvolur. Hem o Zât-ı Zülcelal'in kayyumiyetiyle beraber Kur'an-ı Azîmüşşan'da ferman ettiği gibi
لَيْسَ كَمِثْلِه۪ شَيْءٌ
dür. Yani ne zâtında, ne sıfâtında, ne ef'alinde naziri yoktur, misli olmaz, şebihi yoktur, şeriki olmaz. Evet bütün kâinatı bütün şuunatıyla ve keyfiyatıyla kabza-i rububiyetinde tutup, bir hane ve bir saray hükmünde kemal-i intizam ile tedbir ve idare ve terbiye eden bir Zât-ı Akdes'e misil ve mesîl ve şerik ve şebih olmaz, muhaldir. Evet bir zât ki, ona yıldızların icadı zerreler kadar kolay gele.. ve en büyük şey en küçük şey gibi kudretine müsahhar ola.. ve hiçbir şey hiçbir şeye, hiçbir fiil hiçbir fiile mani olmaya.. ve hadsiz efrad, bir ferd gibi nazarında hazır ola.. ve bütün sesleri birden işite.. ve umumun hadsiz hâcatını birden yapabile.. ve kâinatın mevcudatındaki bütün intizamat ve mizanların şehadetiyle hiçbir şey, hiçbir hal, daire-i meşiet ve iradesinden hariç olmaya.. ve hiçbir mekânda olmadığı halde, herbir yerde ve herbir mekânda kudretiyle, ilmiyle hazır ola.. ve herşey ondan nihayet derecede uzak olduğu halde, o ise herşeye nihayet derecede yakın olabilen bir Zât-ı Hayy-ı Kayyum-u Zülcelal'in elbette hiçbir cihetle misli, naziri, şeriki, veziri, zıddı, niddi olmaz ve olması muhaldir. Yalnız mesel ve temsil suretinde şuunat-ı kudsiyesine bakılabilir. Risale-i Nur'daki bütün temsilat ve teşbihat, bu mesel ve temsil nev'indendirler.
Lemalar - 340
İsm-i Kayyum'a bakar.
İsm-i Hayy'ın bir hülâsası, Nur Çeşmesi'nin bir zeyli olmuş; bu İsm-i Kayyum dahi, Otuzuncu Söz'ün zeyli olması münasib görüldü.
İTİZAR:
Bu çok ehemmiyetli mes'eleler ve çok derin ve geniş İsm-i Kayyum'un cilve-i a'zamı, hem muntazaman değil, belki ayrı ayrı lem'alar tarzında kalbe hutur ettiğinden, hem gayet müşevveş ve acele ve tedkiksiz müsvedde halinde kaldığından elbette tabirat ve ifadelerde çok noksanlar, intizamsızlıklar bulunacaktır. Mes'elelerin güzelliklerine, benim kusurlarımı bağışlamalısınız.
İHTAR:
İsm-i a'zama ait nükteler, a'zamî bir surette geniş, hem gayet derin olduğundan, hususan İsm-i Kayyum'a ait mes'eleler ve bilhâssa Birinci Şuâı
{(Haşiye): Bu risaleyi okuyan eğer mütefennin değilse, Birinci Şuâı okumasın veya âhirde okusun; ikinciden başlasın.}
maddiyyunlara baktığı için, daha ziyade derin gittiğinden, elbette her adam her mes'eleyi her cihette anlamaz. Fakat herkes her mes'eleden bir derece hisse alabilir. "Bir şey bütün elde edilmezse, bütün bütün elden kaçırılmaz." kaidesiyle, "bu manevî bahçenin bütün meyvelerini koparamıyorum" diye vazgeçmek kâr-ı akıl değildir. İnsan ne kadar koparsa, o kadar kârdır. İsm-i a'zama ait mes'elelerin ihata edilmeyecek derecede genişleri olduğu gibi, akıl görmeyecek derecede inceleri de vardır. Hususan İsm-i Hayy ve Kayyum'a ve bilhâssa hayatın iman erkânına karşı remizlerine ve bilhâssa Kaza ve Kader rüknüne hayatın işaretine ve İsm-i Kayyum'un Birinci Şuâına herkesin fikri yetişmez, fakat hissesiz de kalmaz; belki herhalde imanını kuvvetlendirir. Saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanın kuvvetleşmesi ehemmiyeti çok azîmdir. İmanın bir zerre kadar kuvveti ziyade olması, bir hazinedir. İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî diyor ki: "Bir küçük mes'ele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yüzler ezvak ve kerametlere müreccahtır."
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ ٭ لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضِ ٭ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُ ٭ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا gibi kayyumiyet-i İlahiyeye işaret eden âyetlerin bir nüktesi ve ism-i a'zam veyahud ism-i a'zamın iki ziyasından ikinci ziyası veyahud ism-i a'zamın altı nurundan altıncı nuru olan Kayyum isminin bir cilve-i a'zamı, Zilkade ayında aklıma göründü. Eskişehir hapishanesindeki müsaadesizliğim cihetiyle o nur-u a'zamı elbette tamamıyla beyan edemeyeceğim, fakat Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.), Kaside-i Ercuze'sinde "Sekine" nam-ı âlîsiyle beyan ettiği ism-i a'zam ve Celcelutiye'sinde pek muhteşem isimlerle ism-i a'zam içinde bulunan o altı ismi en a'zam, en ehemmiyetli tuttuğu için ve onların bahsi içinde kerametkârane bize teselli verdiği için bu İsm-i Kayyum'a dahi, evvelki beş esma gibi, hiç olmazsa muhtasar bir surette "Beş Şuâ" ile, o nur-u a'zama işaret edeceğiz.
Birinci Şuâ:
Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelal'i Kayyum'dur. Yani bizâtihî kaimdir, daimdir, bâkidir. Bütün eşya onunla kaimdir, devam eder ve vücudda kalır, beka bulur. Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyumiyet kesilse, kâinat mahvolur. Hem o Zât-ı Zülcelal'in kayyumiyetiyle beraber Kur'an-ı Azîmüşşan'da ferman ettiği gibi
لَيْسَ كَمِثْلِه۪ شَيْءٌ
dür. Yani ne zâtında, ne sıfâtında, ne ef'alinde naziri yoktur, misli olmaz, şebihi yoktur, şeriki olmaz. Evet bütün kâinatı bütün şuunatıyla ve keyfiyatıyla kabza-i rububiyetinde tutup, bir hane ve bir saray hükmünde kemal-i intizam ile tedbir ve idare ve terbiye eden bir Zât-ı Akdes'e misil ve mesîl ve şerik ve şebih olmaz, muhaldir. Evet bir zât ki, ona yıldızların icadı zerreler kadar kolay gele.. ve en büyük şey en küçük şey gibi kudretine müsahhar ola.. ve hiçbir şey hiçbir şeye, hiçbir fiil hiçbir fiile mani olmaya.. ve hadsiz efrad, bir ferd gibi nazarında hazır ola.. ve bütün sesleri birden işite.. ve umumun hadsiz hâcatını birden yapabile.. ve kâinatın mevcudatındaki bütün intizamat ve mizanların şehadetiyle hiçbir şey, hiçbir hal, daire-i meşiet ve iradesinden hariç olmaya.. ve hiçbir mekânda olmadığı halde, herbir yerde ve herbir mekânda kudretiyle, ilmiyle hazır ola.. ve herşey ondan nihayet derecede uzak olduğu halde, o ise herşeye nihayet derecede yakın olabilen bir Zât-ı Hayy-ı Kayyum-u Zülcelal'in elbette hiçbir cihetle misli, naziri, şeriki, veziri, zıddı, niddi olmaz ve olması muhaldir. Yalnız mesel ve temsil suretinde şuunat-ı kudsiyesine bakılabilir. Risale-i Nur'daki bütün temsilat ve teşbihat, bu mesel ve temsil nev'indendirler.
Lemalar - 340
Переглядів: 6
Відео
İSM-İ HAYY'ın bir cilvesi, İsm-i A'zam'ın iki ziyasından bir ziyası veya altı nurundan bir nuru;
Переглядів 252 години тому
Otuzuncu Lem'anın Beşinci Nüktesi بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْيِى الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْيِى الْمَوْتٰى وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ âyet-i azîmenin ve اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ لَا تَاْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ âyet-i azîmin birer nüktesi ile, İsm-i A'zam veyahud İsm-i A'zam'...
"FERD" isminin bir cilvesi; Vâhid, Ehad, bir ism-i a'zam veya ism-i a'zamın altı nurundan bir nuru
Переглядів 224 години тому
Otuzuncu Lem'anın Dördüncü Nüktesi بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ âyetinin bir nüktesi ve Vâhid ve Ehad isimlerini tazammun eden bir ism-i a'zam veya ism-i a'zamın altı nurundan bir nuru olan "FERD" isminin bir cilvesi, Şevval-i Şerif'te Eskişehir Hapishanesi'nde bana göründü. O cilve-i a'zamın tafsilatını Risale-i Nur'a havale edip, burada muhtasar "Yedi İşaret"...
"İSM-İ HAKEM"in bir cilvesi İsm-i A'zam veya İsm-i A'zam'ın altı nurundan bir nuru;
Переглядів 347 годин тому
İsm-i A'zam'ın altı nurundan üçüncü nuruna işaret eden Üçüncü Nükte اُدْعُ اِلٰى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ âyetinin bir nüktesi ve bir İsm-i A'zam veya İsm-i A'zam'ın altı nurundan bir nuru olan "İSM-İ HAKEM"in bir cilvesi Ramazan-ı Şerifte görüldü. Ona yalnız bir işaret olarak "Beş Nokta"dan ibaret Üçüncü Nükte acele olarak yazıldı; müsvedde halinde kaldı. Üçüncü Nükte'nin Birinci Noktası:...
"ADL" isminin bir cilvesi, ism-i a'zam veyahud ism-i a'zamın altı nurundan bir nuru...
Переглядів 297 годин тому
Otuzuncu Lem'anın İkinci Nüktesi وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ âyetinin bir nüktesi ve bir ism-i a'zam veyahud ism-i a'zamın altı nurundan bir nuru olan "ADL" isminin bir cilvesi, Birinci Nükte gibi Eskişehir Hapishanesinde uzaktan uzağa göründü. Onu yakınlaştırmak için yine temsil yoluyla deriz: Şu kâinat öyle bir saraydır ki, o s...
İsm-i Kuddüs'ün bir nüktesine dairdir. Lemalar - 304
Переглядів 417 годин тому
Otuzuncu Lem'a Otuzbirinci Mektub'un Otuzuncu Lem'ası ve Eskişehir Hapishanesinin bir meyvesi, "Altı Nükte"dir. Denizli Medrese-i Yusufiyesinin bir ders-i a'zamı "Meyve Risalesi" olduğu ve Afyon Medrese-i Yusufiyesinin kıymetdar bir ders-i ekmeli "Elhüccetüzzehra" olması gibi.. Eskişehir Medrese-i Yusufiyesinin gayet kuvvetli bir ders-i a'zamı da, ism-i a'zamı taşıyan altı ismin altı nüktesini ...
Bir saat tefekkür bir sene ibadet hükmünde;
Переглядів 287 годин тому
Yirmidokuzuncu Lem'a بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ İfade-i Meram Onüç seneden beri kalbim, aklım ile imtizaç edip Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ ٭ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ ٭ اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا ف۪ٓى اَنْفُسِهِمْ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضَ ٭ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ gibi âyetler ile emrettiği tefekkür mesleğine teşvik ettiği ve تَفَ...
Yıldızlarla şeytan casuslarının semavattan ref' ve tardı, isbat edildi. 3 Receb 1446(3 Ocak 2025)
Переглядів 7212 годин тому
Yirmisekizinci Lem'anın Yirmisekizinci Nüktesi بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ لَا يَسَّمَّعُونَ اِلَى الْمَـلَاِ الْاَعْلٰى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ ٭ دُحُورًا وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ ٭ اِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَاَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ ٭ وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِمَصَاب۪يحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاط۪ينِ gibi âyetlerin mühim bir nüktesi, ehl-i...
"Ben sizi ibadet için halketmişim; bana rızk vermek ve it'am etmek için değil." Lemalar - 268
Переглядів 4314 годин тому
Yirmisekizinci Lem'a [Bazı kısımları buraya dercedilen bu risalenin tamamı, teksir Lem'alar mecmuasında neşredilmiştir.] İkinci Nükte بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ ٭ مَا اُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا اُرِيدُ اَنْ يُطْعِمُونِ ٭ اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ Şu âyet-i kerimenin zahir manası çok tefsir...
İHTİYARLAR LEM'ASI, Medrese-i Yusufiye (hapsin hikmet ve faideleri).
Переглядів 6114 годин тому
İHTİYARLAR LEM'ASI, Medrese-i Yusufiye (hapsin hikmet ve faideleri). ONBEŞİNCİ RİCA: {(Haşiye): Nur'un te'lif zamanı üç sene evvel bitmiş olmasından, bu Onbeşinci Rica, ileride bir Nurcu tarafından İhtiyarlar Lem'asının tekmiline -te'lifine- me'haz olmak üzere yazıldı.} Bir zaman Emirdağı'nda ikamete memur ve tek başıma bir menzilde âdeta bir haps-i münferid ve bana çok ağır gelen tarassudlar v...
İhtiyarlar Lem'ası (Yirmialtı rica ve ziya-yı teselliyi câmi'dir.) Lemalar - 222
Переглядів 4116 годин тому
ONDÖRDÜNCÜ RİCA: Dördüncü Şuâ olan Âyet-i Nuriye-i Hasbiye'nin başının hülâsası diyor ki: Bir zaman ehl-i dünya beni herşeyden tecrid ettiklerinden, beş çeşit gurbetlere düşmüştüm. Sıkıntıdan gelen bir gaflet ile, Risale-i Nur'un teselli verici ve meded edici nurlarına bakmayarak, doğrudan doğruya kalbime baktım ve ruhumu aradım. Gördüm ki; gayet kuvvetli bir aşk-ı beka ve şedid bir muhabbet-i ...
İhtiyarlar Lem'ası, YÂ BÂKİ ENTE'L-BÂKİ YÂ BÂKİ ENTE'L-BÂKİ beni gayet elîm hazîn haletten kurtardı.
Переглядів 5019 годин тому
İhtiyarlar Lem'ası, "YÂ BÂKİ ENTE'L-BÂKİ! YÂ BÂKİ ENTE'L-BÂKİ!" beni, gayet elîm, hazîn haletten kurtardı. ONİKİNCİ RİCA: Bir zaman Isparta vilayetinin Barla nahiyesinde nefy namı altında, işkenceli bir esaretle yalnız ve kimsesiz bir köyde ihtilattan ve muhabereden men'edilmiş bir vaziyette hem hastalık, hem ihtiyarlık, hem de gurbet içinde gayet perişan bir halde iken; Cenab-ı Hak kemal-i mer...
İhtiyarlar Lem'ası (Yirmialtı rica ve ziya-yı teselliyi câmi'dir.) Lemalar - 222
Переглядів 28День тому
SEKİZİNCİ RİCA: İhtiyarlığın alâmeti olan beyaz kıllar saçıma düştüğü bir zamanda, gençliğin derin uykusunu daha ziyade kalınlaştıran Harb-i Umumî'nin dağdağaları ve esaretimin keşmekeşlikleri ve sonra İstanbul'a geldiğim vakit ehemmiyetli bir şan ve şeref vaziyeti; hattâ Halife'den, Şeyhülislâm'dan, Başkumandan'dan tut, tâ medrese talebelerine kadar haddimden çok ziyade bir hüsn-ü teveccüh ve ...
Ey sinn-i kemale gelen muhterem ihtiyar kardeşler ve ihtiyare hemşireler! Lemalar - 223
Переглядів 18День тому
Yirmialtıncı Lem'a İhtiyarlar Lem'ası (Yirmialtı rica ve ziya-yı teselliyi câmi'dir.) İHTAR: Herbir "rica"nın başında manevî derdimi gayet elîm ve sizi müteessir edecek derecede yazdığımın sebebi: Kur'an-ı Hakîm'den gelen ilâcın fevkalâde tesirini göstermek içindir. İhtiyarlara ait bu Lem'a, üç dört cihetle hüsn-ü ifadeyi muhafaza edememiş. Birincisi: Sergüzeşt-i hayatıma ait olduğu için, o zam...
Hastalara merhem, teselli, manevî reçete, iyadetü'l-mariz ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır.
Переглядів 33День тому
Yirmibeşinci Lem'a Yirmibeş devadır (Hastalara bir merhem, bir teselli, manevî bir reçete, bir iyadetü'l-mariz ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır.) İhtar ve İtizar Bu manevî reçete, bütün yazdıklarımızın fevkınde bir sür'atle {(Haşiye): Bu risale, dört buçuk saat zarfında te'lif edilmiştir. Evet Rüşdü, Evet Re'fet, Evet Hüsrev, Evet Said} te'lif edildiği gibi; hem umuma muhalif olarak tashih...
Tesettür hakkındadır. Kur'an-ı Kerim tesettürü emrediyor.
Переглядів 55День тому
Tesettür hakkındadır. Kur'an-ı Kerim tesettürü emrediyor.
Cenab-ı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var? Lemalar - 189
Переглядів 39День тому
Cenab-ı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var? Lemalar - 189
Mevcudatı: Esbab icad ediyor, Kendi kendine teşekkül ediyor, Tabiat iktiza edip icad ediyor öyle mi?
Переглядів 4214 днів тому
Mevcudatı: Esbab icad ediyor, Kendi kendine teşekkül ediyor, Tabiat iktiza edip icad ediyor öyle mi?
Esrarımı arayanlar ve tarassud edenler de anlasınlar ki; en gizli bir sırrımız, işte bu risaledir.
Переглядів 5614 днів тому
Esrarımı arayanlar ve tarassud edenler de anlasınlar ki; en gizli bir sırrımız, işte bu risaledir.
İhlas hakkında, Bu Lem'a lâekal her onbeş günde bir defa okunmalı.
Переглядів 5814 днів тому
İhlas hakkında, Bu Lem'a lâekal her onbeş günde bir defa okunmalı.
İktisad Risalesi (İktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.) Lemalar - 139
Переглядів 2514 днів тому
İktisad Risalesi (İktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.) Lemalar - 139
İktisad Risalesi (İktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.) Lemalar - 139
Переглядів 4914 днів тому
İktisad Risalesi (İktisad ve kanaate, israf ve tebzire dairdir.) Lemalar - 139
Hak ve hakikat, nübüvvet içindedir Nebiler elindedir. Dalalet, şerr ve hasaret; onun muhalifindedir.
Переглядів 4314 днів тому
Hak ve hakikat, nübüvvet içindedir Nebiler elindedir. Dalalet, şerr ve hasaret; onun muhalifindedir.
"Mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Kâfir eğer zimmî olsa veya musalaha etse, hakk-ı hayatı var."
Переглядів 4721 день тому
"Mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Kâfir eğer zimmî olsa veya musalaha etse, hakk-ı hayatı var."
Ey bu vatan gençleri! Firenkleri taklide çalışmayınız! Lemalar - 120
Переглядів 3021 день тому
Ey bu vatan gençleri! Firenkleri taklide çalışmayınız! Lemalar - 120
Sedd-i Zülkarneyn, Ye'cüc, Me'cüc ve mugayyebatı hamse'ye dairdir.
Переглядів 1621 день тому
Sedd-i Zülkarneyn, Ye'cüc, Me'cüc ve mugayyebatı hamse'ye dairdir.
"Bismillahirrahmanirrahîm"in binler esrarından altı sırrına dairdir.
Переглядів 25721 день тому
"Bismillahirrahmanirrahîm"in binler esrarından altı sırrına dairdir.
Resul-i Ekrem a.s. giydiği mübarek abâsını, Hz Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyn (R.A.) üstlerine örtmesi
Переглядів 5921 день тому
Resul-i Ekrem a.s. giydiği mübarek abâsını, Hz Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyn (R.A.) üstlerine örtmesi
Hocalar diyor: Arz, öküz ve balık üstünde duruyor. Halbuki Arz, muallakta gezdiğini Coğrafya görüyor
Переглядів 7121 день тому
Hocalar diyor: Arz, öküz ve balık üstünde duruyor. Halbuki Arz, muallakta gezdiğini Coğrafya görüyor
Allah hizmetinizi kabul etsin ve sebat versin mümin kardeşim ❤
@@Nur.talebesi Allah ebedi razı olsun iki Cihanda Aziiz ve Bahtiyar eylesin Âmiin âmiin âmiin.
Kar değil o nur yağıyor
OHHH SALTANATA BAAK... KOLTUĞA BAK, EV'E BAK, YAA YIKILMIŞ FİLİSTİN NOOLUCAK...
Sakallı polis deme yalan oluyor birader yalanda haramdır değiştir onu inşallah gerçi riya ve gösteriş hastalığına kapılmışsın haram olsada değiştirmezsin doğrusu sakalılı emekli veya sakallı polis emeklisi dersen iyi olur inşallah
Sesine sağlık hocam ♥️
UTANIN, UTANIN, SESİNİN TONU BİLE ÇOK İTİCİ.
Dayı kendine gel :) sana ne girdi de bu kadar havlıyorsun bakayım hele uffff heeee ondan böyle canın yandı anladım hocam sesini daha kuvvetli çıkarır mısın dayıya az daha girsin 😂😂@@hakanyucekus9819
Evin içinde neden kar yağıyor?
@@herradler3657 Video ayarlarını o şekilde ayarladım.
Fakiiiirrrr çatısı yok
hocam kar yağmasa daha iyi be :)
😂
Böyle sohbetlerin devamını bekliyoruz hocam. Vââr olun.
@@ahmetgun2483 Siz de var olun, Allah ebedi razı olsun ve iki Cihanda Aziiz ve Bahtiyar eylesin Âmiin âmiin âmiin.
OHH SALTANA BAK, KARLAR YAĞIYOR, KOLTUKLAR, EV SON MODEL, LİMONLU ÇAY, BÖREEEK.... FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZ DE ÇADIR BULAMIYOR YATMAK İÇİN....
Zengin olmak suç mu kardeşim, adam helal yoldan kazanmış ise ve malının zekatını veriyorsa kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur.
Siz haberlere çıkan polis misiniz?
@@Anadoludabirisiiiii Evet. Emekliyim artık.
❤
Allah razı olsun hocam
Âmiin Bimukabele. Emanetleri Zayii Etmeyen Allah'a Emanet Ol Âmiin Âmiin Âmiin