- 103
- 68 323
Pangaltı-Avcılar-Kadıköy Evrim Atölyeleri
Приєднався 29 бер 2020
Pangaltı-Avcılar-Kadıköy Evrim Atölyeleri bilime gönül vermiş gençler tarafından kurulmuş olup çeşitli disiplinlerde akademik çalışmalar yürüten bilim insanlarının desteğiyle 2017 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Atölye etkinlikleri katılımcılara, dinleyicilere ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Hakkımızda | Pangaltı-Avcılar-Kadıköy Evrim Atölyeleri
Pangaltı-Avcılar-Kadıköy Evrim Atölyeleri bilime gönül vermiş gençler tarafından kurulmuş olup çeşitli disiplinlerde akademik çalışmalar yürüten bilim insanlarının desteğiyle 2017 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Atölye etkinlikleri katılımcılara, dinleyicilere ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Переглядів: 469
Відео
Toplumsal Bir Sorun Olarak "İntihar" | Doç. Dr. Yunus Hacımusalar | Kadıköy Evrim Atölyesi
Переглядів 4102 роки тому
Kadıköy Evrim Atölyesi 27 Ocak tarihinde Doç. Dr. Yunus HACIMUSALAR ile gerçekleştirilen Toplumsal Bir Sorun Olarak "İntihar" adlı Zoom etkinliği kaydı. Sosyal medya hesaplarımız İnstagram: @kadikoyevrimatolyesi Twitter: @Kadikoyevrim UA-cam: Evrim Atölyesi
Veganlık ve Hayvan Özgürleşmesi | Melike Dirikoç (Vegan Earth) | 10 Ocak 2022 | AEA
Переглядів 2402 роки тому
Melike Dirikoç (Vegan Earth) ile birlikte Veganlık ve Hayvan Özgürleşmesi üzerine konuştuk. Kendisinin UA-cam kanalına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilir ve abone olabilirsiniz: ua-cam.com/users/VeganEarth
Eşeyli Üremenin Kökeni ve Evrimsel Avantajları | Prof. Dr. Ergi Deniz Özsoy | 16 Haziran 2021 | PEA
Переглядів 5453 роки тому
Eşeyli Üremenin Kökeni ve Evrimsel Avantajları | Prof. Dr. Ergi Deniz Özsoy | 16 Haziran 2021 | PEA
Duygusal İlişkilerde Kıskançlık Virüsü | Merve Umay Candaş Demir | 11 Haziran 2021 | KEA
Переглядів 2923 роки тому
Duygusal İlişkilerde Kıskançlık Virüsü | Merve Umay Candaş Demir | 11 Haziran 2021 | KEA
Marmara'nın Yeni Kabusu: Müsilaj | Prof. Dr. Mustafa Sarı | 7 Haziran 2021 | Kadıköy Evrim Atölyesi
Переглядів 1903 роки тому
Marmara'nın Yeni Kabusu: Müsilaj | Prof. Dr. Mustafa Sarı | 7 Haziran 2021 | Kadıköy Evrim Atölyesi
Neden Ortaklıklar Kurarız? II. Oturum | Dr. Bahar Tunçgenç | 27 Nisan 2021 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 1553 роки тому
Neden Ortaklıklar Kurarız? II. Oturum | Dr. Bahar Tunçgenç | 27 Nisan 2021 | Avcılar Evrim Atölyesi
Neden Ortaklıklar Kurarız? I. Oturum | Dr. Bahar Tunçgenç | 24 Nisan 2021 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 3183 роки тому
Neden Ortaklıklar Kurarız? I. Oturum | Dr. Bahar Tunçgenç | 24 Nisan 2021 | Avcılar Evrim Atölyesi
Osmanlı'nın Bilim ile İmtihanı | Töre Sivrioğlu | 21 Nisan 2021 | Pangaltı Evrim Atölyesi
Переглядів 7 тис.3 роки тому
Osmanlı'nın Bilim ile İmtihanı | Töre Sivrioğlu | 21 Nisan 2021 | Pangaltı Evrim Atölyesi
Beynin Gelişiminde Dedikodunun Rolü I Gürkan Akçay | 18 Nisan 2021 | Kadıköy Armoni Evrim Atölyesi
Переглядів 3953 роки тому
Beynin Gelişiminde Dedikodunun Rolü I Gürkan Akçay | 18 Nisan 2021 | Kadıköy Armoni Evrim Atölyesi
Kitap Buluşmaları-7 | 50 Soruda Evrim | Dr. Çağrı Mert Bakırcı | 1 Nisan 2021 | AEA
Переглядів 8923 роки тому
Kitap Buluşmaları-7 | 50 Soruda Evrim | Dr. Çağrı Mert Bakırcı | 1 Nisan 2021 | AEA
Kadının Toplumsal Evrimi | Nuray Sancar | 12 Mart 2021 | Kadıköy Evrim Atölyesi
Переглядів 5203 роки тому
Kadının Toplumsal Evrimi | Nuray Sancar | 12 Mart 2021 | Kadıköy Evrim Atölyesi
Viroloji, Evrim, COVID-19 | Dr. Semih Tareen | 19 Aralık 2020
Переглядів 4144 роки тому
Viroloji, Evrim, COVID-19 | Dr. Semih Tareen | 19 Aralık 2020
Müziğin Nörobiyolojisi | Prof. Dr. Pınar Aydın O'Dwyer | 27 Kasım 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 6004 роки тому
Müziğin Nörobiyolojisi | Prof. Dr. Pınar Aydın O'Dwyer | 27 Kasım 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Deprem: Önlemler Alalım, Kayıpları Azaltalım | Prof. Dr. Haluk Eyidoğan | 2 Kasım 2020 | AEA
Переглядів 714 роки тому
Deprem: Önlemler Alalım, Kayıpları Azaltalım | Prof. Dr. Haluk Eyidoğan | 2 Kasım 2020 | AEA
Meme Kanseri Farkındalık Yayını | Eylem Karakaya | 25 Ekim 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 1164 роки тому
Meme Kanseri Farkındalık Yayını | Eylem Karakaya | 25 Ekim 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Sütün Sindirimi ve Evrimsel Tıp | Pedram Türkoğlu | | Pangaltı Evrim Atölyesi
Переглядів 8164 роки тому
Sütün Sindirimi ve Evrimsel Tıp | Pedram Türkoğlu | | Pangaltı Evrim Atölyesi
Kuşlar ve Genetik Çeşitlilik | Prof. Dr. Utku Perktaş | 6 Temmuz 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 1724 роки тому
Kuşlar ve Genetik Çeşitlilik | Prof. Dr. Utku Perktaş | 6 Temmuz 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Mitoloji ve Sanat | Ramazan Fidan | 23 Haziran 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 2264 роки тому
Mitoloji ve Sanat | Ramazan Fidan | 23 Haziran 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Irk ve Irkçılığın Antropolojik Sorgusu | Dr. Ferhat Kaya | 3 Temmuz 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Переглядів 7494 роки тому
Irk ve Irkçılığın Antropolojik Sorgusu | Dr. Ferhat Kaya | 3 Temmuz 2020 | Avcılar Evrim Atölyesi
Sokak Röportajı | Evrim Nedir? Evrim Teorisi Nedir? Bilimsel eğitim sizce nasıl olmalı? | Avcılar
Переглядів 3314 роки тому
Sokak Röportajı | Evrim Nedir? Evrim Teorisi Nedir? Bilimsel eğitim sizce nasıl olmalı? | Avcılar
Sokak Röportajı | Irk nedir? Irkçılık nedir? Bilimsel anlamda ırklar var mıdır? | Avcılar
Переглядів 4324 роки тому
Sokak Röportajı | Irk nedir? Irkçılık nedir? Bilimsel anlamda ırklar var mıdır? | Avcılar
Kısa Kısa | Biyolojide ve Antropolojide ırklar var mı? Homo sapiens idaltu ırk mı? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 3984 роки тому
Kısa Kısa | Biyolojide ve Antropolojide ırklar var mı? Homo sapiens idaltu ırk mı? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | Türkiye'de paleoantropolojik çalışmalar yapılmakta mıdır? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 1384 роки тому
Kısa Kısa | Türkiye'de paleoantropolojik çalışmalar yapılmakta mıdır? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | Fosillerin tarihlendirilmesinde hangi teknikler kullanılmaktadır? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 844 роки тому
Kısa Kısa | Fosillerin tarihlendirilmesinde hangi teknikler kullanılmaktadır? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | İnsan fosillerinden kişinin deri rengi anlaşılabilir mi? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 734 роки тому
Kısa Kısa | İnsan fosillerinden kişinin deri rengi anlaşılabilir mi? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | Evrim araştırmaları için hangi bilim dallarında çalışılabilir? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 774 роки тому
Kısa Kısa | Evrim araştırmaları için hangi bilim dallarında çalışılabilir? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | Kazılarda fosillerin çıkartılmasında neden su kullanılmıyor? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 564 роки тому
Kısa Kısa | Kazılarda fosillerin çıkartılmasında neden su kullanılmıyor? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | İnsan fosilleri neden ender bulunur? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 1104 роки тому
Kısa Kısa | İnsan fosilleri neden ender bulunur? | Dr. Ferhat Kaya
Kısa Kısa | Kazılarda kazılacak diğer alanlar nasıl belirleniyor? | Dr. Ferhat Kaya
Переглядів 564 роки тому
Kısa Kısa | Kazılarda kazılacak diğer alanlar nasıl belirleniyor? | Dr. Ferhat Kaya
Töre Bey gercekbir akademisyen
Güzel program olmuş
Abi, Tüfeyli onun haqqı ismini, yoksa leqebimi? Leqeb yeni onun gondarma ismi?
Teşekkürler.
eywallah hocalar
Töre hocanın birikimleri ve gözlemleri çok değerli
Aynı türdeki canlılar arasında ve mikroorganizmalarda evrimleşme olsa da türler arasında evrime dair bilimsel bir kanıt yok. İspat olsun diye gösterilenler ise benzerliği olan bazı fosillerdir. İçi bomboş olan ve abartılan bir inanış ile tezden ibarettir canlı türleri arasındaki evrim.
Bizim Türkler hiçbir zaman bir medeniyet oluşturamamıştır. Mevcut medeniyetlere adapte olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bugünün dünden, dünün bugünden bir farkı yok aslında. Lütfen bu tespit, bir hakaret ya da aşağılama olarak algılanmasın. Durumumuz budur maalesef.
Töre bey'den yeni şeyler öğrendik. Teşekkürler
❤
Doktor bey eksik sandınız Kürtlerde de var hem de çok ağır derecede atak geçirenler var Van ve Ağrı'da da çok var
konuşmacıyı bilim adamı zannediyordum gerçekten yazık... üzüldüm
Yalan söylemedi diye rahatsız mı oldun.
Engisizyon içine 'şeytan kaçmış' bilim adamlarını diri diri yakarken ARAYIŞ içinde imiş.... nasıl güleceğimi bilemedim
Engizisyon arayor demiyor zaten arayış vardı diyor duymak istediğin masalları duymayinca kulağın da mi duymaz oldu
Yalan Kültürü le yine bir yalanı savundun.
Günümüz kentlerinde faaliyet gösteren yeni Cem evlerinin çoğu, ölüm törenleri ve hayır etkinlikleri dışında siyasal dayanışma ve himaye kurumlarına dönüşmüştür
Modern Alevilik değil bence çünkü cemaat duygusu ve ruhu oluşturuyor. Yeniden üretilen bir ilişki ağı.
Kitabı okuyacağım. Ama günümüz Aleviliğin yeniden üretimi post modern Alevilik gibi geliyor bana. Modernite inanç temelli toplaşmaları çözücü etki yapmıştır
Çok güzel içeriği olan bir paylaşım oldu. Hocamıza ve emeği geçenlere teşekkür ederim. Epistomolojik olarak çelişkileri mi aştım. Böylece diyalektik bir süreç yaşadım. Emeğiniz ile oldu sayın hocam.
Yasemin hoca harika anlatmış..
Dersimliler'deki kendine has bir Alevilik yaratma çabasının altında devletin ve birçok Alevi Türk'ün inancı Türk Milliyetçi eksenine oturtma çabasından kaynaklanıyor.
Asya tipi üretim diye bir şey yok. Osmanlıda eşraf yani burjuva sınıfı var artı değerin nasıl kullanıldığına odaklanmak lazım. Demiryolunda sadece teknoloji kopyalamadik kendimizde üretip döşedik, telgraf konusunda da aynı şekilde kendi mors alfabemizi tasarladık.
Furkan yüne hayal dünyasını anlatmış. Yalanın kültür oldugu cografyalar asla gelişmez.
Nasıl silah icat edememişiz, yılankavi mekanizma türklerin tophane tüfekhane her dönem cari şahi top kullanışlı değil. Yirmisekiz çelebi de matbaa için uğraştı. Top teknolojisi üstün osmanlının yerine döken bir mekanizma geliştiriyorlar. Yeni roket turleri ve gemilerde bakır kaplama teknolojisi tipu sultanla beraber geliştirildi. Yine emrullah ali'nin ahmed süreyya emin'in askeri icatları var. Piri reis o kadar da önemli birisi değil.
Rüşd overrated çünkü ibn sebin, taskopruluzade, kinalizade daha büyük isimler ve hepsi 12.yyden sonra ortaya çıktı
Overrated mi? Peki 😊
Portekiz bizi nerede yenmiş ? Sen de coğrafi keşiflere katılsaydın ne demek ya gemiye binen gidiyordu falan hoca ne anlatıyorsun allah aşkına? Portekizin atlasa kıyısı var senin var mı esg tane tane anlatıyor bizim şartlarımızın coğrafi keşiflere neden elverişli olmadığını. Hint okyanusunda ise baharat ticaretine ortak oldun. Yeni doğa felsefesi ve yeni bilim 16.yyda avrupada doğdu biz de koprululerle ilk olarak bunu teşvik ettik hezarfen hüseyin, ebubekir behram, bedreddin istanbuli, ismail gelenbevi gibi isimlerle kısmen ve 19.yydan itibaren de tamamen yeni bilime uyum sağladık ihsan fazlıoğlunun islam düşünce atlası çalışmasını öneririm
Gazali 12.yüzyılda yaşadı ama biz 1200lerde de 1300lerde de ortadoğunun büyük bilim adamları yetiştirdiğini biliyoruz hocanın tespiti malesef yanlış. 1 teolog çıkıp koskoca bir medeniyeti tek başına bitiremez zaten bunu düşünmek bile saçmalık. Kâğıt moğollardan önce geldi ayrıca moğol yıkımı mühimdi çünkü bağdat bu medeniyetin merkeziydi. Ama moğol sonrası da meraga bilim merkezi haline getirildi kısmi bir telafi oldu bunun dışında timur rönesansını ve fatihle beraber bunun istanbuldaki yansımalarını görmemiz gerekir. 17.yy durgun geçmiştir bu dönemde müderrislerin komik maaşlar aldığını biliyoruz yani sorun yine ekonomi ve politika kaynaklı.
Thank you
Makaklarda foxp2 geninin dizilimi ile bizimki farklı.
Aristo kalıplarla düşünen bir insandır.kalıp ayakkabı kalıbı mı?😅😅😅
57:14 57:24
Töre hoca aynı şeyi örneklerle anlatmasına rağmen dinlerine toz konduramayan arkadaşlar anlamamakta ısrar ediyor hiçbir konuya objektif bakamıyorlar ne yazık ki. Kadavra yapmanın haram kılındığı bir ortamdan bahsediyoruz. Deney yok, kitap yok. Bilimin gelişmesinde en büyük engel din faktörü bunu görmek çok zor olmamalı. "Sebebi islam değil onun bir yorumu" demek de işi sulandırmaktan öte birşey değil. Tarih böyle yorumlanmaz muslim kardeşlerim
Çağrı şevkini kıskanıyorum. Başarıların daim olsun. Çok güzel yayın ikinizin de emeğinize sağlık.kıymetli insanlarsınız…❤
Harika bir program olmus, tesadufen izliyorum. Programin daha ulasilir olmasini saglayin lutfen.
Hocam bahsettiğiniz isimler değilki sabah aksam bunları anlatan televizyon kanalları var üstelik kamuya ait televizyon kanalları.
mükemmeldi. teşekkür ederim
Evet ben Fmf hastasıyım veba gibi corona virüsündede hiç yakalanmadm aşıda olmadım hocama katılıyorum Bir de hocam Benim Rf değerim her geçen aylarda yaptığım tetkiklerde yükseliyor ve bunun ne olduğunu bulamadılar eklemlerim de tutulma kollarda ağrı dirsekde tutulma olduğunu söylüyorum FMF dolayı olduğunu söylüyor doktorum evet ondan ama Rf değerim her geçen gün artması beni korkutuyor
Öget öktem hanım, müthiş bir insansiniz ve benim de idolümsünüz, size cok özeniyorum gerçekten. Ileride be de ayni alanda ilerlemek istiyorum ve çabalıyorum. Size bu alana kattiklarinizdan ötürü ayrica tebrik ediyorum. Umarim bir gün sizinle birlikte staj yapma imkanim olur.
Cokkk tşk ederim aydinlaticiydi
Muhteşem bir seminer olmuş..çok teşekkür ederim🤗
Harika
Cok sagolun hocam iyiki varsınız
Aşı olan herkes kendini bilim adamı sanıyor hallerini görünce çok gülesim geliyor ya hepsi koyun gibi aynı şey aşı karşıtları bilim karşıtları başka kelime bilmezler
Çok güzel bir konuşmaydı insanı dinlerken başka konuları da düşündürmesi de çok iyiydi. Benim iki konu dikkatimi çekti, ilk konu, DSM ve klinik pratiğinde kimse zorla (bazı istisnai zihin durumları hariç) kliniğe getirilmiyor. Gelen kişi bir semptom şikayeti ile ya da "hayatında hep aynı şeylerin başına gelmesi" sorunu sebebiyle geliyor. Kişinin sorununa sebep olan şeylerin yığılmış isimlerine dsm ye bakarak sıfat koyuyoruz. Bu sıfatı hastaya söylemek bence en sorunlu kısım. Ama söylememek de başka sorunlara sebep oluyor. Kişi bir yardım isteği ile geldiğinde ona bir sıfat düşünmek (örneğin borderline kişilik bozukluğu demek) terapinizin yapısını, danışana yaklaşımınızı da değiştirmek zorunda bırakıyor sizi. Bir narsisiste bir borderline gibi davranırsanız, bir borderline a bir şizoid gibi davranırsanız o zaman kişiler hemen terapi sürecini bırakıveriyor. Kişi bu tanısı olduğu için tedavi edilmiyor. Şu an pek çok insan inanılmaz tanıları ile sokakta geziyor ve asla yolları psikiyatriye veya bir terapiste uğramayacak. Bu yüzden ilk unsur "kişinin iş yaşamını, sosyal yaşamını veya romantik yaşamını etkilemesi" olarak kabul ediliyor. Bir histrionik kişilik yapılanmasına sahip kişi eğer kliniğe ya da terapiye bir semptom (örneğin depresyon şikayeti) ile başvurursa kimse "sende kişilik bozukluğu var depresyonu boşver onu düzeltelim" gibi yaklaşmaz. Ancak kişi "yıllarca ilaç kullandım, yıllardır şu şu semptomlarim hiç değişmedi" diyorsa o zaman biz "kişilik" e dikkat etmeye başlarız. Kişinin bedenini sergilemesi veya sosyal medyanın bunu pohpohlaması bu durumu arttırabilir. Ama sanılanın aksine bu tanı koyma işini azaltabilir. Çünkü toplum git gide bu davranış kalıplarını sergileyen kişiye hoşgörü ile yaklaşmaya onu daha fazla kabul etmeye başlar. Toplumun bir bireyi o hali - kişiliği sebebiyle kabul etmemesinin bedeli çoğunlukla çok ağırdır. Kişi yalnızlaşır, itilip kakılır, çok çeşitli travmalara maruz kalır. Kişi, kendisi olmanın bedelini ağır bir şekilde öder. Bu kişinin bir tanısının olması, o kişi kliniğe gelip "bu durumdan" şikayet edene kadar anlamsızdır. Bir klinisyen kişinin neden başına bunların geldiğini ona söylemek ve ayrıca onunla nasıl iletişim kuracağını bilmek için tanılamaya Sahip olmalıdır. Tanının varlığı yüzünden kişi hasta değildir ! Burası nedense hep karıştırılıyor. Bir transeksüel, transeksüel olmasının onlarca bedelini onlarca semptom ile öder. Eğer transeksüel bir kliniğe giderse klinisyenin elinde iki seçenek vardır. Ya transeksüel bireyin bir semptomuna örneğin depresyonu için ilaç verecektir (ve hiç yol kat edemeyecektir) ya da kişinin bu semptomları yaşamasının sebebini tanı-mlayacaktır. Kişi bu semptomları gösteriyordur çünkü transeksüeldir ve bu toplumda bugün transeksüel olmanın bedeli bu semptomlara sahip olmaktır. Kişiyi hasta yapan, altını kalın kalın çiziyorum, transeksüel olması değil, toplumdur. Şöyle bir şey düşünebiliyor musunuz? Kişi transeksüel ama çok mutlu. İstediği gibi bir işi var sevgilisi ile şehirlerarası gezip tozuyor, yaşadığı yerde ve ailesiyle sevgi dolu bir ilişkisi var ama biz ona "hasta" diyoruz. E diyelim? Biz hasta dediğimiz için mi birey hasta olacak? Bir kere kliniğe "bu sebeple" gelmeyecekleri için dolayısı ile böyle bir tanı kendiliğinden ortadan kalkmak zorunda kalacaktır ya da anayasadaki şapka kanunu muamelesi görecektir. İkincisi ise bir tanı, sırf kadınlara daha fazla veriliyor diye o tanıya "mantıksız, olmamalı" diye yaklaşmak pek çok soruna sebep olur. Örneğin otizm de erkeklerde kızlara göre 4 kat daha fazla tanı konuyor. Madde ve kumar bağımlılığı tanıları kadınlara göre erkeklere çok daha fazla konulmakta. O halde burada da bir cinsiyetçilikten bahsedebilir miyiz? Bugün pek çok erkek bağımlılık tedavisine kendi rızaları ile gidiyor. Çünkü toplum onları da benzer şekillerde yalnız bırakıyor. Toplumun dışlanması demek işsiz kalmak, sevgisiz kalmak, yalnız kalmak (ve neticede depresyon anksiyete, paranoya yaşamak) ve evsiz kalmak ile sonuçlanabilir. Son olarak ise "Psikoloji bilgisi insanda ümit doğurabildiği ve özgürleştirebildiği sürece değerli bir bilgidir" demektesiniz. Ancak bence bunu demek psikolojiyi bir din haline getirmek demektir. Bir bilim dalına böyle bir işlev addetmek bizi tehlikeli yerlere ve yalanlara götürebilir.
Çok enteresan bildiklerimizin tam tersi,. Karatay ezberlemiş gibi her prğram LARDA şekerler, karbonhidratlar, meyveler zehirdir inflamasyon dur, herkese fırça atarak söyleyip durdu. Çok geç uyanıyoruz
Merhaba, Deniz beye nasıl ulaşabilirim. Kendisinin e mailine ulaşamadım.
Hocanın her video altın değerinde. Hastalanmamak , enerjik olmak istiyorsanız hocanın kapısının önünde yatmanız gerek. Size bedavadan güzel yaşama yolunu gösteriyor…
Etkinliğe çok istememe rağmen katılım gösterememiştim yoğunluktan dolayı. Kayıtların paylaşılmasını dört gözle bekliyorum:)
Hem bu kanaldaki emek veren ve bu yayına sebep olan güzel insanlara hem de Elif hocamıza teşekkür ediyorum.Ufuk açıcı bir konuşma.Saolun
Harika bir Seminer Sonsuz Tesekkurler
Ah annemin çok sevgili seans tedavisi harika bir bilim insanı oget hnm
Elimde bir sihirli değnek olsa hiçbir canlının birbirini katletmediği bir evren dilerdim.Ama dünya çok vahşi bunu kabul edelim.Eğer insanların hayvan olduklarını kabul ediyorsak bir aslanın et yemesini maalesef normal gördüğümüz gibi görmemiz gerekmezmi?Bu düzenden nefret ediyorum hatta uzun bir süredir et yemiyorum ve her hayvan belgeseli izlediğimde doğanın bu lanet dengesinden tiksindiğim gibi yaptıklarımın bu vahşi dünyada ne kadar yeri var onu sorguluyorum.
Bunlar konuşulurken insanlık nerede? İyiki sizler varsınız...