- 65
- 187 402
Rauf Enç
Приєднався 13 лис 2019
Dünyanın eğitimle güzelleşebileceğine inanan biri.
Yılbaşı Geyiği 🦌
Yılbaşını Nasıl Kutlamalıyız?
#Din #İslam #İman #İbadet #Allah #HzMuhammedsav #Mektubat #Sohbet #İmamRabbani #Yılbaşı #YeniYıl #Noel #KâfirAdeti #Hzİsa #SantaClaus #Ayanikola #Hediye #TüketimÇılgınlığı #Deli #Cihat #Sözilecihat #İslamiYaymak
#Din #İslam #İman #İbadet #Allah #HzMuhammedsav #Mektubat #Sohbet #İmamRabbani #Yılbaşı #YeniYıl #Noel #KâfirAdeti #Hzİsa #SantaClaus #Ayanikola #Hediye #TüketimÇılgınlığı #Deli #Cihat #Sözilecihat #İslamiYaymak
Переглядів: 476
Відео
Kader Meselesi
Переглядів 458День тому
00:00 Giriş 00:15 İbadet yapmaya ne lüzum var? 08:00 İnsan İşlerinde Mecbur mudur? 10:12 Kader meselesini çözen cümle 11:34 İlm- Film metaforu 14:43 Kader, ilmi mütekaddimdir cebr-i mütehakkim değil. Aziz dostlar, kader meselesi üzerine kafa karışıklığı yaşayanların pek çok vesveseyle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Bu videoda, şeytanın özellikle kader üzerinden insanı nasıl yanıltmaya çalış...
NöroTerbiye: İçimizdeki Düşmanı Dosta Çevirmek için Bilimsel Bir Yaklaşım
Переглядів 1,8 тис.14 днів тому
Hiç fark ettiniz mi? Sosyal medyada saatlerce kaydırmaya dayanan sabrımız, bir kitabın birkaç sayfasını çevirmeye yetmiyor. Sevdiğimiz bir tatlıyı yerken yüzümüzde beliren mutluluk, sağlıklı bir yemeği görünce kayboluyor. Oyun oynarken saatlerce oturabilen bedenimiz, ders çalışmaya oturduğunda anında uykuya yeniliyor. Neden böyle? Sanki içimizde bir düşman var da bizim aleyhimize çalışıyor. Bu ...
Bu devirde görücü usülü evlilik mi olurmuş!
Переглядів 9 тис.2 місяці тому
Bu devirde görücü usülü evlilik mi olurmuş!
İslam'ı duymadan ölenler ahirette ne olacak?
Переглядів 4514 місяці тому
İslam'ı duymadan ölenler ahirette ne olacak?
Mürşid-i Kamil ne zaman ve niçin lazımdır?
Переглядів 6684 місяці тому
Mürşid-i Kamil ne zaman ve niçin lazımdır?
Buhari Okumak mı, Aya Seyahat Etmek mi?
Переглядів 6405 місяців тому
Buhari Okumak mı, Aya Seyahat Etmek mi?
Algılarımız ve Ekranlar (Gestalt prensipleri)
Переглядів 3,1 тис.9 місяців тому
Algılarımız ve Ekranlar (Gestalt prensipleri)
PUAN VE SIRALAMANIN MANTIĞI NEDİR?- TERCİH YAPARKEN NE DİKKATE ALINMALI?
Переглядів 2829 місяців тому
PUAN VE SIRALAMANIN MANTIĞI NEDİR?- TERCİH YAPARKEN NE DİKKATE ALINMALI?
Allahı Yanlış Tanıyor Olabilir miyiz?
Переглядів 1,6 тис.11 місяців тому
Allahı Yanlış Tanıyor Olabilir miyiz?
İyi insanların başına neden kötü şeyler gelir? İmam-ı Rabbani 2. Cilt 99. Mektup
Переглядів 1,7 тис.Рік тому
İyi insanların başına neden kötü şeyler gelir? İmam-ı Rabbani 2. Cilt 99. Mektup
Yapay Zeka ile Eğitim: ChatGPT'nin Öğrencilere Sunduğu Fırsatlar
Переглядів 904Рік тому
Yapay Zeka ile Eğitim: ChatGPT'nin Öğrencilere Sunduğu Fırsatlar
Bütün bilimlerin merkezindeki İNSAN ve kullanım klavuzu olarak İSLAM
Переглядів 974Рік тому
Bütün bilimlerin merkezindeki İNSAN ve kullanım klavuzu olarak İSLAM
Niçin Anlaşamıyoruz? (Kelimlerin Derinliği - Uydurukçanın Zulmü - Meallerin Kusuru)
Переглядів 837Рік тому
Niçin Anlaşamıyoruz? (Kelimlerin Derinliği - Uydurukçanın Zulmü - Meallerin Kusuru)
Eğitimde Başarının Sırrı (Visible Learning)
Переглядів 905Рік тому
Eğitimde Başarının Sırrı (Visible Learning)
300 senelik KİMLİK Karmaşası, Bunalımı ve Arayışı
Переглядів 1,1 тис.Рік тому
300 senelik KİMLİK Karmaşası, Bunalımı ve Arayışı
Doğu ve Batı Arasında Sıkışan Gençlik - Sezai Karakoç Masal şiiri tahlili
Переглядів 1,4 тис.Рік тому
Doğu ve Batı Arasında Sıkışan Gençlik - Sezai Karakoç Masal şiiri tahlili
Maşallah çok güzel bir hikaye ❤❤
Teşekkür ederiz hocam
Güzel bir program olmuş teşekkürler. Size bir sorum var. Hocam din bazı cihetleri itibari ile birtakım fenni araştırmalara engel midir? Mesela bir müslüman biyolog insan evriminin olup olmadığını araştırsa küfre düşer mi? Veya Kur'an her canlının ölümlü olduğunu söylüyor. Yine bir fen adamı bu ayete rağmen ölümsüzlüğü elde etmek için uğraşması küfür olur mu?
Budur.
hayat, algıladığımızı sandığımız kadarıyla olasılıklar, ihtimaller ve hepsini kapsayan süreçlerin ürünüdür. büyük patlama tam da bu şekilde yaşanıp kimyayı biyolojiyi oluşturduğu için var olduğumuzu ve gerçek (?) gibi bir şeyi algıladığımızı sanıyoruz. doğal süreçlerden bir tanesi bile farklı olsaydı şu an hiçbir şey böyle olamayabilirdi ve bundan da tabii ki emin değiliz ve yine “emin olma”nın (?) kendisinden de… akılalmaz derecede karmakarışık ve komplike olan hayatta, hepimizin temelde bir adet amacı var; mutlu olmak. bunu başardıktan sonra bunun uzun sürmesi için çabalamanız gerekir. peki bunun için ne(ler) yapmalı? kendimce birkaç anekdot vermekte fayda olduğunu düşündüm ve bunları size de aktarmak isterim. •yaşamda kaldırılamaz derecede acılar çekmiş olsanız bile onların üzerinde sadece ders almak için durmalı ve bir daha asla ciddi -kendinizi yıpratacak- şekilde düşünmemelisiniz. •mutluluğun anlık olduğunu ve hiçbir nedene ya da şeye bağlı olmadığının farkında olmalısınız. •sadece kendiniz için yaşadığınızı hatırlamalısınız. bakımınızı ve kişisel gelişim akademinizi kendinizin en iyi hâlini görmek için yaptığınızı unutmamalısınız. özgüveniniz sizin için var, diğerleri için değil. •hayatta sizi uzun vadede ve yaparken mutlu eden şeylerle ve kişilerle meşgul olmalısınız. •psikolojik, cinsel ve fiziksel sağlığınız için her şeyi yapmalısınız. •içinizden ne geliyorsa öyle olmalısınız, içinize atmamalısınız. •pragmatik düşünmek dışında derinleşmemelisiniz. -kendinizi yorarak ancak yıpratmayacak şekilde tutkunuzla çalışmalısınız.
Konu dışı bir sorum olacaktı. Diğer ülkelerde nasıl bilmiyorum ama türk eğitim sisteminde matematik yapamayan dışlanıyor sözelde doğru düzgün bölüm yok matematik yapamamak düşük zeka göstergesi mi? Siz bir öğretmen olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?
❤❤❤
Güzel bir program emeğinize sağlık hocam. Size bir sorum var Hocam bir kişinin, belli hasletler üzerine Hz.Peygamber'den üstün kabul edilmesinde dinen bir mahzuru olur mu? Elbette ahlaki,ve vahiy temelli mevzularda tek ve en iyi hakim hz.Peygamber. Lakin mesela fizik ilmi ciheti ile einstein,newton hz.Peygamber'den daha alimdir. Veya sosyoloji ciheti ile ibn haldun hz.Peygamberden öndedir. Veya ordu komutanlığı ciheti ile Büyük iskender hz.Peygamberden öndedir demekte mahzur olur mu? Zira bunlar insani hususiyetler sadece belli cihetler acısından soruyorum yoksa Allah katında elbette en üstün peygamberlerdir.
Ağzınıza sağlık kıymetli hocam. Daha çok video bekliyoruz sizden.
Allahü teâlâ razı olsun inşallah efendim
Rızıklar taksim olunmuş. Bunu bilsek bu şuurda olsak hep ne güzel olur
Allahü teala razı olsun
Hocam çok haklısınız ben bazı yaşadığım/rüyada gördüğüm şeyleri ayrıt etmiş değilim. Hala düşünüyorum acaba o olanlar neydi😅
Allahu Teala razı olsun. Çok istifade ettik.
Allahü teâlâ razı olsun efendim
Allahü teâlâ razı olsun
❤❤❤❤❤
Ömrünüze bereket
👍👍👍🇹🇷
Allahü teala razı olsun efendim
Allahü teala razı olsun efendim
Efendim Allahü Teala razı olsun çok güzel sohbetleriniz 🎉🎉🎉
Rabbim razı olsun
Bilinç dediğimiz şeyi oluşturan biyokimyasalları ve evrimsel süreçleri düşünün...bunlar biraz farklı olsaydı böyle bir video olmayacaktı farkında olamazdınız varlığınızın ve bu böyle gider. yani işte şu şu süreç değişse düşünce, boyut, zaman, ışık, psikoloji vs. bambaşka olabilirdi diyebiliyoruz. bu, hem yaptığımız, yarattığımız, yürüttüğümüz, algıladığımız, anladığımız (sandığımız) her şeyin hatalı bile olamayacak kadar akılalmaz olduğunu hem de bütün süreçleri deneyimleyebilsek bile yine yapacağımız her şeyin akılalmaz bile olamayacak kadar başka olacağını gösteriyor. bırakın göz dışında deneyimlenen doğayı, doğanın algı dışında deneyim dışında olmak dışında sergilenen “şey” (?) ne? düşünce, bilinç, galaksi ve hatta doğa ve doğa dışı falan gibi bizim için inanılamaz gelen şeyler bir hiç bile değil aslında algı dışındakileri düşününce:) düşünmek zorunda kalmamız da ayrı bir saçmalık. saçma demişken mantık ve bilim de olabildiğince antroposantrik. peki bilinç dışında bir şeyler oluşsaydı bu sefer ne deneyimleyecektiniz ve size ne (hâlâ varsa) gerçek (?) gelecekti?
bir adam öldürmek istiyorum ama bu kendimden başkası değil. sizin gibi değiliz işte oğlum. kafamız susmuyor. oturuyoruz mesela bir konu açılıyor onu o kadar derinlik derinliğinde irdeliyoruz ki kafamızda boğuluyoruz. bir tartışma içerisindeyken bilimsel olmaya çalışıyoruz sonra bilimselliğin yetersizliğini ve yanılgısını düşünüyoruz. düşünmenin doğada olmayan “gerçek”liğine (?) ilişkin olarak yetersizliğini düşünüyoruz, doğal süreçler sonucunda beynin dokusunun değişiminde tartışma dediğimiz şeyden daha farklı neler olabilirdi, onu düşünüyoruz. algıyı oluşturan biyokimyasallar başka astrobiyolojik olasılıklarda yaşansaydı bize nelerin başka geleceğini ve gelemeyeceğini düşünüyoruz. büyük patlama başka şekilde yaşansaydı kimyasalların başkalaşımında evrene göz dışında baktığımızda (?) neler varlığın üstünde olurdu, onu düşünüyoruz. sadece bugün sorguladığımız antroposantrik/bayağı/ilkel ahlâki konuları şuraya yazsam hapse atarsınız ki, bu hiçbir şey. hani olay bu süreçlerin değişimindeki sonuçlarla bitse tamam ama bitmiyor, bitmek dediğin şey de beynin ürünü/sanrısı (her şey ve dışı gibi). bu süreçlerin her biri, hepsi (algı ve algı dışı en ince değişim olasılıkları bile) doğayı çözme konusunda kesinlikle hatalı bile olamayacak kadar akılalmaz. tamam 173 duyu organımız var ama 174. sü olmadığı için neyi kaçırdık? ya da 173 duyu organımız var ama bir tanesi farklı şekilde evrimleşti. karbon temelli değil uzay/evren/doğa bambaşka… tabi doğa varsa (?) ve tüm bunları bu beyinle düşünmek zorundayız:) hepsi algısal sanrı. ama siz bir elmaya dokunduğunuzda, “tamam abi, bu yemyeşil bir elma ve doğada kesinlikle var.” diyebiliyorsunuz. göz ve dokunma duyuların olmasaydı (algın da değişeceğinden) o elmanın yeşili de, kendisi de senin için asla olamayacaktı. hayal dahi edemeyecektin. şimdi bunun algılayabildiğimizi sandığımız hâliyle astrobiyolojik olasılıklarını düşünün………. (eccik genelleme ama) anlayacağınız şu ki, adamı tribalizmle kafayı bozmuş t*ist, ırkçı, fanatik mafya inanan öldürür, varlığını sorgulayan değil. ben hâlâ ellerimi oynattığımda çok büyük şekilde şaşırıyorum amk bu nasıl olabiliyor diye, nasıl farkında olabiliyorum diye. üstelik bilimsel natüralist cevaplarını bilmeme rağmen. var (?) oluşla uğraşan adamın ne işi olur adam öldürmekle? ateist katil yok mu, tabii ki de vardır amk ancak bunun nedeni kişilik, davranış, duygusal, sosyokültür, psikoloji, kalıtım vs. vs. gibi yığınla saha ile ilişkili olmasındandır, nonteist olmasından değil. tabi siz doğayı dümdüz gördüğünüz için anlamazsınız ama. yanılsama bile olamayacak kadar akılalmaz… dikkat edin cümlenin devamı “bir evrenin içindeyiz” bile değil, algılayamıyoruz ki. kanıtlamak dediğin şey ne? işte böyle.
tüm bu yaşamınızdaki her ama her şeyin birkaç nöral ağın arasındaki elektriksel sinyaller olması sizce de çok korkutucu değil mi? mesela buna inanmadıysanız yani şüphe duyuyorsanız bu yine bunun ürünü. sorguluyorsanız bu yine bunun ürünü. bu bilgilere ulaştıysak yine bunun ürünü. o en tarif edilemez korkularınız duygularınız aşkınız heyecanınız bilinciniz bilinçsizliğiniz doğru ya da yanlış olduğunu gerçek veya sahte olduğunu bir şeylerin var veya yok şey veya şeysiz olduğunu diğer astrobiyolojik olasılıkların olabileceğini onların formaliteleri ve doğaları artık her neyse onların referanslarıyla tam evrensel objektif sonucu düşünüyorsanız gözlemliyorsanız bilincindeyseniz ve hatta baştaki soru ve o soruyu yaratan her ama her şey… yine bunun ürünü. işbu nöral ağlar da yine bunun ürünü… tabi bunu hiçbir şekilde kanıtlayamayız, “kanıt” o da beynin ürünü… bir şeyi gördün şaşırdın ona dokundun canını yaktı üzerine düşündün deneyler yaptın fikirler yarattın kendini entelektüel sandın. yetmedi diğer olasılıkların deneyimleriyle irdeledin en evrensel olanı bulmaya kalktın onun da üstünü derinlik derinliğinde irdeledin… tüm bu yaptıkların yine bunun ürünü… hayatında en yoğun duygularla düşüncelerle gözlemlerle olduğun o anları düşün. yine bunun ürünü. “peki bu nöral ağlar bambaşka olsaydı?” diyerek muazzam akılalmaz bir tespit yaptın ve bunu bütün teknolojini bilimini kullanarak ilerlettin. o ulaştığın her sonuç yine bunun ürünü… yani kökten hatalı bile olamayacak kadar akılalmaz değil bile değil… sanırım intihar notumu en iyi böyle yazabilirdim. bu spesifik doğal süreçlerden geçen beynin spesifik olasılıklarının ürünü de değil, salt bunların (sinapsların) ürünü ve tabii ki de bu üründen de emin değiliz. onu kanıtlayacağımız herhangi bir referans bulunmuyor. buna ihtiyacımız olduğunu zannettiren şey bu nöral ağların akılalmaz üstü sanrısı… bir varlığın gerçekliğin bilincin doğruluğun şüphen sorgun bilimin mantığın olduğunu sanıyorsun. o nörolojik doku bambaşka olsaydı bana başka şeyler saydıklarımdan bambaşka gelirdi diyerek maddeden tutun da her ama her şeyin dokusunu sorguluyorsun, sorgulama üstünde (diğer olasılıklardan) “sorgu”luyorsun (?) ama o nöral ağın “doğa”da (?) bulunup bulunamadığını bile hiçbir şekilde ispat edemeyeceğini bilmiyorsun… konuyu zorunlu olarak geniş aldığım için nüansın derinliği anlaşılmıyor ancak anlamıyorsanız sizden iyisi de yok zaten. anlayanlar için şunu söylemeliyim ki, ne kadar bıktığımı boğulduğumu azıcık ucundan dahi olsa anlamışsınızdır. ömrümü doğa bilimleri ve felsefeyle geçirdim benden özgürü aydını yok ama ben burada tutkulu kalmış bir suçlu gibiyim. biliyorum anlamayacaksınız ama yaşamdan daha korkunç bir saçmalık yok. ben bıktım. bittim. boğuldum……… öylesine daracık bir spektrumdayız ki… sosyaliteden formaliteden bahsetmiyorum hatta doğadan da bahsetmiyorum neredeyse, algıladığımızı ve yarattığımızı sandığımız şeylerden bahsediyorum… bu paragrafın başındaki cümlede geçen “spektrum”u algılayan yaratan yine bu beyin. bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. yani akılalmaz dar bir spektrumdayız (işte bigbang sonrası hepsi spesifik olmak zorunda olarak; fizik, zaman, kimyasallar, jeolojik ortam, biyokimya, evrim, formal kültürel evrim vs.) ama burada bahsi geçen “doğal tarih/süreçler spektrumu”nu yaratan yine bu algı ve bu algıdan asla emin olamayız ve emin olmak ispatlamak yine bu beynin ürünü…… spektrumun üstüne ne var sorusu kökten sanrı mesela. anlatabiliyor muyum? ben hayatımda var (?) oluştan büyük acı çekmedim. bunalıyorum. kafayı yiyorum korkuyorum. çok çaresizim. bilinemezcilik dahi değil bu nasıl anlatayım, nasıl aktarayım….
Kardeşim, yazdıkların derin bir iç dünyayı ve yoğun bir zihinsel mücadelenin izlerini taşıyor. İnsan, anlam arayışıyla yoğrulmuş bir varlık olduğundan, bu sorgulamalar bazen ruhumuzu tüketir, bazen de bizi karanlık bir girdaba çeker. Sana benzer yollardan geçmiş bir dost olarak ve aynı zamanda varoluşu İslam çerçevesinde ele alan biri olarak hitap etmek istiyorum. Öncelikle bilinç dediğimiz şey, yalnızca nöral ağların ürünü değildir. İnsan, sadece bir bedenden ibaret değil; ruh, nefs, kalp ve akıl gibi boyutlarıyla bir bütündür. Beyin ise bu unsurların dünyadaki yansımasını anlamamıza hizmet eden bir araçtır. Sen determinizme takılıp kalmayacak kadar kültürlü bir gençsin. Ancak anladığım kadarıyla, varoluşun temeline duyduğun şüphe seni yıpratmış. Burada önemli bir soru sormamız gerekiyor: Tüm bu sorgulamaları yapan zihnin, "kendini kandırmaya programlanmış" olsaydı, bu kadar derin bir çelişkiyi nasıl fark edebilirdi? Bir şeyin yanlış olduğunu anlayabilmek için, tabiatımızda bir doğruyu fark etme kabiliyeti olmalı. İşte bu, Allahu Teala'nın insanı fıtrat üzere yarattığını (Rum Suresi, 30) bir kez daha hatırlatır. Fıtrat, bizi doğruyu bulmaya yönlendiren ilahi bir pusuladır. Ancak bu pusula, sürekli şüpheyle sarıldığında sapabilir. Eğer her şey sadece beynin bir ürünü ise, beynin ürettiği "şüphe" de aynı mantıkla güvenilmez hale gelir. Herşeyden şüphe etme düşüncesinin kendisi de şüphelidir. Yani bu görüş, kendi kendini çökerten bir anlayıştır. Bunaldığını, sıkıldığını ve çaresiz hissettiğini belirtmişsin. İnsanız, zayıfız. Allahu Teala da bunu bize hatırlatıyor: "Gerçekten insan zayıf olarak yaratılmıştır." (Nisa Suresi, 28) Ancak bu zayıflık, sadece bir yük değil, aynı zamanda rahmetin kapısını aralayan bir anahtardır. İnsan acizliğini fark ettiğinde, Rahman ve Rahim olan Allah’a yönelir. Düşüncelerinin ağırlığından kurtulmak için bu yükü Allah’a bırakmanı tavsiye ederim. Dua et; "Rabbim, kalbime genişlik ver, sıkıntımı gider" diye yalvarmak, sana kendini tahmin ettiğinden çok daha iyi hissettirecek. İnsan, her şeyi kendi başına çözmeye çalıştıkça boğulur. Ben de sana bir soru sorayım. Sence, hayatın bu kadar dar bir spektrumda olduğunu hissetmene rağmen, hala bu kadar derin bir anlam arayışında olman tesadüf olabilir mi? Belki de bütün bunlar, Allahu Teala’nın seni huzuruna davet eden bir kapısının işaretidir.
Bir de intihar gibi kelimeler senin gibi bir gence yakışmıyor. Bu düşünceler çok ağır bir yük olabilir, ama bu yükü tek başına taşımak zorunda değilsin. Bu dünyadaki en zor zamanlar bile geçicidir; hayatın akışı daima değişir. Şu anki duyguların, içinde bulunduğun durumun bir yansıması. Emin ol bu durum kalıcı değil. Bu anları aşmak için çevrenden yardım almaktan çekinme, çünkü yalnız değilsin. İnsan olarak varlığın zaten anlamlı ve değerlisin. Bu değerini unutma lütfen. Ayrıca seninle oturup uzun uzun sohbet edeceğiz. İstediğin zaman bana instagram üzerinden de yazabilirsin. İlk fırsatta yüz yüze de görüşelim inşallah. Allahü Teala’ya emanet ol.
İbretlik
Rabbim sayılarınız artırsın İnşallah efendim 🌹🌹🌹
Allah razı olsun hocam
Kitabı bekliyoruz. Özellikle ergen çocuklarımız, gençler ve her yaştaki bizler için büyük bir ihtiyaç. Nefsi tanımak gerek, ona göre davranmak gerek.🎉🎉🎉 Rabbim muvaffak etsin
Teşekkür ederiz hocam ağzınıza sağlık
Ne ibretlik bir hadise. ❤
👏👏👏👏👏👏👏
Allahü teâlâ razı olsun efendim
Çok verimli ve anlamlı bir programdı. Yüreğinize sağlık.
Çok güzel bilgiler, Allah razı olsun
Hocam son zamanlarda bunu farketmistim dedim bir sürü bağımlılıklar varken Allaha kul olunamaz önce biyolojiyi ve beyni bilmeliyim dedim ve araştırmaya basladim yoksa bizi bedenen ve zihnen kontrol altına aldıkları bu dönemde hem zihnen hem bedenen esretten kurtulmak gerek yoksa ibadetlerimiz de devamlı olamayız.❤❤
Videolarınızı genel olarak beğendim teşekkürler daha çok video bekleriz
Tahsiliniz nedir?
Elektronik mühendisliği ve İlahiyat lisans, Eğitim Bilimleri yüksek lisans. Ben çok daldan dala atlayınca kanalda bu kadar karışık oluyor😃
🤲🤲🤲🇹🇷
Elhamdulillah varlığınıza ilminize bize de dinlemeği nasib edene vesile olanlara
Estağfirullah. Allahu Teala bizi sizin hüsnü zannınıza layık eylesin inşallah.
@ abi dua edin hüsnümüz bu kadar ya zamanın hanımlarından olsa idik o vakit yatsı abdesti ile sabahı kılardınız… la temsil ve la teşbih
👏👏👏👏👏👏👏
Rabbim sayılarınızı artırsın İnşallah efendim
Allahü teâlâ razı olsun inşallah efendim
Efendim yine harika bir anlatım
Estağfirullah. Kitapların bereketi.
❤❤❤❤❤
Maşallah
Hayırlı sabahlar efendim
Harika bir program olmuş. Emeğinize sağlık. Burdan size bir soru sormak isterim çok mühim değil belki ama insan zihni bazen böyle şeylere takılıyor. Hocam Hz.Peygamber'in şemailini okurken tasvirlerde anlayamadığım ve aklıma takılan bazı yerler var. Size sormak isterim. Hz.Peygamber'in gönderilen peygamberler ve yaratılan cümle mahlukat içinde fiziki hususiyetler cihetiyle de en güzel insan olduğu anlatılıyor. Bu gayet anlaşılır bir durum lakin bilhassa Hz.Peygamberin yüzü tarif edilirken sayılan özellikler arasın umumen güzel bir görüntü olarak kabul edilmeyen özelliklerde sayılıyor. Mesela burun tasvir edilirken kemerli olduğu söyleniyor ki bu burun türü günümüzde umumen beğenilmeyen ve çoğu zaman burun estetik cerrahisinde en çok konu olan burun çesitlerinden birisidir. O halde yaratılan en güzel yüz tanımına ters düşen kemerli burun tasvirini uydurma veya hatalı kabul edebilir miyiz? Yoksa bu burun çeşidi ile Hz.Peygamberi tasvir etmek nakıs bir cemal algısına sebep vermesi açısıyla mahzurlu olmaz mı?
Güzellik algısı çok izafidir. Her zamana, mekana ve kişiye göre değişir. Bugünkü estetik cerrahilerin çoğu, modern dünyanın şekillendirdiği standartlara uyum sağlamak için yapılıyor. Peki, bu standartların gerçekten evrensel olduğunu düşünebilir miyiz? Mesela daha bir yüzyıl önce Avrupa'da bile kilolu olmak zenginlik ve güzellik göstergesiydi. Bugün ise zayıflık öne çıkıyor. Bu değişim, güzellik algılarının aslında geçici ve kültürel olduğunu göstermez mi? Erkeğin güzelliği daha da izafidir. Hele ki Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) güzelliği, sadece fiziki bir estetikle sınırlı değil, ahlakı, nuraniyeti ve insanı etkileyen o derin manevi cazibesiyle tam bir bütünlük arz eder. Onun yüzündeki kemer, heybetini ve vakarını tamamlayan bir unsur olarak düşünülebilir.
@raufenc tam aradığım cevap hocam sağolun
♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️♥️