Önder Özden ile Kendini Aş
Önder Özden ile Kendini Aş
  • 266
  • 158 718
#147 Bebeklik Dönemindeki Bakım Veren Geribildirimi Psikobiyososyal Yaşamımızı Doğrudan Belirler
Psikoanalitik psikoterapist Sue Gerhardt’ın 2004 yılında yayınlanan “Why Love Matters” isimli kitabın 18-31. sayfalarına atıfla bir bebeğin dünyaya geldiğinde nasıl eşsiz bir biyolojik alt yapıya sahip olduğunu, bakım veren figürü ile olan ilişkinde kendilik algısını ve değerini geliştirdiğini, bedeninde yer alan farklı fonksiyonlara sahip farklı sistemler arasındaki karşılıklı etkileşimi yaratan dahili geribildirim döngüsünün bizzat dış dünya ile kurduğu etkileşim ve bu dünyadan/bakım verenlerinden gelen duygusal bilgi akışının niteliği ile şekillendiğini anlattım. Duygusal bilgi akışının hayati önemine vurgu yaptım ve insanın fiziksel ve duygusal psikopatolojiler geliştirmesinin altında bu bilgi alışverişinin eksikliğinin yattığını, bunun ebeveynin bebekle uyumlanamamasından kaynaklandığını ve bu nedenle, bebeğin ihtiyaçlarının karşılanamaması ya da yetersiz bir şekilde karşılanması nedeniyle güvensiz bir bağlanma ve dünya görüşünün bebekte oluştuğunu anlattım. Aksi durumlarda da bebeğin dünya görüşünün kendini düzenlemesine ve yaşama/insanlara güvenmesine yardımcı olduğundan bahsettim. Yorumlarını bekliyorum. Lütfen abone olmayı unutma ve kendine çok iyi bak😊
Переглядів: 626

Відео

#146 Zihnin/Mantığın Efendisi Duygulardır
Переглядів 55314 днів тому
Psikoanalitik psikoterapist Sue Gerhardt’ın 2004 yılında yayınlanan “Why Love Matters” isimli kitabının ana temalarından bahsettikten sonra temel bakım veren (anne vd.) ile bebek arasındaki duygusal etkileşimlerin bebeğin beyninin ve sinir sisteminin gelişimine olan etkilerinden söz ettim. Duygu ve mantık arasındaki soyut ilişkiden söz ettim, bu ilişkide nörobiyolojik ve nörofizyolojik olarak d...
#145 Enneagram Modeli Sayesinde Kendilik Algını Geliştirebilir ve Daha Otantik Biri Olabilirsin-II
Переглядів 1 тис.21 день тому
David Daniels-Virginia Price’ın “The Essential Enneagram” isimli kitabından detaylı olarak bahsettim. Özellikle bu kitaptaki yaklaşım biçiminden bahsettim. Bağlanmak için otantik olmaktan uzaklaştığımız ve özümüzden ırak kök inanç ile bu inanca bağlı olarak geliştirdiğimiz adaptif stratejileri anlattım. Bu bölümde özellikle bebekliğimizden itibaren hayatta kalmak için kendimize yabancılaşarak d...
#144 Enneagram Modeli-MizaçTipleri-Giriş
Переглядів 397Місяць тому
Enneagram modeline giriş yaptım. İsmail Acarkan, Mehmet Özdemir ve David Daniels-Virginia Price’ın kitaplarından bahsettim. Mizaç-Kişilik-Karakter kavramlarını açıkladım. Stres hattı-güven hattı-kanat etkisinden bahsettim. Mizacı oluşturan duygu-düşünce ve beden merkezlerinden ve bunun mizaca-kişiliğe etkilerinden söz ettim. Enneagramın tarihçesini, muhteviyatını ve temel prensiplerini anlattım...
#143 Duygu, Düşünce ve İnançlarını Tanımlayıp İfade Edemeyen Bağlaşık Çiftler Birlikte Gelişemezler
Переглядів 757Місяць тому
Ellyn Bader ve Peter T. Pearson’un birlikte kaleme aldıkları “In Quest of the Mythical Mate” isimli kitabın önümüzdeki haftalarda seri halinde çekeceğim bölümlerinden önce geçen hafta Alain de Botton’un “A Therapeutic Journey/Terapötik Yolculuk” isimli kitabına atıfla çektiğim ve geçen hafta yayınlamış olduğum sağlıklı bir ilişkide eşler tarafından karşılanması gereken beş temel ihtiyacı tamaml...
#142 Çocukluk Travmalarımız Yüzünden İlişkilerimizde Karşılayamadığımız 5 Temel Duygusal İhtiyaç
Переглядів 600Місяць тому
Alain de Botton’un kaleme aldığı “An Emotional Education/Duygusal Eğitim” isimli kitabının devamı olan “A Therapeutic Journey/Terapötik Yolculuk” isimli kitapta çocukluk dönemi ile ilgili olan iki önemli başlığı daha ele aldıktan sonra yakın ilişkilerde eşlerin birbirlerinden karşılıklı olarak karşılanmasını bekledikleri beş temel ihtiyaçtan bahsettim. İlişkilerin romantik aşk tarifine koşut ol...
#141 Otopilotta Yaşadığımız İçin Kendimizi Sabote Ediyor Ama Bunun Farkına Varamıyoruz
Переглядів 2,6 тис.2 місяці тому
Dr. Bruce H. Lipton ve Steve Bhaerman tarafından kaleme alınmış olan “Spontaneous Evolution/Spontan Evrim” kitabına atıfla bilinçdışı zihnimizde kayıtlı otomatik programların hayatımızı yönettiğini ve gerçekliğimizi oluşturduğunu anlattım. Doğduğumuz andan itibaren ev ve sınıf ortamlarında zihnimize kodlanan bu programların çoğu işlevsiz ve yararsız. İçinde yaşadığımız denetim odaklı korku-güç ...
#140 Zannettiğin Kadar Bilinçli ve Rasyonel Bir Canlı Değilsin
Переглядів 1,4 тис.2 місяці тому
Dr. Bruce H. Lipton ve Steve Bhaerman tarafından kaleme alınmış olan “Spontaneous Evolution/Spontan Evrim” kitabına atıfla zihinden bahsettim. Zihin kendi içinde ikiye ayrılıyor. Bilinçli/Özbilinçli Zihin ve Bilinçaltı/Bilinçdışı Zihin. Bu ikisi arasındaki fark çok belirgin ve ikisi de gerekli. Her iki zihnin kendine özgü yanları ile aralarındaki önemli farkların farkına varmamız anlamlı ve coş...
#139 Travmatik Ebeveynlerin Travmatik Çocukları
Переглядів 3002 місяці тому
Alain de Botton’un kaleme aldığı “An Emotional Education/Duygusal Eğitim” isimli kitabının devamı olan “A Therapeutic Journey/Terapötik Yolculuk” isimli kitapta Botton kendimizi daha iyi anlamak, bilmek ve iyileştirmek için çıktığımız içsel yolculuğumuza terapötik bir yaklaşımla eşlik ederken özellikle çocukluk dönemimizden bahsediyor. Bu dönemin kendimizi anlamamız bakımından taşıdığı öneme de...
#138 İşlevsiz ve Yararsız Olan Geçmiş Programlarını Değiştirebilirsin
Переглядів 8642 місяці тому
Dr. Bruce H. Lipton ve Steve Bhaerman tarafından kaleme alınmış olan “Spontaneous Evolution/Spontan Evrim” kitabına atıfla gerçek özgürlüğün ve evrimsel dönüşümün içsel olanda yattığını ve bu doğrultuda, çocukluğumuzdan itibaren beynimize kodlanmış geçmiş programlarımızın farkına vararak onları değiştirmemiz gerektiğini anlattım. Bu noktada yaşamımızın sorumluluğunu almamızın önemine değindikte...
#137 Hayata Güvenmeyen İnsan Kaosa Alışkın Olduğundan Kendisine İyi Davranılmasından Rahatsız Olur
Переглядів 5583 місяці тому
Dr. Bruce Perry ile Oprah Winfrey’in birlikte kaleme aldıkları “What Happened to You” isimli kitabın 155-183ncü sayfalarına atıfla bir önceki bölümde kaldığım Aşinalık, Alışkanlık ve Belirginlik özelliklerimizin yaşamımızda yol açtığı sonuçlara değindim. Bu 3 faktör yaşamımızdaki kök inancımızı/inançlarımızı devam ettirmemizin temel nedenidir. Bu nedenle, benzer olayların içine girer, benzer in...
#136 Aşinalik, Alışkanlık ve Belirginlik İcin İnsan Olumsuz Davranış Paternlerini Tekrar Eder
Переглядів 3783 місяці тому
Dr. Bruce Perry ile Oprah Winfrey’in birlikte kaleme aldıkları “What Happened to You” isimli kitabın 155-183ncü sayfalarına atıfla disosiyatif stres tepkisinin yol açtığı kişinin beden tamlığına zarar verebilecek olan davranış alışkanlıklarından bahsetmeye devam ettim. Bunlardan biri de kendini kusmaya zorlamaktır. Anoreksiya yaşayan çocuklarda ve ergenlerde kendini kusmaya zorlamanın en önemli...
#135 Kendini Kesmenin, Kusmaya Zorlamanın, Kaş Yolmanın Nedeni Kronik Stresin Acısını Azaltmaktır
Переглядів 4153 місяці тому
Dr. Bruce Perry ile Oprah Winfrey’in birlikte kaleme aldıkları “What Happened to You” isimli kitabın 155-183ncü sayfalarına atıfla disosiyatif (“kendini bulunduğun ortamdan soyutlama”) stres tepkisinden daha detaylı olarak bahsettim. Disosiyatif stres tepkisi olan insanlar ilk aşamada kaçıngan davranırlar. Bu insanlar sorundan kaçınırlar, görünmez olmak isterler, göz temasından da kaçınırlar, g...
#134 Duygusal Açıdan Sağlıklı Bir Çocukluk Geçirmiş Olan İnsanların Bakım Verenlerinin Özellikleri
Переглядів 5933 місяці тому
Alain de Botton’un “An Emotional Education” isimli kitabının 44-49ncu sayfalarında yer alan “Duygusal Açıdan Sağlık Bir Çocukluk” isimli bölümden yola çıkarak bir insanın duygusal anlamda sağlıklı bir birey olarak yetiştirilmesinde bakım veren-çocuk arasındaki bakım verme ilişkisinde bakım verenin üstlenmesi gereken role ilişkin olarak Botton’un öne sürdüğü 3 önemli nitelikten bahsettim. Bu nit...
#133 Bilgece Yaşama Becerisini Edinmek Bir Bilge Olmaktan Çok Daha Önemli ve Önceliklidir
Переглядів 2864 місяці тому
Alain de Botton’un “An Emotional Education” isimli kitabının 290-295nci sayfalarında yer alan “Bilgelik” isimli bölümden yola çıkarak Botton’un bilge bir insanın sahip olması gerektiğini öne sürdüğü 12 karakteristik özellikten bahsettim. Bu özelliklerin her biri üzerinde ciddi bir biçimde düşünmek gerekir. Bu özelliklerin bazıları bizde olabilir ya da olmayabilir. Bu bağlamda önemli olan bana k...
#132 Etkin Dinlemek
Переглядів 2864 місяці тому
#132 Etkin Dinlemek
#131 Çocukluğunda Sürekli İhmal Edilen Çocuğun Stres Tepkisi Ortamdan Kendini Disosiye Etmektir
Переглядів 1,4 тис.4 місяці тому
#131 Çocukluğunda Sürekli İhmal Edilen Çocuğun Stres Tepkisi Ortamdan Kendini Disosiye Etmektir
#130 Reddedici, Kopuk İletişim ve Etkileşimlerin Olduğu Bir Ortamda Sevgi Dolu Bir İnsan Yetişemez
Переглядів 4954 місяці тому
#130 Reddedici, Kopuk İletişim ve Etkileşimlerin Olduğu Bir Ortamda Sevgi Dolu Bir İnsan Yetişemez
#129 Duygusal İhmal En Az Fiziksel İstismar Kadar Travmatiktir
Переглядів 3115 місяців тому
#129 Duygusal İhmal En Az Fiziksel İstismar Kadar Travmatiktir
#128 Yakınlığın En Büyük Yıkıcı Unsuru Kronik Hale Gelmiş Öfke ve İritasyondur
Переглядів 4335 місяців тому
#128 Yakınlığın En Büyük Yıkıcı Unsuru Kronik Hale Gelmiş Öfke ve İritasyondur
#127 Acı Çekmek Evrenselken Mağduriyet Kalıbı Opsiyoneldir
Переглядів 5125 місяців тому
#127 Acı Çekmek Evrenselken Mağduriyet Kalıbı Opsiyoneldir
#126 Bağışlayamamaktan Kendini Özgürleştirmek
Переглядів 7066 місяців тому
#126 Bağışlayamamaktan Kendini Özgürleştirmek
#125 Değersizlik Bilincimiz Bizi Ümitsizliğe ve Diğer İnsanları Yargılamaya Sürükler
Переглядів 2,3 тис.6 місяців тому
#125 Değersizlik Bilincimiz Bizi Ümitsizliğe ve Diğer İnsanları Yargılamaya Sürükler
#124 Bizim En Büyük Öğretmenimiz En Çok Toksik Olan İlişkimizdir
Переглядів 7826 місяців тому
#124 Bizim En Büyük Öğretmenimiz En Çok Toksik Olan İlişkimizdir
#123 Kimse Seni Reddetmiyor Sen Kendini Reddediyorsun
Переглядів 30 тис.6 місяців тому
#123 Kimse Seni Reddetmiyor Sen Kendini Reddediyorsun
#122 Bazen Çok İkiyüzlü Olabiliyorum
Переглядів 7447 місяців тому
#122 Bazen Çok İkiyüzlü Olabiliyorum
#121 Kişilerarası İletişimde Düzenleme-Bağ Kurma-Anlamlandırmanın Önemi
Переглядів 5047 місяців тому
#121 Kişilerarası İletişimde Düzenleme-Bağ Kurma-Anlamlandırmanın Önemi
#120 Duygularını Düzenleyemeyen İnsan Rasyonel Düşünemez-Davranmaz
Переглядів 7087 місяців тому
#120 Duygularını Düzenleyemeyen İnsan Rasyonel Düşünemez-Davranmaz
#119 Fiziksel Rahatsızlıklarımızın Çoğu Psikosomatiktir
Переглядів 2147 місяців тому
#119 Fiziksel Rahatsızlıklarımızın Çoğu Psikosomatiktir
#118 Epigenetik Değişiklikler Stres Tepki Paternimizi Değiştirebilir
Переглядів 3838 місяців тому
#118 Epigenetik Değişiklikler Stres Tepki Paternimizi Değiştirebilir

КОМЕНТАРІ

  • @EsraSarkayaMusic
    @EsraSarkayaMusic 22 хвилини тому

    Maalesef en başta bahsettiğiniz gibi görünmeyen kurallar var. İnsanlar bu kurallara uymayanları ayrıştırıyor. Kendi sevdiğimiz şeyleri yaptığımızda suçlu hissettiriliyoruz.

  • @melisagxo
    @melisagxo Годину тому

    Hocam sesinizi ekosuz alabilmemiz adına küçük bir mikrofon olsa daha iyi olur sanki..🙌🏽

  • @chopinsevenbiri
    @chopinsevenbiri 2 дні тому

    Merhabalar bu yorumlarınızda kendimle ilgili şeyler bulmam biraz ağır geldi ancak videoyu defaatle izlememe sebep oldu. Teşekkür ederim.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 День тому

      Çok sevindim videoyu birden çok izlediğin için. Evet anlattıklarım biraz ağır gelmiş olabilir ama görebildiğim kadarıyla sendeki etkisi olumlu olmuş. Bu tam da istediğim etki aslında. Bu yüzden videom amacına ulaşmış demektir. İlgin ve nazik mesajın için çok sağolasın. Sevgiyle.

    • @chopinsevenbiri
      @chopinsevenbiri День тому

      @kendinias8533 Rica ederim. Esenlikler.

  • @merveyldrm4132
    @merveyldrm4132 2 дні тому

    Merhaba ❤ Ben doktora yapıyorum buna rağmen kendimde fark ettiğim şeyler yetersizlik duygusu,adım atamamak,eyleme geçememek,iş hayatından kaçmak kendinden daha düşük işlere başvuru yapmak,ortamlar da kendini fazlalık hissetmek bana neler söylemek istersiniz

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 2 дні тому

      Merhaba❤ Öncelikle seni tebrik ederim. Doktora yapabilmek herkesin harcı bir iş değil. Ben yapamadım. Üniversiteden sonra master bile yapmaktan imtina ettim. Okumaktan sıkılmıştım. Bunun nedenlerini önceki bölümlerde anlattığım için burada tekrar etmeyeceğim. Oysa okumak nefes almak gibiymiş. Bunu son yıllarda daha iyi anlıyorum. O nedenle, doktora yapan insanları özellikle takdir ediyor ve saygı duyuyorum. Sorduğun soruya gelince öz değerlerinle ilgili olarak bir sorun yaşadığını düşünüyorum. Hissettiklerini duyumsayabiliyorum zira ben de senin gibi hissederdim eskiden. Başarısız, yetersiz, istenmeyen, görülmeyen, yalnız ve takılı kalmış biri gibi hissederdim. Buna rağmen yılmazdım, sanırım beni bu özelliğim ayağa kaldırdı her düştüğümde. Çok ağlardım kendi kendime, neden böyleyim diye. Görünürde hiçbir sıkıntım yoktu, ama içimde, derinlerde bir yerde çok ciddi travmalarım olduğunu içim biliyordu. Sonunda okudukça, düşündükçe, konuştukça ve beni ben yapan her şey üzerinde kafa yordukça (sonunda aslında düşündüğüm kadar masum ve iyi biri olmadığımı anlayıp depresyona girince) yaşamımda olup biten her şeyde en az geçmişimde etkin rol oynamış kişiler kadar kendimin de sorumlu olduğunu kabul etmeye başladım. Ve bu beni gerçek bir birey olma yolunda harekete geçiren en önemli andı. Yaşamımın sorumluluğunu almak ve herkes gibi bilinçten çok bilinçdışında yaşadığımı kabul etmek beni, kendimi ve çevremi farklı gözlerle irdelemeye sevk etti. Bir vakit sonra kendi kendime ya düşündüğüm, benimsediğim ve doğru olarak kabul ettiğim her şey bir illüzyonsa dedim ve zamanla mutlak olarak doğru ya da yanlış veya iyi veya kötü olarak kabul ettiğim şeylerin birer illüzyondan başka bir şey olmadığını fark etmeye başladım. Anladım ki ben birlikte büyüdüğüm insanların ve sosyal çevremin bana beni yansıttığı gibi yetersiz, başarısız, özgüvensiz vb. biri olmayabilirdim. Yıllar içinde bana öyle ya da böyle yansıtıldığı için özdeşleştiğim özelliklerin bir kısmının mizacımı (yani doğuştan getirdiğim özelliklerimi) yansıtmadığının ayırdına vardığımda bir Aha anı yaşadım. Sonra beni küçüklüğümde incitmiş, yaralamış, istismar veya ihmal etmiş olan insanlarla olan etkileşimlerimi hatırlamaya çalışarak o anlarda kendime/çocuk benliğime şefkat vermeye başladım. Söz gelimi Büyükada'da annem ve babamla gittiğim bir manav alışverişi sırasında kaybolduğum vakit annemin bana eğer böyle bir şey olursa beklememi söylediği yerde oturup, korku dolu gözlerle onları beklerken ki çocuk halimin yanına gidip onunla konuşarak korkusunu hafifletmeye, yalnız olmadığı konusunda ona güvence vermeye çalıştım. Hatta bununla da yetinmeyerek onun başını okşadım ve sevgi verdim. O anda anladım ki insanın özlem duyduğu herkes ve her şey kümülatif olarak bizatihi kendi içinde. Biz yeterli olmak, güvende hissetmek, kendimizi sevmek ve saymak için ötekine muhtaç olduğumuzu düşünüyoruz. Birilerinin bize el vermesini bekliyoruz. Elbette ötekinin varlığı yaşamımızın kaçınılmazı ve o olmadan kendimizi bilmemiz ve anlamamız oldukça güç ama burada daha farklı bir şey söylemeye çalışıyorum. Burada söylemeye çalıştığım husus, insanın kendisine el vermesinin "yaşamını dönüştürücü etkisi" üzerine. Bunu bizim için, tek başına ötekinin yapması mümkün değil. Bu ancak kendimizle ve kendimiz olmakla mümkün. Sorunumuz temelde "kendilik algımız" ile ilgili. Bunu değiştirmek ve daha güçlü ve coşkulu bir hale getirmek için geçmişin yakamızdan düşmesini sağlamalıyız. Bunun için de öncelikle geçmişimizle barışmalı ve sonrasında kendimi bağışlamalıyız. Ötekini değil, kendimizi bağışlamalıyız. Bizi yetersiz, güçsüz, değersiz ve önemsiz hissettiren insan ve olayları bağışlamak zorunda değiliz. Zira onları anlamamız yeterli. Nesilden nesile devam eden yetersizlik, değersizlik ve önemsizlik duygularının transjenerasyonel olarak ebeveynlerimiz (anne-baba-öğretmen-arkadaş) tarafından bize nasıl aktarılmış olduğunu anlamamız bu duyguların ötesine geçmemiz için gerekli. Bizdeki yetersizliklerin, çaresizliklerin ve hayal kırıklıklarının bizimle başlamadığını bilmemiz üzerimizdeki baskıyı azaltacaktır. Senin de üzerinde olan baskı biraz da bundan. Şemalarımız günlük hayatımızda oldukça etkinler. O nedenle şemalarımızı ve modlarımızı bilmek de önemli. Bu anlamda, şemalarımız ve modlarımız ile ilgili olarak çektiğim önceki bölümleri izlemeni tavsiye ederim. Sonuç olarak kendimize sahip çıkmamız ve yaşama coşku ile katılmak için hala tutunduğumuz işlevsiz ve yararsız alışkanlıklarımızı, düşünce-duygu ve inanç kalıplarımızı gözden geçirmeliyiz. Bunu kendimize yardım ederek ve/veya profesyonel destek alarak başarabiliriz. Hangi yolu denersek deneyelim bana göre hiçbir yol insanına kendisine yardım etmesinden ve O birini (bununla ilgili de bir bölüm çekmiştim.) bulmasından daha yararlı değil. Mesajında paylaşmış olduğun özelliklerin neredeyse tamamı ben de dahil olmak üzere birçok insan tarafından eş zamanlı olarak paylaşılmakta (veya paylaşılmakta idi). Yani tüm bu özellikler/olumsuz duygu durumlarından kaynaklı eğilimler insanlığın ortak derdidir aynı zamanda. O nedenle yalnız olmadığını bil lütfen. Tüm o olumsuz duygu durumlarını yaşamamızın çok önemli bir nedeni de yalnız olduğumuz yanılsamasına kapılıyor olmamız. Oysa hiç de öyle değiliz. İçinde bulunduğumuz şartlar gereğince kendimizi oldukça yalnız hissediyor olabiliriz ama bu da diğer her şey gibi değiştirilebilir. Bunu kendilik algımız ile ilgili tutumuzu (bakış açımızı) değiştirmek suretiyle başarabiliriz. Elbette bir günde her şeyi değiştiremeyiz ama bu yolda adımlar atmaya başlayabiliriz. Kendimizi değerlendirirken daha dikkatli olabiliriz. Kendimizle ilgili söylediklerimize daha fazla kulak kabartarak bunları alt üst (ben buna "kendilik algını alt üst etme metodu" adını veriyorum.) edebiliriz. Bugüne kadar yapmadığımız şeyleri yapabiliriz. Küçük adımlarla. Söz gelimi daha önce hiç gitmediğimiz ama gitmek istediğimiz bir yere gidebiliriz. Bu bağlamda elbette kendimizi zorlamak durumunda kalabiliriz. Ama biliyoruz ki hiçbir şey bedava değil bu hayatta. En zoru da bir insanın önceden hiç düşünmediği, davranmadığı, konuşmadığı, bakmadığı, görmediği şekilde düşünmesi, davranması, konuşması, bakması ve görmesidir. Ancak bunu başardığımızda gözlerimizin önüne inmiş olan o körleştirici perde kalkacaktır. Bende de olduğu gibi. Hiç olmadığım kadar huzurlu, öz güvenli, önemli ve değerli hissetmemi sağlayan şeyler her defasında yaşamımda bir şeyleri "alt üst" etmem sayesinde olmuştur. Sen de bunu yapmayı deneyebilirsin. Kaybedecek neyin var ki? Yaşadığın sürece. Yalnız şunu bilmeni isterim ki biz değişmedikçe hiçbir şey değişmeyecektir. Sahip olduğun olumlu özellikleri bir düşün, bir kağıda yazıver ve bu özelliklerin üzerinde yoğunlaş. Neleri yapamadığına değil, neleri yapabildiğine odaklan. Dengeli bir şekilde kendini değerlendirmek sana iyi gelecektir. Ancak bunu zarafetle yap. Kendine karşı nazik ol. Diline korku düştüğünde bunu fark et ve sevgiye geçiş yap. Bir şeyler yapmak için eyleme geç. Zor olsa da. Her ay bir şey yap. Öyle büyük şeyler olmasına gerek yok. Daha önce yapmadığın çok küçük şeyler de olabilir. Yeter ki dene. Zamana da güven. Doğru kullanılan zaman kadar geri dönüşü muhteşem bir şey olamaz. Merakla bekliyorum havadislerini. Bakış açını değiştirdiğini görmek istiyorum. Mağdur bilincinden uzak, daha güçlü bir yaşamı kucaklayan bir Merve olarak ayağa kalktığını ve her gün küçük adımlarla yaşamını "alt üst" ettiğini görmek istiyorum. Bunu yapabilirsin. Ne yaşamış olursan ol senin benden hiçbir eksiğin yok; hatta görünen o ki bazı konularda benden fazlan var. Dileğim o ki bu mesaj sana iyi ve anlamlı gelsin. Sevgiyle.

    • @merveyldrm4132
      @merveyldrm4132 2 дні тому

      @@kendinias8533çookkkk teşekkür ederim kaleminize sağlık iyiki varsınız ❤

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 2 дні тому

      @@merveyldrm4132 sen de iyi ki varsın:)

  • @onthewayofhome
    @onthewayofhome 4 дні тому

    Bu kanalda yaptığınız şeyin ne muhteşem bir iyilik olduğunun farkına bile varamayacak kadar hasta bir toplumda ısrarla bu videoları çektiğiniz için kendi adıma çok teşekkür ederim. Sizden bir çok insanın da çok faydalandığını görmek de umut verici. İnsanların robotik bir düzenleme ile muntazam bir konuşma beklentisine lütfen aldırmayın. Çünkü kitaplardan bilgiyi süzerek aktarmanız esnasında bizimle birlikte yeniden öğrenme sürecinize şahit olmak da iyi hissettiriyor aslında. Bu yüzden duraksadığınızı ya da kesik kesik konuştuğunuzu zerre umursayamayacak kadar bu yardımlara ihtiyacımız var. Her şey için teşekkür ederim

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 2 дні тому

      @onthewayofhome Dilara merhaba. Çok teşekkür ederim bu yapıcı ve destekleyici mesajın için. Ne mutlu bana ki senin gibi izleyicilerim var. Beni "olduğum gibi kabul ederek" dinleme ve çabamın arkasındaki mücadeleyi görebilme nezaketi gösterdiğin için de ayrıca teşekkür ederim. İnsan gerçekten isterse ve bunun için çaba sarf ederse evvela bardağın boş tarafına bakarak eleştirmeye değil bardağın dolu tarafına bakarak meselenin daha ziyade olumlu olan yanlarını öne çıkarmaya meyledebiliyor. Bu da o insanın hayatında muazzam bir fark yaratıyor aslında. Bana kalırsa yaşamı ve insanı senin gibi görebilen insanlar değişebilmenin ötesinde dönüşebilme kapasitesine sahip olan insanlar. Onlar bir meselenin özüne odaklanıp, o meselenin esaslı olmayan teferruatları ile uğraşmak yerine o mesele hakkında bir şeyler öğrenmeye, o meseleyi anlamaya ve özümseyerek içselleştirmeye odaklanıyorlar. Bu gerçekten olağanüstü güçlü ve anlamlı bir çaba. Bundan ötürü, senin mesajını okuduğumda ilk hissettiğim şey "anlaşılmak" oldu ve sanırım herkes gibi benim de buna ziyadesiyle ihtiyacım var. Bu kanalda sergilemekte olduğum performansın olumlu yanları ile değerlendirilmek, tüm olumsuzluklarına rağmen, daha kucaklayıcı ve öğretici olsa gerek. Özellikle benim için. Demek ki yaptığım işe böyle de bakılabiliyormuş diyebilmek inanılmaz değerli ve cesaretlendirici. Böylelikle, inatla ve ısrarla sürdürdüğüm video çekimlerime içkin anlam da zamanla katlanarak artıyor, izleyici sayısından vs. bağımsız olarak. Bir insanın kendini gerçekleştirmesi de sanırım bu şekilde olabiliyor. Son olarak, bana lütfetmiş olduğun güzel sözlerin senin güzel kişiliğini yansıttığını biliyor olmam da beni duygulandırıyor. Bir insan böyle yapıcı bir mesaj iletebiliyor ise kalben saf ve temizdir. Gelişim ve değişim odağına sahiptir. Bir ekip olmayı biliyordur. Çabayı takdir ediyordur. Sevgisini sunmakta bonkördür. Daha iyi bir insan olmaya çalışıyordur. Tüm hatalarından öğrenerek büyüyordur. Korku diliyle değil, sevgi diliyle iletişim kuruyordur. Muhakemesi güçlü ve berraktır. Gözü iyi olanı yakalayabiliyor ve onun daha iyi olması için teşvik etmeye gönüllü olabiliyordur. Sahip olmaktan çok ol'ma ile ilgileniyordur. Ve daha da fazlasını içinde barındırıyordur. Tüm bu nedenlerle, sen de iyi ki böylesin. Sevgiyle kucaklıyorum seni. Tekrar bu kapsayıcı ve kucaklayıcı mesajın için sana teşekkür ederim. Sevgiyle.

    • @onthewayofhome
      @onthewayofhome 2 дні тому

      @@kendinias8533 Niyetim kimseyi yaptığı yorumdan dolayı yargılamak değildi. Üzüldüğüm için yazmak istedim. Bu durum biraz da sosyal medya etkisiyle gerçekleşiyor. İnsanlar 30 saniyelik videolar ile bilmeden de olsa iyileşmenin kendisine değil iyileşmenin trend haline getirilmesine emek harcıyorlar. UA-cam’da yerli-yabancı binlerce kendi kendine yardım kanalı var. Hepsi iyi niyetle yola çıkmış insanlar. Fakat zaman içinde bir iyileşme endüstrisi oluştu ve iyileşmeye dair sunulan-tüketilen her şey arz-talep ilişkisinde değerlendirilmeye başladı. Artık insanlar her şeyi maddeler halinde tüketmek istiyor. Bu bana çok üzücü geliyor. Yalnızca dikkatimiz değil bir şeylere doğal bir süreçte tanık olma, dinleme becerilerimiz de çalınıyor ne yazık ki. Bizim ülkemizde bırakalım terapi alamayan insanları; başına hüzünlü şeyler geldiğini kendisine bile itiraf edemeyen milyonlarca insan var; en iyi ihtimalle çocuğu olduğunda mecbur kalıyor iyileşmeye ve bu videoları izliyor. En acısı da başkalarının 6 maddede üstesinden gelebileceğimizi iddia ettikleri şeylere koca bir ömür heba ediyor olup yine de iyileşememenin yenilgisiyle başetmek. Bağlanma videolarınızı aşk acısı çeken yakın bir arkadaşıma göndermiştim geçen yıl. Videoda bahsettiğiniz Bağlanma kitabını almış ve yaşadığı acıdaki örüntüleri görmüş. Amacım videolarınızı övmek değil, videolarınızı insani özelliklerinizi “edit”lemeden sunmanız sonucu gelişen bu endüstri içindeki otantik yerinizi vurgulamak. Dersinize çalışmamanız değil bilakis çok çalışmanız kıymetli olan. Asıl üzüldüğüm şey ise hepimiz birbirimizi anlıyoruz aslında; ne çocukken ne ergenlikte hiç görülmedik, duyulmadık. Şimdi bizim için bilgi sunan başka birini bile dinlemeye görmeye tahammülümüz olmuyor çoğu zaman. Hüzünlendiğim için yazmak istedim. Sevgiler…

  • @fulya_fulya
    @fulya_fulya 5 днів тому

    Sormayı unuttum. Kitap sayfasındaki ödül kovası şemasının sayfasını gösterdiğin o video başlığını bulamadım. O sayfanın fotoğrafını alacağım

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 5 днів тому

      @@fulya_fulya merhaba bana onderozden636@gmail.com adresimden yaz ltf sana ödül kovası semasinin fotoğrafını pdf olarak pzt günü ileteyim. Sevgiyle.

  • @fulya_fulya
    @fulya_fulya 6 днів тому

    Geçmiş konulara dönük diğerleri gibi stres paternimiz şeması da defalarca tekrarlarla dinlediğim bir yayındı. O kitaptaki sayfanın fotosunu çekmek için tekrar geldim şimdi yazmaya fırsat buldum. Daha önce bahsettim mi hatırlamıyorum, Beyin Stres Travma bağı arşivinin tamamını mp4 indirdiğim için bölümlerin hepsi hafızamda kalıcı yer alması meselesi öyle ehemmiyet gösterdiğim bir şey halinde ki inan yürekten diyorum ki zerre abartmıyorum. Çünkü hepsi de teker teker ana başlık halinde bir can simidi gibiler. Bu sebeple de güncel paylaşımlarda anlatılanları çok gerilerden takip etmek zorunda kaldım. Bu da beni hayli gerip çıkmazda hissettiriyor. Öte yandan da odağımda Freud, Jung gibi ekollerin tüm kitaplarıyla, Antik mitolojilerdeki bulgular üzerinden tespit edilmiş varoluş sistemindeki tanrıların insan psikolojisinde temsil karşılığına tekabül eden duygu tanımlarının örtüşen taraflarını araştırıp inceliyorum. Hepsini bir arada yürüteyim derken, güncel hayatım diken üstünde bir halde yol almaktayım. Bundan pek şikayetçi değilim isyanda etmiyorum fakat tüm edindiğim bilgilerin hepsindeki örtüşmelerin apaçık matematiğini gördükten sonra da ruh halimde yaşattığı beni bana yüzleştiren tüm o duygu durumlarıyla yüzleşmek anlarında nötralize bir stabillikte kalmakta zorlandığımın farkındayım. Günümüz hayatında zaman algısının süratlenmesinin yan etkilerinden biri de 24 saat eski yıllardaki uzun bir dilim halinde yaşayamadığımız bir hale geldiği için işte buna isyan bayrağı çekiyorum. Tekrar selamlar sevgiler

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 5 днів тому

      @@fulya_fulya merhaba. Bazı şeylerin yerli yerine oturması zaman alıyor. Bırak zaman sana eşlik etsin. Bazen okumaların arasında çelişkiler bulgulayabilirsin. Bazen de kendi bilgilerinden şüphe edebilirsin. Bunlar normal. Bu zamanlarda en çok ihtiyacımız olan kendimize müşfik olmak yani oz şefkatimize yatırım yapmak. Beyin stres travma konularını eszamanli ve esgudumlu olarak irdeliyor olman çok değerli. Zira kendimizi ve insani anlamamizin kilit noktaları onlar. Dediğin gibi can simitlerimiz onlar. Ne iyi ki sabırla defalarca dinlemissin. Bu özenin eminim sana bu konularla ilgili çok kritik noktalara temas edip anlama imkanı sagliyordur. Bu yüzden çabanı çok kıymetli buluyorum. Varsin bazı kısımlarda geride kalalım, önümüzde geride kalmış olabileceğimiz konulari telafi edebilecek yillar var. Beyin stres travma ile ilgili lütfen görüşlerini paylasiver. Burada konusalim. Sevgiyle.

  • @rnky1
    @rnky1 10 днів тому

    Sayfanızda geç yeşerecek muhtemelen ama müthiş faydalı olduğunuza emin olunuz.Emeğinize sağlık.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Çok teşekkürler nazik yorumun için. Evet haklısın:) kanalım da geç yeşeriyor. Ama olsun sonuçta yeşeriyor. Bunu bilmek ve görmek bana yeter de artar. İstikrarlı bir şekilde içerik üretmeye devam edebilirsem bir noktada sonra daha hızlı bir şekilde büyüyeceğini düşünüyorum. Bakalım göreceğiz. Bu senin gibi yapıcı yorumlar yapan gelişim odağı güçlü izleyicilerim sayesinde olacak. Sevgiyle.

  • @Moonrose6041
    @Moonrose6041 10 днів тому

    2 .5 yaşında bir kızım var surekli okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Sizin bu videonuz çok yararlı bilgi deposu gibi . Teşekkür ederim bu video ile tanıdım seni ve bütün videolarınızı izleyeceğim

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Merhaba. Lütfen izle:) Çok iyi bir anne olduğuna eminim. Senin gibi kendini çocuğunu büyütürken geliştiren, okuyan, değişime açık annelere bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Ebeveynlik bebeği/çocuğu anlama ve onunla uyumlanabilme sanatıdır. Bu salt içgüdüsel olabilecek bir şey değildir, aynı zamanda geliştirilmesi/güncellenmesi/iyileştirilmesi gereken bir zanaattır. Her ebeveyn hata yapar. Ancak ebeveyn kendini eğitir ve daha iyi bir ebeveyn olmak için çaba sarf ederse bu hataların sayısı zamanla azalır ve bu çaba, her şeyden önce bebeğin/çocuğun beyin, sinir sistemi ve davranış/duygu gelişimini olumlu bir şekilde etkileyerek daha sağlıklı yetişkin benliği güçlü bireylerin yetişmesine vesile olur. Tüm bunların farkında olan sen kendinle gurur duymalısın. Eminim çocuğun da biraz büyüyünce seninle haklı olarak gurur duyacaktır. Sevgiyle.

    • @Moonrose6041
      @Moonrose6041 9 днів тому

      @ çok teşekkür ederim bu uzun geri bildirim için. Sizi izleyerek ve dinleyerek hiç pişman olmayacağımı çok daha iyi anladım 🙏🏻🙌❤️

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 8 днів тому

      @@Moonrose6041 ben de umarım senin için faydalı olabilirim. Sevgiyle.

  • @gulhanturan6277
    @gulhanturan6277 10 днів тому

    Özden Bey kitabı elinizden geldiğince özetleyebilirseniz çok iyi olur. Paylaşımınız çok kıymetli. Çok teşekkür ederim. Fransızcaya da çevrilmemiş galiba. Sanırım sadece ingilizce var.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Merhaba. Evet sanırım sadece İngilizce dilinde var bu kitap. Birkaç bölüm daha gelecek kitapla ilgili. Anlatamadığım bölümlerini ileride çekerim. Bu yorumunu not alıyorum. Teşekkürler. Sevgiyle.

  • @fatihkalayci84
    @fatihkalayci84 11 днів тому

    Keşke biraz çalışıp videoyu çekseydin. İlgi çekici bir konu ama duraklayıp kesik kesik konuşman dinleyen kişiyi yoruyor.

    • @Moonrose6041
      @Moonrose6041 10 днів тому

      Ne kadar negatif bir yorum siz ne yapıyorsunuz mesela neye faydan var adamcağız bir kitap okumuş ilgi alanı olan konuda etraflıca bir video yapmış rezil gibi insanlarsınız yahu . Yazmayım dedim yazdım yine . Bu beyfendinin sizin yorumunuza ihtiyacı yok bence sayfasını terket . Hazmetmeyi öğren

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Sevgili Fatih merhaba. Öncelikle videoyu izlediğin ve değerli vaktini ayırdığın için teşekkür ederim. Yaptığın eleştiride haklılık payın var, seni anlıyorum. Ortağım da uyardı bu konuda beni. Ancak ben galiba bu konularda biraz dik kafalıyım. Kendim gibi olarak videolarımı çekmeyi önemsiyorum. Ben çok eee diyebilen, bunun diksiyon eğitimi alınarak ve pratik yapılarak düzeltilebileceğini bilen, yabancı bir kitap okurken aynı zamanda çeviri yapmanın zorluğuna karşın inatla kitaptan çeviri yaparken konuşan ve bu nedenle, sınırlı vaktinde dinleyeni yorabilen, belki de bu ve buna benzer şekli nedenlerle izleyici kitlesini (içerik kalitesine karşın) gerektiği ölçüde artıramayan bir dik kafalıyım. Bugüne kadar senin gibi beni dinlerken yorulan, eee'lerim dolayısıyla beni kendince haklı nedenlerle eleştiren ve bu yüzden daha profesyonelce çekim yapan kişileri dinlemeyi tercih ederek sayfamdan ayrılan insanlar oldu ve olacaktır. Bu noktada herkesin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi benimki de böyle. Şunu çok iyi biliyorum ki beni tüm defolarıma rağmen dinleyen, bazen çok zorlayıcı olsa dahi demek istediğim şeyi anlamaya inatla çaba sarf eden ve hatta bununla da kalmayarak beni yapıcı yorumları ile ziyadesiyle onurlandıran izleyicilerim de var. Dürüst olmam gerekirse ben bu kanaldaki içerikleri onlar ve onlar gibi düşünebilen/hissedebilen potansiyel takipçilerim için çekiyorum. Bu nedenle, nicelikten çok niteliğe önem verirken yaptığım tüm hatalara karşın beni bu halimle dinlemekten bir şekilde keyif alan takipçilerimden çok şey öğreniyorum. Demem o ki, yaptığın eleştiride bir noktaya kadar haklı olabilecek isen de elimden gelenin en iyisini (istediğim ölçüde) yaptığımdan ve kendimi içerikleri oluştururken yaptığım tüm hatalardan dolayı peşinen bağışladığımdan, bu sebeple de, olumsuz yorumlarla da olumlu olanlar kadar barışık kalmaya özen gösterdiğimden ve dozu kaçırılmamış eleştirileri kulak arkası etmediğimden emin olabilirsin. Kaldı ki, yoğun mesleki yaşamıma paralel olarak oluşturduğum ve çektiğim bu videolar için ayırdığım zaman ve harcadığım emek, bu işi yaparken kendimi küstürmeyecek ve bu kanalı sürdürülebilir kılacak düzeydedir. Bu nedenle, bu kanalın varlığını sürdürürken ne bir fazla ne de bir eksik zaman ayırmaya özen gösteriyorum. Aksi halde, çoğu benzer kanal gibi bu kanalın da ömrünün (neticede bu içerikleri çekmek benim için yan bir meşguliyet olduğundan) kısa süreceğini biliyorum. Sözün özü, bu mesajı yazmak için bana verdiğin fırsata müteşekkirim. Senin sayende senin gibi düşünen, hisseden ve beni dinlerken yorulan tüm izleyicilerime bir kez daha kendimi (kendimce) ifade etme imkanım oldu. Sevgiyle.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      ​@@Moonrose6041 merhaba. Seni anlıyor ve içten desteğin için sana tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Yukarıda Fatih'e verdiğim cevaptan da anlaşılacağı üzere ben bu kanalda kendim gibi olmaktan vazgeçmeden tüm takipçilerime karşı eşit mesafede durarak olabildiğince anlayışlı ve hoşgörülü olmaya özen gösteriyorum. Bu nedenle, Fatih'i de anlıyorum. Bugüne kadar yakın çevremden de benzer konularda çokça eleştiri aldım. Biliyorsun özellikle bizimki gibi denetim odaklı korku ve güç kültürünün hakim olduğu ülkelerde insanlar kırıcı bir şekilde eleştirmeyi öğrenirler. Bu nedenle de yapıcı eleştiri kültürü maalesef arzu edildiği ölçüde gelişemez. Bu arada, yeri gelmişken belirtmeliyim ki, yapıcı eleştiriye ben yapıcı geribildirim (ileri bildirim) demeyi tercih ediyorum. Bizim kültürümüzde eleştirel düşünmekten çok eleştirel görüş belirtmeyi marifet saymanın bir çok nedeni var. Psikolog Şeyma Koçak instagram.com/p/DDpVTuKtme5/?igsh=MXYwdnYxaXltODd3Zw%3D%3D&img_index=1 'ta yer alan postunda bu nedenleri bana kalırsa oldukça isabetli ve düşündürücü bir şekilde ortaya koymuş. Şeyma Hanım bu postunda eleştiri ile yapıcı geribildirim arasındaki farkı (geribildirimde geribildirimi alan kişinin rızası vardır, bunu talep eder, eleştiride ise eleştirilen kişinin rızası ve bu yönde bir talebi yoktur.) ortaya koyduktan sonra eleştirinin sırasıyla 1) haset duygusundan, 2) yetersizlik duygusundan, 3) ayrışamama sorunundan, 4) bağlantıda kalma ve 5) kötü duygusunu transfer etme ihtiyacından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Ben bu nedenlerden birinin ya da birkaçının dinlediği, izlediği, okuduğu konularda yazanı, çizeni, anlatanı bir şekilde eleştirmekten geri duramayan ve hatta bu minvalde nedenini bilemediği bir zorlanım hisseden insanlar için geçerli olabileceği kanısındayım. Böyle insanları anılan nedenler ışığında değerlendirdiğimde onlara karşı kızgınlıktan çok empati beslediğimi fark ediyorum. Bu tarz insanlar herkesi kendisi gibi gören, ailesinden tam olarak ayrışamamış, büyüdüğü çevrede çoğunlukla eleştirilmiş/yerilmiş, genellikle evde ve okulda başarısız ve yetersiz hissettirilmiş, bakım verenleri tarafından duygusal anlamda ihmal edilmiş ve çocukluklarında (maddi ve/veya manevi anlamda) terk edilmiş insanlardır. Bu nedenle de, bu insanların genellikle çocuk benlikleri incinmiş, kızgın/dürtüsel, ebeveyn benlikleri ise daha çok cezalandırıcı/talepkar ve performans odaklıdır. Eskiden ben de senin gibi bu tarz insanların haddini bildirmeye çalışır, onlarla çatışırdım ancak zamanla neyin ne olduğunu daha iyi anladıkça ve olgunlaştıkça hiçbir duygunun ve davranışın boşuna olmadığını kavradım. Bu da beni büyüttü ve belki de bu kanalı açıp, (iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış) içerikler oluşturmaya sevk etti. Sonuçta anladım ki herkesin öyle ya da böyle davranmakta mazur görülebilecek kendince haklı bir sebebi var. Bununla birlikte, zannedilmesin ki ben normal hayatımda her daim böyle sakin ve hoşgörülüyüm. Tam tersine. Kimi zaman ben de beni durup dururken ya da fikrini sormadan eleştirenlere sinirleniyor, üzülüyor ve kızıyorum. Hatta arama onlarla mesafe koyuyorum. Ancak bu mecrada daha özenli davranmaya dikkat ederek önce kendime sonra da sizlere verdiğim değeri artırmaya ve bilinç evrimine katkı sağlamaya çalışıyorum. Tüm bu nedenlerle, yaptığım iş aleni olduğundan ve eleştiriye ister istemez açık olduğundan, umarım yapıcı geribildirimlerin sayısı her geçen gün artarken kimseye bir şey kazandırmayacak yersiz eleştirilerin sayısı azalarak bu kanalda gelişim ve değişim odağını her şeyin üstünde tutan takipçilerin sayısı artar. Tekrar mesajın için teşekkür ederim. Sevgiyle.

    • @Moonrose6041
      @Moonrose6041 9 днів тому

      @@kendinias8533 çok haklısınız derinlerdeki nedenler bu olumsuz bakış acılarına sebep oluyor . Bende bu detaylı geri bildirim için çok teşekkür ederim 🙏🏻🙌 kanalınız hayalleriniz daim olsun

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 8 днів тому

      @@Moonrose6041 çok sağol yapıcı yaklaşımın için:) Sevgiyle.

  • @777cats
    @777cats 11 днів тому

    İyi ki varsınız, çok kıymetli bu videolar, teşekkür ederim, sağ olun. 🙏🏻⭐️🌟

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Sen de iyi ki varsın. Nazik yorumun ve videolarımı izlemek için ayırdığın değerli vaktin için teşekkür ederim. Sevgiyle.

  • @benalaydogan5906
    @benalaydogan5906 11 днів тому

    Süpersiniz

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Sen de süpersin:) Çok sağol. Hep birlikte. Sevgiyle.

  • @EsraSarkayaMusic
    @EsraSarkayaMusic 12 днів тому

    Kızınız çok şanslı

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 12 днів тому

      Çok teşekkürler. Bunu ona da sormak lazım:) Sevgiyle.

  • @aysel9669
    @aysel9669 12 днів тому

    Teşekkürler hocam 💐

  • @gulsevimkaragoz9412
    @gulsevimkaragoz9412 13 днів тому

    Duyduklarim bazen kendi cocukluk yaşantımla uyumlandiginda üzücü olsa da paylaşımlariniz kıymete değer.. Teşekür ediyorum

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 12 днів тому

      Seni üzdüğüm için kusura bakma lütfen. Ancak yüzleşmemiz zamanla bize iyi gelecek olan yegane şeydir. Yaşamımız bir bütün ve içinde iyisiyle/kötüsüyle bir sürü insan/olay var. Bu insanlar ve olaylarla olan etkileşimimizin sebeplerini ve sonuçlarını anlamamız, kimi zaman acı verici olsa da, eğer izin verirsek, bizi olgunlaştıracak ve büyütecek olan önemli faktörlerdir. Sen de buna izin verdiğin için kendinle gurur duymalısın. Sevgiyle.

  • @mrwtdgkn7328
    @mrwtdgkn7328 13 днів тому

    Çok teşekkür ederiz

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 12 днів тому

      Dinlediğin için teşekkür ederim. Sevgiyle. Kendine iyi bak:)

  • @-vf5wx
    @-vf5wx 13 днів тому

    Teşekkür ederim..

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 12 днів тому

      Rica ederim. Ben de sana dinlediğin için teşekkür ederim:) Sevgiyle.

  • @Bir.Fikir.01
    @Bir.Fikir.01 13 днів тому

    Üniversitede çocuk gelişimi okuyorum ve gerçekten anlattıklarınıza çok uyumlu dersler görüyorum Hatta bazı konular tamamen aynı👍🏼

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 13 днів тому

      Merhaba. Bunu duyduğuma çok sevindim. Sevgiyle.

  • @burakserdar6303
    @burakserdar6303 13 днів тому

    32 yaşındayım, 22 yaşından beri tekrarlayan ve şiddeti giderek artan anksiyete+depresyon dönemleriyle boğuşuyorum. Bu 10 yıl boyunca bana, kullandırtmak için çeşitli teşhisler altında farklı ilaçlar reçete edip durdular ancak kimse de çıkıp "sende tedavi etmeye, iyileştirmeye çalıştığımız şey şu" demedi. Bana tek derdim, çıktı olarak yaşadığım anksiyete ve depresyon gibi davrandılar. Bir süre sonra ilaç kullanmanın sadece ağrıyı kesmek ve bağımlı olmak gibi hissettirmeye başlamasının akabinde, olayı kendim çözmek için araştırmalara başladım. Doğan Cüceloğlu ve Engin Geçtan okumalarım sayesinde, "zehirli utançla bağlanmış kişilik" teşhisine ulaştım. Buna nevrotik kişilik de deniyormuş. Şimdi bu benim kişiliğimse düzeltmeye çalışacağım şey bu mudur, eğer öyleyse 32 yıllık bir yapıyı nasıl değiştiririm, bu kendimi tahrip etmek mi olur, bilemiyorum. Neyi nasıl yapacağıma yönelik bir fikrim ya da psikoterapi desteği alabilecek imkanım da yok. Aradığım tanıyı ve teşhisi bulmak, sadece daha uzun ve zorlu bir yolun başlangıcını araladı gibi geliyor bana.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 13 днів тому

      Burak merhaba. Maalesef senin de belirtmiş olduğu gibi ortodoks tıp ve psikiyatri daha ruhsal ve fiziksel aygıtlarımızdaki sorunların kökenine inmek ve iyileştirmek yerine daha çok ve öncelikli olarak bu sorunların dışa dönük belirtilerinin/semptomlarının tedavisi ile ilgileniyor. Bunda ilaç endüstrisinin lobi ve rekabet gücünün büyük etkisi var elbette. Buna karşın, bu kanalda olduğu gibi benzer başka mecralarda da ruhsal ve fiziksel sorunların kaynağında yer alan etmenleri su yüzüne çıkaran yayınlar yapılmak suretiyle bu konulara meraklı ve gelişim odaklı insanların bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Buradan itibaren senin durumun özelinde evvela kendine teşhis koymanın çok sağlıklı olmayabileceğini belirtmek isterim. Zira böylelikle kendilik algını ve değerini uzmanı olmadığın bir alanda belli bir tanıyla kısıtlamış ve mevcut durumu bütüncül bir yaklaşımla ele alma imkanından kendini mahrum etmiş olabilirsin. Bununla birlikte kendini gözlemlemen ve öz farkındalıklarını geliştirmen sayesinde kimi düşünce ve davranışlarının kaynağında yatan olumsuz çocukluk deneyimlerini tespit etmek suretiyle kendini daha iyi anlayabilirsin. Bu daha müşfik bir yöntemdir. Dolayısıyla, temel ve kronik kaygılarının sebeplerinin ayırdına vardıkça ve o sebepler hakkında okuyarak, düşünerek ve izleyerek derinleştikçe zamanla (imkanların artıkça ek tedavi yöntemlerinin de yardımıyla) iyileşebileceğini söylemek mümkündür. Ben ruh sağlığı danışmanı olmadığım için psikiyatrik hiçbir öneride bulunamam. Ama sahip olduğum bilgi ve tecrübeler ışığında sabırlı olursan ve bükülmez bir irade ile kendini geliştirmeye odaklanırsan bir vakit sonra 32 yıllık düşünme, duygulanma ve davranış alışkanlıklarının nörobiyolojik ve nörofizyolojik nedenlerle değişebildiği göreceksin. Süreç elbette zor ve sancılı ancak ödülü çok büyük. Bu sayede, kendilik algısı ve değeri daha yüksek, bilinçli, duygusal açıdan daha etkin ve kendini bilen biri olman mümkün. O yüzden olumsuz düşünme. Eyleme geç ve elinden geleni, olabildiğince elinden gelen en iyi şekilde yapmaya odaklanıver. Sevgiyle.

  • @fadime000
    @fadime000 15 днів тому

    Videoda bahsettiginiz lineal bakıs açısı lineer Decart ve Newton görüşleri nedir acaba açıklayabilirmisiniz 🪻tesekkurler

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 13 днів тому

      Fadime merhaba. Videoda bahsettiğim bağlantısallık ve yaşamdaşlık konusu ile ilgili olarak Türker Kılıç'ın aynı isimli kitabının okumanı öneririm. Orada Descartes-Bacon-Newton'un deterministik-tümdengelimci ve tümevarımcı-mekanikstik doğa anlayışı/dünya görüşü ile kitapta anlatılan bağlantısal bütünsellikçi doğa anlayışı/dünya görüşü arasındaki farklar çok net bir şekilde anlatılmıştır. Yine Pelin Dilara Koçak'ın pelindilaracolak.substack.com/p/baglantsallk-ve-yasamdaslk linkini tıklayarak Pelin'in kitap özetini okuyabilir ve söz konusu ayrımın bilişsel olarak farkına varabilirsin. Pelin'in yazısında yer alan bazı bölümleri tırnak içinde seninle burada paylaşacağım. Ayrıca, anılan yazıda "Bilimse Esasın Değişimi" isimli bir tablo var. O tabloda Bacon-Descartes-Newtoncu mekanistik-deterministik görüş ile bağlantısal bütünsellikçi görüş arasındaki farkları da inceleyebilirsin. Videoda atıfta bulunduğum meselenin çok iyi bir şematik özeti var bu tabloda. Bu doğrultuda, anılan yazıdan hareketle ".. 20. yüzyıla kadar hakim bilimsel anlayış olan mekanistik evren görüşü, Rene Descartes’ın felsefesinden izler taşır. Bu görüşe göre doğa, mekanik yasalar tarafından yönetilen makine benzeri bir sistem gibi düşünülmelidir. Dolayısıyla bütüne dair bir anlayış kazanmanın yegane koşulu, onu oluşturan parçalar ve parçalar arasındaki ilişkiyi anlamaktır....Benzer şekilde, modern biyoloji ve bilişsel bilimler de en temelde Descartes tarafından formülize edilen zihin-beden, insan-doğa ayrımlarını baz alarak şekillenmiştir....Kılıç, Erwin Schrödinger'in Yaşam Nedir? isimli kitabının biyoloji ve genetiği doğurduğu için 20. yüzyılın en önemli bilim klasiklerinden biri olduğunu ifade eder. Yaşamın temellerini temel fizik kanunları ile açıklamaya dair Schrödinger’in öne sürdüğü fikir, fizik yasalarının hayatı anlamlandırmada yetersiz kalacağıdır; çünkü hayat fizikçilerin uğraştığı bütün sistemlerden çok daha karmaşık bir yapıdır ve basit sistemleri inceleyerek ortaya çıkmış olan yasaların eldeki halleriyle canlılar dünyasında uygulanabilmesini beklemek de yanlış olacaktır. Hayatın temelindeki bütün yapıtaşlarının her birinin fiziğin temel yasalarına uyacağı aşikardır; sonuçta bir protein molekülündeki azot atomu ile havadaki azot molekülünün yapısındaki azot atomları aynıdır. Ancak bütün bu temel yapıların bir araya gelerek oluşturduğu karmaşık sistemin içerisinde bizim bildiğimiz fizik yasalarının ötesinde yeni düzenler ve eğilimler keşfetmemiz de olasıdır....Bu konuda kitapta verilen ilginç bir örnek var. Yukarıda atıfta bulunduğum İdeoloji Olarak Biyoloji adlı kitapta da söz konusu zeka olduğunda bunun salt genetiğe indirgenmesinin yanlış olduğuna dair bir vurgu vardı. Kılıç ise insanda 20.000 gen varken muzda 36.000 genin var olduğunu vurgulayarak bizi en zeki tür haline getiren şeyin salt genlerimizin sayısıyla değil; onların aralarındaki karmaşık bağlantılarla ilgili olduğunu belirtir. Bu yüzden bağlantısal bütünsellik yaklaşımı, bütünü oluşturan yapıtaşlarını tanımlamanın bütüne dair doğru bir çıkarımda bulunmaya imkan vermediğini iddia eder. Yine Lewontin’in söylediği gibi, bir kek piştikten sonra onu oluşturan malzemelerden daha fazla ve farklı bir şeydir. Özetle Descartes-Bacon-Newton bilimi olarak adlandırdığımız mekanistik doğa anlayışı bize yaşamı anlama konusunda gerçekçi bir yaklaşım sunmaz. Bu yeni görme biçiminde parçalar değil; parçaların birbirleriyle ve bütünle olan ilişkileri esastır. Bağlantısal bütünsellik kavramı, yaşamı oluşturan ağ yapılarının (network) iç içe kendini var ettiğini ve her bütünün bir üst-bütünün parçası olduğu enformasyon ilişkilerinin bütünlüğünü ifade eder. Burada önemli olan parçalar yani hücre, atom, nöron gibi yapı taşı unsurlar değil; onların aralarındaki enformasyon ağıdır...." Sözün özü, Bacon-Descartes-Newton'cu (Newton fiziğinin de temellendiği) yaklaşım linear, diyalektik (tez-antitez-sentez/ikilik), neden-sonuç ilişkisi üzerine kurulu, beden ile zihni birbirinde ayıran, bütünü parçalarına indirgeyerek irdeleyen bir paradigmaya sahip iken Einstein ile başlayan ve epigenetik ve nörozihin bilimlerinin gelişimi ile evirilen (Kuantum fiziğinin de temellendiği) bağlantısal bütünsellik akımı olasılıklara önem veren, bütünü oluşturan parçalardan çok bu parçalar arasındaki ve bu parçaların bütün ile olan holistik ilişkisi dairesinde irdeleyen, döngüsel, beden-zihin ve bilinç birliğini esas alan, bir olayın var oluş şeklinin olayı izleyen kişinin o olayı nasıl gördüğüne bağlayan bir paradigmaya sahiptir. Ve daha çok ol'makla ilgilenir. Diğer görüş ise ol'makla ilgilenmekten çok sahip olmakla ilgilenir ve daha nesneldir. Her şeyi ölçer ve mekanistik bir şekilde belli bir sonuca bağlar. Oysa bağlantısal bütünsellik görüşü birden çok olasılık içinden bütünün parçaları arasındaki döngüsel ilişkiden hareketle her seferinde farklı bir sonuca varabilir. Umarım şimdi videoda söz ettiğim husus senin için daha anlaşılır bir hal almıştır. Görüşlerini paylaşmanı rica ederim. Sevgiyle,

    • @fadime000
      @fadime000 13 днів тому

      @kendinias8533 cooook teşekkürler çok detaylı anlatmıssınız, zaman ayırmıssınız harika bir insansınız gerçekten

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 12 днів тому

      @@fadime000 rica ederim. Amacım bilinç evrimine katkı sağlamak. Verdiğim cevaplar bu amaca hizmet ediyor. Sorduğunuz sorular olmasa bu cevapları vermem de mümkün olamaz. O yüzden ben de iletmiş olduğun soru için teşekkür ederim.

  • @unsystunsyst1872
    @unsystunsyst1872 15 днів тому

    önder üst seviye iş yapıyosun . izliyoruz seni 👌

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 9 днів тому

      Desteğin ve değerli vaktini ayırıp beni izlediğin için çok teşekkür ederim. Mümkün mertebe önemli meseleleri ele almaya gayret ediyorum. Umarım zararından çok yararı oluyordur. Yorumlarının devam etmesini dilerim. Sevgiyle.

  • @EsraSarkayaMusic
    @EsraSarkayaMusic 16 днів тому

    Sizin videoları Türkiye deki herkese ders olarak izletmek lazım Bi durup tüm videoları baştan sona izlesinler bi kendine gelsin millet. Farkındalık çok önemli.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 15 днів тому

      Umuyorum zamanla bu dileğin gerçekleşecek. Tekamül daha çok içsel bir devinimin eseridir. Bu devinimi özellikle yeni kuşaklarda görüyorum. Bu da beni ümitlendiriyor. X kuşağından çok daha fazla Y ve Z kuşakları bu konularla ilgililer. 17 yaşında takipçim var. Bu çok iddialı. Videolarımı baştan sona izleyebiliyorlar mı bilemiyorum ama bir kısmını bile izleseler yaşamlarında kalıcı izlekler oluşabilir. Her yeni bilgide beynimiz değişiyor ve gelişiyor. Zamanla daha da iyi olacaktır. Sevgiyle.

  • @EsraSarkayaMusic
    @EsraSarkayaMusic 16 днів тому

    Ne iyi yapıyorsunuz bilgileri aktarıp bizi aydınlatarak... teşekkür ederimm

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 15 днів тому

      Ben de nazik ilgin için sana teşekkür ederim.

  • @makiftopcu
    @makiftopcu 17 днів тому

    Önder hocam emeklerine sağlık, değindiğin noktalar çok çok kıymetli. Ben sana yeni denk geldim ve ilk olarak bu videonu izledim. (Bu arada burada gelişen iletişim atmosferinin samimiyeti ve içtenliği ile ego sınırları ötesinde birinci tekil şahıs ile hitap ediyorum.) takipçilerin ile bir arada olduğun tartışma, değerlendirme oturumları tadından yenmez gerçekten. Bu arada bende Stratejik Yönetim Bilimleri üzerine çalışmalar yapıyorum, Psikoloji ve Nörobilim üzerine oldukça ilgiliyim. Bir konu belirleyerek bir arada olmaktan çok çok keyif alırım. Birde ilaveten bu kitapların listesi, istifade alanını muazzam bir şekilde genişletir. Işık yolunda olsun Önder hocam...

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 16 днів тому

      Makif merhaba. Bana istediğin gibi hitap edebilirsin. Çok zarifsin. Teşekkür ederim samimi ve nazik sözlerin için. Bu kanalda konuk almayı şimdilik düşünmüyorum. Ancak önümüzdeki günlerde/haftalarda belki canlı bir yayın açabilirim. O vakit seninle de hasbihal etmekten memnuniyet duyarım. Bunun dışında gmail adresim üzerinden benimle her zaman iletişime geçebilirsin. Belki çok uzak olmayan bir gelecekte yüz yüze de bir araya gelebilir ya da Teams üzerinden tanışabiliriz. Senin gibi içten, bütünün hayrını düşünen, kendinden başkasını anlamaya çalışan ve takdir edebilen, bundan da keyif alan birini tanımaktan onur duyarım. Bir araya gelme teklifin de beni çok mutlu etti. Açıklığın ve işbirlikçi yaklaşımın da. Ne mutlu ki bu kanal sayesinde senin gibi güzel insanlarla tanışabiliyorum. Kanalım yavaş ama emin adımlarla büyüyor. Kendim gibi olabildiğim bir mecra yarattığımı düşünüyorum. Hiçbir sosyal medya kodunu sırf öyle gerektiği için takip etmediğim için de mutluyum. Önemli olan takipçilerimle organik bir bağ geliştirmem ve bu yüzden, büyüme oranlarından çok bu kanalın kalitatif göstergeleri ile ilgileniyorum. Zira, biliyorum ki bu kanal ben ruhsal ve fiziksel sağlığımı şu anda olduğu gibi korudukça:)) en az birkaç yıl daha devam eder. Kendine iyi bak. Sevgiyle kal.

    • @makiftopcu
      @makiftopcu 11 днів тому

      @@kendinias8533 Önder hocam ince yaklaşımın için çok teşekkür ederim. Olurda yüzyüze gelir ve konuşma imkanı bulursak birgün, bende ziyadesi ile memnun olur, keyif alırım. Son zamanlarda insanların bireysel gelişim ihtiyacı, farkındalık deneyimlerinde edinilen haz; toplamda kolektif gelişime ortam hazırlıyor aslında, bir kuantum sıçraması... Ben çok memnun olurum bu kıymetli içeriklerin devam etmesine:) Ben bu vesile ile genel olarak değindiğin konularda da bir esin kaynağı olabilecek , okurken keyif verecek son zamanlarda okuduğum kitaplardan 3 öneride bulunmak isterim(Belki okumuşsundur) ; 1- Işığı Arayanların Karanlık Yanı, Debbie Ford, 2- Kırmızı Kitap, Carl Gustav Jung 3- Size Hiç Söylenmemiş Ama Bilmeniz Gereken Her Şey, David Icke En içten sevgilerimle.

  • @AhmetYaman03336
    @AhmetYaman03336 18 днів тому

    Hocam bu videoları günlük mü çekiyorsun.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 16 днів тому

      Ahmet merhaba. Hayır ben haftada veya iki haftada bir iki bölüm çekip, stokluyorum. Kanalın uzun soluklu olmasını istediğim için bu yolu tercih ediyorum. Bir de kimi zaman ruhsal olarak atalete düştüğümde kanalın bu sayede bana rağmen kendini idame ettirebilmesine alan açmış oluyorum. Sevgiyle.

  • @gokcesay1418
    @gokcesay1418 19 днів тому

  • @EsraSarkayaMusic
    @EsraSarkayaMusic 19 днів тому

    Başlıyoruz

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 16 днів тому

      İki yıl önce başlamış olduğum UA-cam serüvenime hoşgeldin Esra:) Birkaç videonu izledim, sesin çok güzel, lütfen devam et:) Değerli yorumlarını bekliyorum. Sevgiyle.

  • @Nlly__08-w2g
    @Nlly__08-w2g 20 днів тому

    çok iyiydi, teşekkürler..

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 19 днів тому

      @@Nlly__08-w2g rica ederim. Ben de sana nazik ilgin için teşekkür ederim.

  • @TimsahSatan2.
    @TimsahSatan2. 20 днів тому

    Hocam önemli bir bakış açısı.Sevgiler…

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 16 днів тому

      Neden böyle düşündüğünü paylaşırsan sevinirim. Düşüncelerini önemsiyorum. Sevgiyle.

  • @ahmetsengul2313
    @ahmetsengul2313 20 днів тому

    😊👋🤌👍👏👐 bilmek iyi ,ve önemlidir, çünkü kafa bir muddet sonra karışıyor, bilmek şart.

  • @-vf5wx
    @-vf5wx 20 днів тому

    Merhaba...

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 20 днів тому

      Merhaba:) Umarım her şey yolundadır. Kendine iyi bak. Sevgiyle.

  • @GulEnglishAcademy
    @GulEnglishAcademy 20 днів тому

    teşekkürler

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 20 днів тому

      Rica ederim:) Ben de nazik ilgin için teşekkür ederim. Sevgiyle.

  • @fifichilli4928
    @fifichilli4928 24 дні тому

    Kanalin sahibinin adini bilen var mi?

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 23 дні тому

      Kimse yanıt vermeden ben yanıtlayayım:) İsmim Önder Özden.

  • @atilimkolukisa
    @atilimkolukisa 24 дні тому

    👍

  • @evrende10
    @evrende10 25 днів тому

    onca haftadan sonra işte bu video da neden böyle yaptığını gerçekten anladım hocam çok teşekkür ederim gerçekten hep bir neden arıyordum. kız arkadaşımla sevgili olduğumuzda ve ilk flört aşamasında o kadar güzel o kadar ilgili davranıyordu ki aynı şekilde bende mükemmel bir ilişkimiz vardı her şeyin 4 4 lük gittiği işte bu dediğim doğru kişi sonunda dediğim ama ne yazık ki çok uzun sürmedi 3 hafta sonunda ortada hiç bir şey yokken kız arkadaşım hiç bir şekilde ne mesajlarıma ne aramalarıma geri dönmedi bu böyle 1 hafta gitti 1 haftanın sonunda tekrar yazım ve sorunun ne olduğunu bunu 2 insan olarak konuşup anlaşır veya anlaşamazsak yollarımızı ayırırız gibi bir mesaj yazdım ve oda hayatında en çok korktuğu şeyin başına geldiği bana aşık olduğunu hayatında kimseyi bu kadar kendine yaklaştırmadığını ya biz olamazsak ya beni bırakır gidersen dedi devamında barıştık sonra eskisi gibi olamadık ama devam ettik ben onunla beraber vakit geçirmek isterken o bir bahane bulmaya devam ediyordu bu sefer ben 1 gün çok kötü bir gün geçirirken onu aradım ona ihtiyacım vardı sesini duymaya ve aynı şeyi yapınca bu sefer ben biraz sert mesaj atarak bundan sonra hayatımda yoksun diyerek engelledim her yerden ama sonra hayatıyla ilgili bazı şeyler öğrendim kötü bir geçmişe sahip tekrar yazdım ve hiç uzatmadan affetti sevmeseydi bunu bahane olarak kullanıp istemiyorum beni engelledin diyerek bırakırdı ama affetti devam ettik en sonunda bir gün söz verdi ve o buluşmaya da gelmedi mecazi değil 10 saat arabada bekledim ve mesajlar gönderdim tek bir şey yazmadı bende son olarak uzun bir mesaj yazdım öyle nefret mesajları değil bu ilişkinin ona zarar vediğiyle ilgili mesajlar gönderim yaptığım bir kötü şey varsa özür diledim ve mutluluğunu gerçekten istediğimi söyledim elimden bu geliyor sadece bana bir kez bile fırsat vermedi ama yargılamıyorum hiç bir zaman hala da seviyorum yazsa bu aralar dönme ihtimalim çok yüksek sadece benim kötü hissettiğim bir şey aynı ortamda bulunuyoruz haftada 2 3 gün ve o günlerde bana hiç bakmıyor beni görmezden geliyor herkesle mutlu olduğunu görüyorum ama tabi içini bilemem bana geldiğinde sırtını çeviriyor bakışlarını kaçırıyor yüzü düşüyor sanki düşmanıymışım gibi oysa ben ona hiç bir şey yapmadım ne kötü bir söz ne aldatma bu durum beni üzüyor kin var gibi bir tık ama arkadaşlarım la ne konuşuyorum diyede çaktırmadan dinlediğinide fark ettim hocam bu video karşıma çıktı ve gerçekten her şey yerli yerine oturdu bilmiyorum yazar mı ama çok isterim yazarsa ne yapmalıyım onu da bilmiyorum yorumları okudum benzer olaylar var barışırsam döngüyede girebilir düzeledebilirmi bilmiyorum eğer yardımcı olursanız çok mutlu olurum gerçekten

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 23 дні тому

      Merhaba. Yorumlarda belirtmiş olduğum gibi biri kaygılı ve diğeri kaçıngan bağlanmış iki kişinin yakın ilişkisinde sizin de yaşamış olduğunuz sorunların oluşması bir yerden sonra maalesef kaçınılmaz hale gelmektedir. Yorumundaki yazın tonlamasına dikkat edersen gözle görülür bir endişe var. Haliyle ikircikli bir yaklaşım da egemen. Zira, kaygılı bağlanmış olan sen ikileme düşüyor, bir yandan yürümeyeceğini bildiğin bir ilişkiyi sonlandırmak isterken diğer yandan belki bir şans daha verirsen düzelebileceğine inanmak istiyorsun. Oysa, dediğin gibi bugüne kadar birden çok kez ilişkinize şans vermişsin. Bana kalırsa daha fazla zorlamak sana daha iyi gelmeyecektir. Aksine kaygı eşiğini yükseltecektir. Kaldı ki; bu da mesajında görülmektedir. Durumu kabullenmen daha yerinde olabilir. Zira karşı tarafın davranış şeklini değiştirmen mümkün değil, olsa idi çoktan olur ve kaçıngan bağlanmış eski sevgilin seninle olmak için farklı şekilde düşünüp, hissetmeye ve bunun sonucunda farklı şekilde davranmaya başlardı. Oysa gelinen noktada durum tam tersi. Ben de senin gibiydim. O yüzden seni anlıyorum, inan bana. O gittikçe sen ona tutunmak ve onun seni aslında sevdiğini ama bunu kaçıngan bağlandığı için haliyle gösteremediğini düşünmek istiyorsun. Bu senin ona yansıttığın bir durum. Buna karşın, eski sevgilin belki de artık seni sevmediğine karar vermiş olabilir. Ya da bu sevgisinin ve ilişkinin senin de belirtmiş olduğun gibi önünde sonunda kendisine zarar verebileceğine inanıyor olabilir. Tüm bu durumlar karşısında senin yapabileceğin pek fazla bir şey yok. Ne kadar çok istesen de maalesef durum böyle. Bu nedenle, bana kalırsa, eski sevgilinin şu anki tavrına saygı duyup, aranızda örmüş olduğu mesafeyi korumaya çalışman en iyisi. Bunu gerçekten başarabilirsen en azından sana (güvenli bağlanmış biri olmasa da söz gelimi kaygılı) bağlanabilecek birini bulabilirsin. Bugüne kadar edindiğim yakın ilişki tecrübelerine göre 'olmayan öncekinde ısrar etmek olabilecek sonrakinden mahrum kalmamıza neden olabilir'. Dolayısıyla, bağlanma stillerimiz açısından asıl mesele ve nihai hedef güvenli bağlanamamış herkesin güvenli bağlanan yetişkin benliği güçlü olgun bir bireye dönüşmesidir. Bunun olması için de olmayan bir ilişkiyi oldurmaya çalışmak yerine olabilecek ilişkilerin peşine düşmek ve onlara değerli vaktimizi özgülemek çok daha akıllıca olacaktır. Aksi halde, iyi niyetimizle cehenneme giden yolun taşlarını örer ve kendimizi içinden çıkamadığımız toksik ilişkilerden örülü bir fasit dairenin içine hapsederiz. Bu yanıtı okuduktan sonra üzerinde düşündükten sonra görüşlerini paylaşırsan sevinirim. Umarım daha fazla gel-git yaşamayacağın, daha sağlıklı, huzurlu ve kendiliğine daha uygun düşecek bir tercih yaparsın. Sevgiyle.

    • @evrende10
      @evrende10 22 дні тому

      @@kendinias8533 hocam yazdıklarınızı çok düşündüm ve çok doğru benim bile kendime itiraf edemediğim gerçekleri söylediğiniz için teşekkür ederim çevremdeki herkes bana sen ne ara bu kadar aşık oldun nasıl bu kadar bağlandın diyor inanın bende hiç anlayamadım tek istediğim şeyin netlik olması bende zamanında başka ilişkiler yaşadım ama hepsinde nettim istemediğimi neden istemediğimle beraber hep belirttim insan sevmediği kişiye sevmediğini çok da rahat söyleyebilir diye düşündüğüm için oda böyle olsa söylerdi diye düşündüm dediğiniz gibi benim içimde hep bir umut olarak kalıyor yanlış olmasın hala öyle ne yazık ki ama zamanla da geçeceğine inanıyorum sadece beni görünce gözlerini kaçırması düşman gibi bakması zoruma gidiyor ama oda zamanla geçecektir eğer o yazarsa bir gün kendimi tutabilirmiyim bilmiyorum ama son konuşma illa olacaktır en azından artık kendimin neyin iyi geleceğini ve karşımdaki kişinin nasıl düşündüğünü hissettiğini biliyorum ne olursa olsun mesajda atsa atmasa da buraya güncel yorumumu ekleyeceğim eğer içimdeki şeyi bitirirsem yine buraya sonunda bitirdim kurtuldum diye ekleme yapıcam tarih ne olursa olsun çok teşekkür ederim hocam

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 20 днів тому

      @ eminim kendin için en iyi olanı yapacaksın. Sevgiyle.

    • @Tomriskatun_
      @Tomriskatun_ 20 днів тому

      @@kendinias8533hocam peki 5-6 aydır herşey yolunda giderken bir anda uzaklaşabilir mi bu insanlar?

  • @OnurÜnal-i3j
    @OnurÜnal-i3j 25 днів тому

    Enneagram tipini bir Heart centered type olarak bulmak çok zor hocam. Çünkü hepsi doğru oluyor. 2,3 ve 4 için baktığımda hepsinde bana uyan bir şeyler görüyorum. Fakat 4 en yakını gibi kanat teorisiyle güçlü yönlerimiz ve potansiyelimizi görüp bunu dengelemek fevkalade bir farkındalık duygusu sağlıyor.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 23 дні тому

      Sana katılıyorum Onur. Teşekkürler değerli yorumun için. Sevgiyle.

  • @farukors8072
    @farukors8072 26 днів тому

    Hocam videolarınızı izliyorum ve öncelikle bu güzel videolar için teşekkür ederim. ben bulmakta çok zorluk çekiyorum. kendimi bir sınıfa koyamıyorum. 4 6 9 tritype tamam bunu kabul ediyorum mesela ama mbti ya da enneagramımı bir türlü bulamıyorum.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 26 днів тому

      Ben teşekkür ederim videolarımı izlediğin için. David Daniels-Virginia Price’ın “The Essential Enneagram” isimli kitabında güvenilir bir test var, onu kitabı satın alıp yapabilirsin. Bu kitabı ben Amazon'dan aldım sanırım. Ayrıca, önerdiğim Türkçe kitapları alıp okursan tek tek, emin ol yaklaşık olarak bir mizaç tipinin özellikleri (kanat, stres ve güvenlik hatlarını yani senin ana mizaç tipinden gittiğin diğer mizaç tiplerinin özellikleri ile birlikte değerlendirmeni takiben) sana daha yakın gelecektir. %100 bulmak için derinleşmelisin okumalarında. Ana mizaç tipini bulurken kanatlarını da iyi okumalı ve göz önünde bulundurmalısın. Kanat mizaç tiplerinden birinin özellikleri de ana mizaç tipinin özellikleri ile kaynaşacak ve hatta bazen daha baskın hale bile gelebilecektir. Ben kendi ana mizaç tipimi kanat mizaç tipimle birlikte değerlendirdiğimde daha net bir şekilde saptayabildim. Belki bu taktik senin de işine yarayabilir. Sevgiyle.

  • @-vf5wx
    @-vf5wx 26 днів тому

    Teşekkürler, sevgiler...

  • @ahmetsengul2313
    @ahmetsengul2313 26 днів тому

    👐

  • @haticekarakoyun5110
    @haticekarakoyun5110 26 днів тому

    Merhaba kaçıngan bağlanma sorunu yaşıyorum ve bu durum beni çok acı çektirecek duruma getiriyor partnerimde kaygılı bağlanma bunu çözmek için ne yapmalıyım🙏🏻🙏🏻

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 26 днів тому

      Hatice merhaba. Çok ucu açık bir soru sormuşsun. O nedenle, sana doğrudan bir cevap vermek yerine bağlanma kuramı ile ilgili tüm videolarımı izlemeni ve bölüm açıklamalarında atıfta bulunduğum kitapları alıp okumanı tavsiye ederim. Ayrıca, bağlanma kuramı ile ilgili bölümlerin (Oynatma Listesinden izlersen daha iyi olur.) yorumlar kısmında yer alan açıklamalarımı okuyabilirsin. O açıklamalarda kuram ile ilgili başka kitap ve makale önerilerimi de bulabilir, kaygılı-kaçıngan bağlanma stillerine sahip çiftlerin arasındaki ilişki tarzı ile ilgili olarak yaptığım değerlendirmelerden de yukarıdaki soruna yanıt bulabilirsin. Eğer bunları okuduktan sonra daha spesifik soruların olursa memnuniyetle ve dilim döndüğünce yanıtlarım. Sevgiyle.

  • @serranursevil7773
    @serranursevil7773 27 днів тому

    Çok çok çok teşekkürler gece gece iç sıkıntısından bu konuyla ilgili video ararken tamda benim kafa yapımda ve bilgilerimde olan kanalınıza denk geldim aslında bunları hep biliyordum ama bu konuyla ilgili böyle bir farkındalık açılmamıştı bende videonuz bu konuda çok büyük bir farkındalık oldu her söylediğinizde sonuna kadar haklısınız bana tekrardan kendi yolumu hatırlattığınız ve söylediğiniz her şey için çok çok Teşekkürler💓

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 26 днів тому

      Bu güzel mesaj için çok teşekkürler Serra. Bu aralar eski videolarıma eskisinden daha fazla yorum geliyor ve bu da beni mutlu ediyor. Demek ki boşuna çekmemişim, aradan geçen zamana karşın birilerine dokunuyor, diyorum kendi kendime. Çok şükür. Senin gibi kıymetli, bilgili, özenli, gelişime ve değişime açık izleyicilerimin olması benim için ne büyük bir mutluluk. Bugün yeni bir bölüm yayınlayacağım. Enneagram ile ilgili ikinci bölüm olacak. Umarım izleyebilirsin. Lütfen yorumlarını paylaşmaktan çekinme. Videolarıma yapılan yorumlardan bugüne kadar çok şey öğrendim, senin yorumlarından da öğreneceğime/feyz alacağıma eminim. Tekrar değerli vaktin ve samimi ilgin için teşekkür ederim. Sevgiyle.

    • @serranursevil7773
      @serranursevil7773 26 днів тому

      @ Güzel yorumunuz için çok teşekkürler Ben frekansı tutan ve o bilgiyi alması gereken kişiye o bilginin yüzyıl da geçse toprağın altında da kalsa ulaşacağına inanıyorum o yüzden konuştuğunuz hiçbir bilgi boşuna değil merak etmeyin bir insanın hayatını kendi korkması ve uygulamaya geçemeyişi yüzünden negatife doğru gidecekken bi anda pozitife dönüştürüyor ve hayata tekrardan umutla pozitif bakmasını sağlıyorsunuz hem negatife ışık tutuyor hemde pozitife giden yolu gösteriyorsunuz bu konuyla ilgili bir sürü video varken ben sizinkine tıkladım ki zaten içinde olduğum bir bilinç seviyesindeydi o yüzden merak etmeyin videolarınız her zaman ulaşması gereken kişilere ulaşıcaktır

    • @serranursevil7773
      @serranursevil7773 25 днів тому

      @@kendinias8533 tekrar cevap yazmıştım cevabım yüklenmedi mi acaba göremiyorum

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 23 дні тому

      @@serranursevil7773 ilk mesajın ve bu mesajın dışında bir mesaj yüklenmemiş gözüküyor.

  • @gokberk7957
    @gokberk7957 29 днів тому

    Hocam kitaplığınızdaki veya önerdiğiniz kitaplar hakkında video gelir mi

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 28 днів тому

      Merhaba. İşin doğrusu kitaplığımdaki kitaplardan ilham alarak çekeceğim bölümleri belirliyorum çoğunlukla. Bu bölüm de öyle. Nihan Kaya'nın bir kitabını okurken Enneagram'ı keşfettim ve onun önerdiği kitapları alıp okudum, sonra da bölüm çekmeye karar verdim. Hatta bu hafta ikinci bölümü de konuyla ilgili yabancı bir kaynaktan yararlanarak çektim. Dolayısıyla, soruna cevabım evet ve genellikle kitaplığımdaki kitaplardan yararlanarak bölümler çekmeye devam edeceğim. Sevgiyle.

  • @Mervea-k8j
    @Mervea-k8j Місяць тому

    siz bir ünlü ya da oyuncu musunuz tanıdık geldiniz

  • @raskolnikov514
    @raskolnikov514 Місяць тому

    Sayenizde ben de daha iyi hissettim, teşekkürler

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      Ben teşekkür ederim nazik ilgin için. Mutlu oluyorum böyle mesajlar aldığımda, iyi ki çekiyorum bu içerikleri diyorum kendi kendime:) Mutlu yıllar:) Sevgiyle.

  • @skdd4351
    @skdd4351 Місяць тому

    Mrb❤Kaçıngan bağlanan biri evlenebilirmi?Ne gibi sorunlar yaşar?

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 29 днів тому

      Kaçıngan biri de elbette evlenebilir ve yakın ilişkiler yaşayabilir. Ancak bu ilişkileri yaşarken güvenli bağlanmış birine göre çok daha fazla güçlük çeker. İlişkide kalmakta zorlanır. Zira, onu bebekliğinde temel bakım veren figürü terk etmiştir, ihmal etmiştir ve yaşam kurgusu hayatın/insanların daha çok güvenilmez ve bağlanılmaz olduğu istikametindedir. Bu nedenle, kaçıngan biri bağlanmak/bağ kurmak istese bile hemen hemen her ilişkisinde terk edileceği, kendisine gösterilen ilginin önünde sonunda azalacağı, foyalarının meydana çıkacağı ve bu nedenle, bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacağı şeklinde olumsuz bir önyargıya sahip olduğu için tek bir kişiye bağlanmaktansa özgür olmayı ve davranmayı seçebilir. İlişkide iken de eşinden daha özgür ve sorumsuz biri olmaya yönelebileceği gibi eşinden (tam olarak sağlıklı bir şekilde olduğu söylenemeyebilecek ise de) ayrışmış biri gibi davranmayı da önceleyebilir. Buna mukabil işin doğrusu bu şekilde davranmaktan o da çok korkuyor ve kaygılanıyordur ama bunu belli etmez, zira bebekliğinden beri bakım vereninin ilgisizliği dolayısıyla tüm kaygı ve korkuları ile kendi başına baş etmeye, kendi başının çaresine bakmaya ve zor durumlarla başa çıkmaya alışmış, duygularını bastırmayı öğrenmiş ve maskelerle yaşamayı normalleştirmiştir. Bu nedenle, kaçıngan biri evlenir ise kendinin farkına varıp değişmeye karar verinceye dek evlendiği kişiye kendini yüzde yüz adayacağını düşünmek ve ilişkide kalmak için bazen eşinden fazla fedakarlıkta bulunmaya gönüllü olduğunu varsaymak oldukça güçtür. Bu evlendiği kişiyi sevmediği anlamına gelmemelidir sadece bu sevgi (o güne kadar zor durumlarla ve duygu durumlarıyla başa çıkma yöntemi daha çok kendine içkin/egotist bir görünümde olduğundan) eşine yüzünü dönmesi, ona güvenmesi ve onunla birlikte bireysel veya müşterek sorunlarını aşabileceğine inanması için yeterli değildir. Ancak zamanla ve sabırla bu mümkün olabilir. Sevgiyle.

  • @skdd4351
    @skdd4351 Місяць тому

    Kaçıngan bağlanan biri evlenebilirmi?Bu evliliği nasıl yürütür?

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      Kaçıngan biri de elbette evlenebilir ve yakın ilişkiler yaşayabilir. Ancak bu ilişkileri yaşarken güvenli bağlanmış birine göre çok daha fazla güçlük çeker. İlişkide kalmakta zorlanır. Zira, onu bebekliğinde temel bakım veren figürü terk etmiştir, ihmal etmiştir ve yaşam kurgusu hayatın/insanların daha çok güvenilmez ve bağlanılmaz olduğu istikametindedir. Bu nedenle, kaçıngan biri bağlanmak/bağ kurmak istese bile hemen hemen her ilişkisinde terk edileceği, kendisine gösterilen ilginin önünde sonunda azalacağı, foyalarının meydana çıkacağı ve bu nedenle, bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacağı şeklinde olumsuz bir önyargıya sahip olduğu için tek bir kişiye bağlanmaktansa özgür olmayı ve davranmayı seçebilir. İlişkide iken de eşinden daha özgür ve sorumsuz biri olmaya yönelebileceği gibi eşinden (tam olarak sağlıklı bir şekilde olduğu söylenemeyebilecek ise de) ayrışmış biri gibi davranmayı da önceleyebilir. Buna mukabil işin doğrusu bu şekilde davranmaktan o da çok korkuyor ve kaygılanıyordur ama bunu belli etmez, zira bebekliğinden beri bakım vereninin ilgisizliği dolayısıyla tüm kaygı ve korkuları ile kendi başına baş etmeye, kendi başının çaresine bakmaya ve zor durumlarla başa çıkmaya alışmış, duygularını bastırmayı öğrenmiş ve maskelerle yaşamayı normalleştirmiştir. Bu nedenle, kaçıngan biri evlenir ise kendinin farkına varıp değişmeye karar verinceye dek evlendiği kişiye kendini yüzde yüz adayacağını düşünmek ve ilişkide kalmak için bazen eşinden fazla fedakarlıkta bulunmaya gönüllü olduğunu varsaymak oldukça güçtür. Bu evlendiği kişiyi sevmediği anlamına gelmemelidir sadece bu sevgi (o güne kadar zor durumlarla ve duygu durumlarıyla başa çıkma yöntemi daha çok kendine içkin/egotist bir görünümde olduğundan) eşine yüzünü dönmesi, ona güvenmesi ve onunla birlikte bireysel veya müşterek sorunlarını aşabileceğine inanması için yeterli değildir. Ancak zamanla ve sabırla bu mümkün olabilir. Sevgiyle.

    • @skdd4351
      @skdd4351 Місяць тому

      @kendinias8533 kaygılı bağlanan ve bunun farkına varıp kendini değiştirmeye, güvenli bağlanmaya çalışan ve araştıran biriyim.Partnerimle aramda yaş farkı var ve evliliğimiz mümkün değil. Bana karşı gayet ilgili ve sevgi dolu.Fakat birgün var birgün yok,iletişimde mesajlaşmayı sevmedigi için bazen beklentimi veremiyor,geri cekildigimde zaten arıyor..Ve saatlercede konuşabiliyoruz.Ve farkettim ki oda Kaçıngan. Bu durumda aile baskısıyla evlendirilmek istiyor fakat bana söylediği evlenmeyi istemediği.Bazen kafa karıştırıcı mesajlar verdiği için kendimi burda zamanı çalınan ve geçici birliktelik içinmi bunları söylüyor?Gerçekten mi evlilik istemiyor?olursa ne olur bilmiyorum. Ben ilişkimizde ona alan tanıyorum ve benimle sıkıntısı yok Fakat ben güvende hissetmiyorum.Birgün bitecekse neden emek vereyim,nasıl sadece sevgiyi yaşayıp mutlu olayım inanın bilmiyorum ve bu düşünce beni boğuyor (Evlilik bende istememe rağmen)....İlişkimde nasıl rahat davranabilirim?Sadece mutlu olduğuma odaklanabilirim?🙏🌿

  • @emrebatur7105
    @emrebatur7105 Місяць тому

    Merhaba keske sadece Engin Geçtan'ın İnsan Olmak kitabını değerlendirdiğiniz bir yayın ya da seri yapsanız. Emeğiniz için teşekkür ederim.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      Merhaba Emre. Çok naif bir istek. Çok mutlu ettin beni bu isteğinle. Bu isteğinin üzerinde ciddi bir şekilde düşüneceğim. Yeniden kitabı okumam gerekir ama buna değer. Çünkü müthiş bir kitaptır. Sevgiyle.

  • @AhmetYaman03336
    @AhmetYaman03336 Місяць тому

    Biraz sacma degilmi ordaki bilgiler hocam ,beni elestirel kabul ettigimi ,oldugum gibi kabul et diyor ,hocam sen adler oku ,nevrotik kisir döngü, nevrotiklerden bahset .

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      Adler'in hangi kitabını okumamı tavsiye edersin?

    • @AhmetYaman03336
      @AhmetYaman03336 Місяць тому

      Hocam nevroz sorunlari, birde insanı tanıma sanatı var ,orda çok ilginç bilgiler ile karşılaştım, neredeyse bu moder hayatta bazı davranışlara açıklama yapıyor, dikkatimi çekti, bir kişi vardı you tubede diyorduk Freud okumayı adler okuyun diyordu orası nekar doğru bilmiyorum, aralarında görü ayrılıkları varmış,nevrotik yaşam tarzi bir kişiyi kısır döngüye sokar ,sokan kisiler varsa bir sürü psikolojik hastalıklar, yetersizlik hisleri degersizlik hisleri hepsi tetikleniyor öyle bir hale geliyorki ,farklı kaynaklara yönelmek zorunda kalıyorum, çünkü bir çıkmaz var çıkamıyorsun, uzmandan desten almak ,yada kendimizi iyi tanımak, bu nevrozlarin çocukluktan geldiğini bi öğrenmek lazım.

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      @@AhmetYaman03336 teşekkürler kitap tavsiyeleri için. Adler'in iki kitabını da okunacaklar listeme ekledim. Alıp okuyacağım. Nevrotik kısırdöngü hakkında bölüm çekebilirim. Bu önemli bir olgu. Engin Geçtan da bundan sıklıkla bahseder kitaplarında. Ben de sana eğer okumadıysan Geçtan'ın "İnsan Olmak" ve "Hayat" kitaplarını okumanı öneririm. Mutlu yıllar. Sevgiyle.

  • @yesimguler2074
    @yesimguler2074 Місяць тому

    Sizi dinlemek cok keyifli cok tesekur ediyorum😊

    • @kendinias8533
      @kendinias8533 Місяць тому

      Ben de nazik ilgin için teşekkür ederim. Sevgiyle.