- 19
- 75 994
benhayattayken
Приєднався 16 січ 2008
Відео
Sokrates Öncesi Filozoflar -2
Переглядів 338Місяць тому
Bu bölümde, "Sokrates Öncesi Filozoflar" serimize, Empodokles, Anaksagoras, Demokritos, Herakleitos, Parmenides ve Pitagoras ile devam ediyoruz.
Sokrates Öncesi Filozoflar -1 / Thales, Anaksimandros, Anaksimenes
Переглядів 895Місяць тому
M 6. yüzyılla M 5. yy arasında döneme ‘Sokrates öncesi” dönem denilir. Bu dönemde felsefe sahneye çıkmış ve ilk filozoflar daha çok doğayı, doğa yasalarını veya oluşumunu incelemişlerdi. Bu videoyla Sokrates öncesi felsefeye kısa bir giriş yapacağım. Bu serinin ilk bölümü ilk filozoflarla başlayacak. Yani Milet’li filzoflar, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes.
Platon'un Ütopyası
Переглядів 966Рік тому
Bu bölümde Platon'un ütopyası üzerinde duruluyor: -Ütopya nedir? -Platon nasıl bir motivasyonla bir ütopya yazma ihtiyacı duymuş olabilir? -Platon'un ütopyası zamanının Atinası'nın ne gibi problemlerine bir cevap olarak geliştirilmiştir? -Bu ütopyaya 21. Yüzyılın insanları olarak nasıl yaklaşmalıyız?
Platon'un ütopyası
Переглядів 445Рік тому
Bu bölümde Platon'un ütopyası üzerinde duruluyor: -Ütopya nedir? -Platon nasıl bir motivasyonla bir ütopya yazma ihtiyacı duymuş olabilir? -Platon'un ütopyası zamanının Atinası'nın ne gibi problemlerine bir cevap olarak geliştirilmiştir? -Bu ütopyaya 21. Yüzyılın insanları olarak nasıl yaklaşmalıyız?
Platon: Bütün bir felsefe tarihi, Platon'a düşülmüş bir dipnot mudur?
Переглядів 914Рік тому
Bu bölümde, Platon'un felsefe tarihi içindeki özel yerine vurgu yapılıyor. Platon'un idealar kuramı, felsefeye yeni başlayanlar için ayrıntılı denilebilecek bir şekilde ele alınıyor.
Doğa Filozofları: Anaksimandros-Anaksimenes-Empodokles
Переглядів 951Рік тому
Bu bölümde, arkhe problemine ilişkin Anaksimandros ve Anaksimenes'in görüşlerine yer veriliyor. Ardından Miletli filozofların arkhe tartışmalarına çokluk problemi bağlamında katılan Empodokles ele alınıyor.
Doğa Filozofları: Thales
Переглядів 565Рік тому
Bu kayıtta, Thales'in düşünce tarihi için neden hâlâ çok önemli bir filozof olduğu üzerinde duruluyor.
İlk filozof gerçekten Thales miydi?
Переглядів 615Рік тому
Bu bölümde şu sorulara yanıt aranıyor: -Felsefe tarihini gerçekten de M 6. yüzyıl dolaylarında antik yunan kültürünün bir parçası olan Miletos'ta yaşamış düşünür Thales'le mi başlatmalıyız? -Çok kendiliğinden bir şekilde insanın olduğu her yerde, o insan kim olursa olsun, ister bir imparator ister bir köle, ister bir çocuk ister bir ihtiyar herkes, bir şekilde bir takım felsefi problemlerle kar...
Georg Wilhelm Friedrich Hegel: "Gerçek olan akılsaldır, akılsal olan gerçektir."
Переглядів 2,7 тис.Рік тому
Bu bölümde mümkün olduğu ölçüde Hegel felsefesi özetleniyor: Kısa bir şekilde hayatı ve eserleri hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra, Hegel felsefesi için kilit önemde bir kavram olan 'Geist' kavramı üzerinde duruluyor. Ardından Hegel'in diyalektiğinden ve felsefî mirasının üç önemli tespitinden, tarihselcilik, tarihin akılcı yapısı ve yabancılaşma kavramlarından bahsediliyor.
İmmanuel Kant'ın Bilgi Felsefesi
Переглядів 8 тис.Рік тому
Bu derste, Kant'ın epistemolojisi özetleniyor.
Jean-Jacques Rousseau: "İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
Переглядів 3 тис.Рік тому
Jean-Jacques Rousseau: "İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
Voltaire: Şüphe rahatsız edici, kesinlik ise gülünçtür!
Переглядів 1,7 тис.Рік тому
Voltaire: Şüphe rahatsız edici, kesinlik ise gülünçtür!
Ellerinize sağlık, çok güzel olmuşş 🤩
ellerinize sağlık hocam
elinize saglik hocam
Çok güzel olmuş, emeklerinize sağlık hocammm
Sizin bu videonuzu paylaşmak istiyorum fakat takdir toplamak için yaptım sanılır diye paylaşamıyorum
Aktarımız harikaydı.
Bu yaklaşım içinde bir sorun barındırıyor: müşteri çekmek için müşteriyi memnun edecek biri ile müşterisini kazıklayanın yaptığı aynı kefeye konulmuş oluyor.
Birey gaist a bağlı olarak vatlık kazanır ve bir çeşit determinizm barındırır. Gerçeklik tarihseldir, diyalektik olgunlukla ilerler, minervanın baykuşu Tarihin akılcı diyalektiği Yabancılaşma, gaist ın yürüyüşünün zamana yayılmışlığı ve diyalektik ilerleme için yarınlara ittirecek yabancılaşmanın varlıkta bulunması.
ellerinize emeğinize sağlık🙏
teşekkür ederiz 🙏
Ahlâk akla göreyse ve herkesin aklı kullanma becerisi de aynı olmadığına göre herkese göre bir ahlak oluşmaz mı? Göreceli ahlak oluşmuş olmaz mı? Benim aklıma göre ahlâklı olan bir başkasına göre ahlaksız olamaz mı? Bu durum kişiye özel ahlâk oluşturur.
Çok çok iyi
Teşekkürler hocam❤
Evrensel ahlak yasalari mesela japonlar adamlarda harakiri var müzülmanlik😅
👍
Harika bir anlatım olmuş . Sade ve anlaşılır. Emeğimize sağlık
Ahlaki olmamak, ahlaksız olmak mı demek?
Çok net ve sade açıklamış👏👏👏
Buraya gelene kadar çok popüler felsefe kanallatından geçtim, en çok sizin anlatımdan anladım hocam, teşekkürler🙏
Ruhdan bahseden birinin dediklerini, Yazdıklarını ciddiye bile almam.!!!
o zaman kanta göre tanrıya inanmak ahlaklı bir davranış olmuyor
Ahlaki eylemlerimiz koşulsuz ve hesapsız olmalıdır. Cennet beklentisi ile iyilik yapıyorsan bu ahlaklı olmaz.
Tanrının rızası için inanıp dinin gerektirdiklerini yapıyorsan ahlaklı ancak cennet ümidi,cehennem korkusu yüzünden inanıyorsan ahlaklı bir davranış değil zaten bence de
Merhaba. Anlatımlarınızın altına müzik eklemeniz dikkat dağıtıcı olmuş. Ses tonunuz zaten enstrüman gibi etkileyici ve akıcı.
katılıyorum.
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1] Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır.[1] Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”. Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun.[1] Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı.[2] Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2] İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.[3] Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu. Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor. Charles Patterson
Ahlaken her insan vegan olmalıdır bu yüzyılda, ahlakın olduğu yerde mezbahaneler olmaz
Çok güzel olmuş
Güzel olmuş ağzınıza sağlık
Tebrikler cok guzel olmus
Hocam gerçekten vidolariniz cok guzel gercekten her konuyu cok guzel ve detayli anlatiyosunuz sizden ricam hatta ricada degil nolur vidolarinizi daha fazla ve daha hizli atin daha fazla bilgilenmek istiyorum ve daha fazla sey ogrenmek istiyorum 9:40
bunu demek istemem ama kant çok sığ bir felsefeci
Sena isimli katılımcının sorusu, Kant'ın ahlak felsefesini dumura uğrattı. "Ahlak, iyi niyettir" diyen Kant, yalan söylemekte "iyi niyet" gerekçesini hatta zorunluluğunu kabul etmiyor. Sena isimli katılımcıyı tebrik ederim.
ERHAN HOCAM MERHABA İYİ GÜNLER YAYINLADIĞINIZ TÜM VİDEOLARIN GENELİNİ İKİ KEZ OLMAK ÜZERE TÜMÜNÜ CAN KULAĞIYLA DİNLEDİM VE BU VİDEOLARI BURDA BİTİRMENİZİ İSTEMİYORUM, YAYINLIYACAĞINIZ TÜM VİDEOLARI DÖRT GÖZ İLE BEKLİYORUM
Merhaba Yealfelsefe Sunucu, lütfen devam edin yayınlarınıza. Almanyadan yazıyorum.Türkçe dilinde hatam olursa kusura bakmayın.
Kant'a göre de ameller niyetlere göre 😊
Yunus Emre ne demiş isteyenlere ver onları (cennet) bana seni gerek seni Koşulsuz karşılıksız eylem sevgi İşte gerçek iman budur
Bugüne kadar anlatmaya çalışıyorum bunu...
Ön Frontal lob, İnsanın çıkarları için diğer insanlara yalan, riya, iftira gibi her türlü adiliği yapmasını sağlayan bir organ. Bu donatıya sahip bir insandan ahlak gibi doğada karşılığı olmayan bir durum beklemek bana olası gelmiyor. Hobbes'i destekliyor, Rousseau'nun Toplum Sözleşmesini onaylıyor. Kant'ı ise tam bir hayalperest olarak görüyorum.
Bu kanal ile karşılaştığıma ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.. Muhteşem anlatım, çok teşekkür ederim.. Diğer videolar için sabırsızlanıyorum.. 💙✨✨
Çok iyi bir anlatımdı teşekkürler. Üniversitelere sizin gibi hocalar lazım aslında.
Ben çok küçükken 5-6 yaşlarımda, birileriyle konuşuyordum ve ben aslında çok zekiyim çünkü sizin nasıl hissettiğinizi anlayabliyorum demiştim. Bana gülmüşlerdi sebebini anlayamamıştım. Şimdi fark ettim. Kendimi ifade edememişim çünkü. Tam da bundan bahsediyordum. Küçüklüğümden beri herhangi bir şeyi yapıp yapmamak için ödül veya ceza ihtiyacı hissetmemiştim. Bulunduğum ortamların şartlarına göre davranmam gerektiğini biliyordum. Benden çok daha büyük insanların neyi neden yaptığını anlayabiliyordum. Bu video için de çok teşekkür ederim. Neden ahlak konusunda bu kadar takıntılı olduğumu anladım. Çünkü bazı insanların erişkinliğe ulaştıklarında bile yapmadığı insanlık ödevlerini ben 5-6 yaşlarımda yapmaya başlamışım.
4:50
Çok güzel anlatım, çok güzel örnekler.. niyetinize, aklınıza, emeğinize ve dilinize sağlık 👏🏻
Çok faydalı bir video olmuş hocam ağzınıza sağlık ✨☀️💐
Kant hiç insan tanımamış sanırım, insan ahlaksızdır.
Harika anlatım. Çok teşekkürler🤗🌺
Süper anlatım..
Düşündürücü, açıklayıcı ve samimi bir anlatım olmuş, Size teşekkür ederim, hatay'dan selamlar
Çok guzel anlatim
din sömürücüsü papaz Kant tan ahlak dersleri
Dinde bu mertebeyle ilişkilendirilir. Kant ahlakı bir mertebeye çıkmakla mümkün. Dini ahlakın tek bir formu yoktur.
Yks felsefe icin geldim ve hocam anlatiminiz asiri iyi teşekkürler ❤